Ömer Faruk Gergerlioğlu
Taslaman, Sifil tartışması niye çok dikkat çekti?
Caner Taslaman ve Ebubekir Sifil'in islami meseleler üzerinde yaptığı tartışma çok dikkat çekti. Dinle yakın ilişkisi olmayan hatta inançsız olan çok kişi bu programı seyretti. Seyredemediyse de daha sonra izledi. Çünkü oldukça önemli, çarpıcı iddialar gündemdeydi.
Taslaman, Sifil tartışması niye çok dikkat çekti? Bu soruya cevap vermek önemli zira görmezden gelinemeyecek bir ilginin varlığı konusunda herkes mutabık. Bu sorunun cevabını, aslında altında önemli meseleler olduğu için sorgulamak, çözümlemeye çalışmak lazım. Tartışmadaki spekülatif konulara girmeye gerek yok zira asıl mesele onları aşan derin bir yaradır.
İslam dünyasında yüzyıllardır tartışılan konular bunlar aslında. Farklı ilmi ve düşünsel ekollerin kendi açılarından yaptıkları tartışmalar sadece bugün olmadı. Dini düşünce alemindeki tartışmalar çok sert tartışmalara yol açabilmiş, hatta çatışmaların, ölümlerin olması, devletlerin yıkılmasıyla alakalı olmuştur.
Bir ekolün diğerine şiddetle muhalefet etmesi çoğunlukla onu itibarsızlaştırmaya hatta din dışı ilan etmeye varmıştır. Düşüncesini hakim devletle ortaklığa dayandırarak yükseltmeye çalışan diğerlerini daha kolay değersizleştirebilmiştir. Bu düşünsel ayrılıklar, ne kadar farklılaşsa da sonunda farklı yaratılmış beyinlerin yönelişi olarak görülmeli ve çoğulcu bir anlayışla tartışmanın devam etmesi sağlanmalıydı. Ancak çoğunlukla öyle olmamış tek bir ekolün düşüncesinin dini temsil ettiği iddiası ileri sürülmüş ve farklı yaklaşımların tartışılması bile yasaklanabilmiştir. Günümüzde yaşanan yine budur, farklı düşünsel yaklaşımların baskılandığı, itham edildiği yerine göre devlet sopasıyla cezalandırıldığı bir yerde ihtilaflı konularda sert bir tartışmaya girmek çok dikkat çekecekti, zira tartışma açıktan, kol kırılır yen içinde kalır mantığına dayanmadan ve sert bir üslupla yapılıyordu.
Bu tartışma arı kovanına el sokmak gibiydi. Etkisi de öyle oldu ve çok tartışıldı. Zira bu ülkede ateist bile olsanız İslam düşünce dünyasındaki tartışmalardan etkilenmemeniz mümkün değildir. Çünkü Türkiye'nin sorunları çok, büyük ve kroniktir. Bu toplumdaki sorunların çoğu aslında İslam düşünce tarihindeki bazı sorunların halen aşılamamasındandır. Bireyin devletten kıymetli olduğu, özgürlüğün birey gelişimi için çok önemli olduğu, çoğulculuğa reddiye, dini ve etnik ayrımcılık, devletin kutsanması, milli değerlerin din gibi algılanmasına getirilmesi gereken çözümler, aslında dini düşüncenin ihmal ettiği hususlardır. Konuya çağdaş toplumlarda çözümler bulmak yerine içe kapanmacı refleksler içine girilmesi, çözüm için önemli sözler söyleyebilecek din aleminin vurdumduymazlığa, komplo teorilerine bel bağlanmasına yol açmaktadır. Sorunlarının çözümünü ya Batılı güçlerin emperyalistliğine, Siyonizmin emelleri iddialarına bırakan ve kendi halinden habersiz olan İslam dünyası, ya karizmatik liderler ya da Mehdi beklentisindedir. Bu da tartışılması gereken meselelerin ortada kalmasına ve din adına konuşan, tribünlere oynayan baskıcı liderlerin başarısına yol açmaktadır.
Taslaman ve Sifil'in tartışması birçok kişiyi taraf olmaya itti veya tartışmada din adına iddia edilen sözlerin birbiriyle çarpıştırılması ve bunu ilim adamlarının yapması çok kişide faydasız, zararlı bir tartışma olduğu düşüncesini oluşturdu. Ancak bu da içe kapanmacılık, topu taca atma ve sorunlarla yüzleşmeme tercihididir. Bu sümen altı etme yönelişini tasvip etmiyorum. Artık sosyal medyanın etkin olduğu bir çağda tartışmalı konuları gizlemenin bir faydası yoktur. Bu tartışmalı konuların neden çıktığı ve hangi cari, siyasi meseleleri de etkilediğini bulmazsak yıllarca aynı kısır döngüyü yaşayacağız.
İslam aleminin artık silkinmesi ve düşünce özgürlüğüne önem vererek sorunlarını tartıştığı, farklı fikirlere tahammül edebildiği bir vasatı oluşturması lazım. Bunu çok kez söyledik ama öylesine büyük bir ihtiyaç ki anlaşılan daha defalarca söylememiz gerekecektir.