Suriyeli 1’inci, Karadenizli 2. sınıf vatandaş, öyle mi?

Suriyelilerin birinci sınıf mı sekizinci sınıf mı olduğunu anlamak  için sokağa bakmak yeter. Sizce sokaklarda sürünen, dilenen, tek göz odada 20 kişi yaşayanlara ulaşmış mı bu para?

Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmalarını hazırlayan danışman kadrosunu hakikaten merak ediyorum. Geçen hafta Giresun’da ‘Fındık için adalet’ mitingine katılan CHP lideri, çiftçilere destek için ‘kaynak olmadığının söylendiğini’ belirtmiş ve şöyle konuşmuş: "Suriyelilere 30 milyar dolar harcadık. Onlar birinci sınıf vatandaş oldu. Karadeniz’dekiler ikinci sınıf vatandaş."

Evet doğru, çiftçi bu yıl çok zorlandı. Sadece Karadeniz’de değil, Tekirdağ’dan Hakkari’ye, durum bu. Dünya gazetesinin deneyimli yazarı Ali Ekber Yıldırım, bu yıl tarım destekleri çok geç açıklandığı için ödemelerin de 2018’e sarktığını yazdı.  

Peki tarım desteğinin geç verilmesi veya yetersiz olmasının Suriyelilerle ne alakası var? Mesela, tarım işçiliğinden başka çaresi olmayıp, en düşük ücrette, en kötü şartlarda Suriyelilerin çalıştırıldığını bilmiyor musunuz? 

Ya hangi Suriyeliye, neden ve nasıl 30 milyar dolar harcanmış? Mart ayında AKP Genel Başkan Yardımcısı Öznur Çalık, Türkiye'de barınan 3 milyona yakın Suriyeli sığınmacıya 25 milyar dolar harcama yapıldığını söylemiş. Ama’sı var tabii... Haberin devamında Çalık, "25 milyar dolarlık yapılan yardımın ve desteğin 12 milyarını biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Başbakanımız ve bakanlarımızla misafirlerimizi ağırlamak için harcadık. Ama biz hükümet ve devlet olarak bu yardımı yaparken, 12 milyarı da özel sektör, vatandaşlarımız, sivil toplum örgütlerimiz, bizim o medeniyetimizden kaynaklanan misafirperverlik ve ensar ruhuyla desteklerini verdiler, vermeye devam ediyorlar" demiş. 

‘NANKÖR’ SURİYELİLER TEMASINA BAYILIYORLAR

Memleketin siyasetçisi bu kadar özensizken medyasından ne bekleyeceksin? Sığınmacıya mülteci statüsü bile vermiyorsun, peki hangi ‘misafir’i, nasıl ‘ağırlıyorsun’? 12 milyar doları kime dağıtıyorsun? ‘Ensar ruhu’yla destek vermek ne demek? Bunları sor! Yok... 

Suriyelilerin birinci sınıf mı sekizinci sınıf mı olduğunu anlamak  için sokağa bakmak yeter. Sizce sokaklarda sürünen, dilenen, tek göz odada 20 kişi yaşayanlara ulaşmış mı bu para? Belki birkaç damlası. Gözünüze dizinize dursun derler, iki kuruşluk gıda yardımı mı battı, ayıptır yahu! Kaldı ki yardımın büyük çoğunluğu, AFAD idaresindeki kamplarda yaşayanlara ve hükümetin uygun gördüğü gruplara ayrılıyor. Sokaklarda nefret söyleminin hedefine konan sığınmacılara değil. 

Evet, Türkiye 3.2 milyondan fazla sığınmacı ile dünyada en çok mülteci barındıran ülke. Pardon, onlar hala ‘misafir’. BM 2017 Mayıs verilerine göre, Türkiye’deki sığınmacıların yüzde 90’ı kampların dışında yaşıyor. Yüzde 70’i kadın ve çocuk!

Memlekette hangi siyasi görüşten olursa olsun iyice derinleşen, belirginleşen Suriyeli antipatisinin en büyük müsebbi, medya. Hrant Dink Vakfı, düzenli olarak basında farklı gruplara yönelik nefret söylemini arşivliyor. Buna göre medyada Suriyeliler, hep terör, güvenlik sorunları, ekonomik sorunların kaynağı olarak damgalanıp çokça ‘nankörlükle’ suçlanıyor. 

1. SINIF VATANDAŞLIK: 14 SURİYELİYE 4 KURU EKMEK!

İşin acı tarafı, haberlerin içerik itibariyle de yalan yanlış yazılması. Rejimin propaganda medyası Suriyeliler’e dair ‘nahoş’ olayları görmezden gelirken sırf muhalefet yapmak adına çıkan başka haber ve yorumlardaysa ‘BU AKP Suriyelileri başımıza bela etti, tüm kötülüklerin anası BUNLAR’ teması işleniyor. Tıpkı anamuhalefetin kolaya kaçarak yaptığı gibi. 

Teyit.org, internette Suriyeliler hakkında dolaşıma sokulan haberleri tek tek inceleyip uzun bir liste yapmış. Sonuç? Suriyeli’nin hedef gösterildiği, tecavüzle, hırsızlıkla suçlandığı, devletten cebine şıkır şıkır para indirdiğine dair çıkan TÜM haberler, yalan. (Bir zahmet okuyunuz ve her gördüğünüz habere atlamayınız.

Fındığa, birinci ve ikinci sınıf vatandaşa dönecek olursak... Bu hafta Hürriyet Pazar’da Yücel Sönmez, Giresun’da hem Suriyeli hem Kürt (yazıda Güneydoğu’dan gelenler olarak geçtiğini not edelim) tarım işçilerinin hangi koşullarda yaşadığını ortaya koyan bir haber yapmış. Haberden anlıyoruz ki Karadenizli hiç ikinci sınıf filan değil, aksine Suriyeli’yi ırgat gibi çalıştırıyor. Köylerinin ayak işlerini (yol, tamir, taşıma vs) yaptırmak için iki Suriyeli ‘tutan’ı var. Muhtar, ‘çocuklar’ın 90 bin torba çimentoyu sırtında taşıyarak yol yaptığını gururla anlatmış. Aylık 1000 TL karşılığında bu işleri yaparlarken köylüler de kahvede pinekliyor tabii. Zaten Karadeniz’de kadınlar çalışır ağır işlerde, beyler maşallah ‘ikinci sınıf’ vatandaş! Bir başka Suriyeli, fındığa gittiklerinde yemek olarak kendilerine dört somon ekmeğin verildiğini ve 14 kişi paylaştıklarını söylüyor. Nasılmış 1. Sınıf vatandaşlık?  

Siyasetçilerin, medyanın ve toplumun asıl sorgulaması gereken, devletin sığınmacı politikasının ne olduğu ve ırkçılığın neden bu kadar yaygınlaştığı. Savaştan kaçıp Türkiye’ye sığınan milyonlarca insanı hedef göstermek, ayrımcı dili ve şiddeti körükleyecek sözler sarf etmek değil! Nefret söylemi ölüme götürebilir. Siyasetçinin, medyanın işi buna alet olmamak. Karnında bebekle tecavüz edilip öldürülen Suriyeli Emani’yi unutmayın. 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehveş Evin Arşivi