Tercih mi? Mahkumiyet mi?

Turan Hançerli Meclis’te oturma eylemi düzenledi. Eylemi sonuç verdi, Sonunda değişiklik onaylandı. Tam 6 ay kaybedildi…

İzmir’de 114 yurttaş hayatını kaybettikten sonra,

İktidar ortağı MHP’nin genel başkanı Devlet Bahçeli’nin o sözleri kulakları tırmalamaya devam ediyor:

"Keşke riskli binalarda oturmak tercih edilmeseydi…"

Bahçeli’nin deprem riski altında bulunan vatandaşların durumunu bir tercih meselesi olarak ortaya koyması hepimizin içini titretti…

O sözler benim hafızama, İstanbul’da en fazla risk altında bulunan Avcılar’da, Avcılar Belediye Başkanı Turan Hançerli’nin başına gelenleri ve yalnızlığını getirdi…

Turan Hançerli 31 Mart seçimlerinde Avcılar Belediye Başkanlığına seçildi. İlk işi depreme karşı korunaklı binalar yaparak, deprem riskli bölgede tehlikeleri savuşturmaktı…

İlçede ömrü tamamlanmış binaları tek tek tespit etti,

Olası depreme karşı güçlendirilmesini sağlayacak imar planı değişikliği notu hazırladı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nin önüne getirdi.

Avcılar’da 17 Ağustos depreminden sonra hiçbir şey yapılmamıştı…

"20 yıl bekledik, 20 dakika bekleyecek vaktimiz yok" dedi, Belediye Meclisi’nden imar planı değişikliğinin gelmesini istedi…

20 dakika değil, 20 gün değil, tam 6 ay boyunca o plan değişikliği Meclis gündemine bir türlü gelmedi.

Belki de hiç gelmeyecekti,

Turan Hançerli Meclis’te oturma eylemi düzenledi.

Eylemi sonuç verdi, Sonunda değişiklik onaylandı.

Tam 6 ay kaybedildi…

Sonunda onaylandı, onaylandı ama bu kez de o değişikliği yapacak para yoktu…

Avcılar Belediye Başkanı bu kez değişikliği hayata geçirmek için finans arama yoluna gitti…

Gerisini kendisinden dinleyelim:

"Burada kamu kaynağının kullanılması gerektiğini düşünüyorum.

Çünkü burada bir hata var, bu yapılarda oturan insanlar aslında kandırılmış, yanıltılmış ve düzgün zannettikleri binaların aslında düzgün olmadığı ortaya çıkmış.

Halktan toplanan kamu kaynağının burada kullanılması son derece gerekliydi ve yapılması gerekiyordu ama yapılmıyordu.

Benim bunu yapma şahsım belediye başkanı olarak yoktu ama mutlaka dönüşüm yapmam gerekiyordu.

Bu problemleri dikkate alarak, yola çıktık…

Kooperatif modeli vardı bir de uygun kredi koşulları vardı, kentsel dönüşüm yasasında faizde üçte birlik indirim var, bunu kullanacağız dedik ve bir banka ile bir protokol imzaladık.

Başka ne yapabiliriz dedik, rekabetçi bir piyasa var, müteahhitler yüksek fiyatlara iş yapıyorlar. Rekabetçi bir piyasa oluşturalım dedik, 3500 TL istenirken Avcılar’da 2000 TL’ye çektik."

Bu şartlarda da işe başlıyor Turan Hançerli.

Ama kendisine daha fazla kolaylık lazım, çünkü iş çok para yok!

Aslında basit işlemler…

Yapım işlerinde yüzde 18 KDV alınmasın diyor Hançerli, böyle bir dönüşüm için alınan vergiye itiraz ediyor. "Katarlı Türkiye’den ev alınca vergi yüzde 1 ama ben depreme karşı bina güçlendirmek isteyince vergi yüzde 18" Bu KDV oranının da yüzde 1’e indirilmesi için Cumhurbaşkanına ulaşmaya çalışıyor.

Faiz desteği de önemli. Dönüştürme işlemleri için faizdeki indirimin üçte bir değil, yarı yarıya olması bile rahatlatacak belediyeleri. Avcılar Belediye Başkanı, "Böylece hazinedeki para faize daha az harcanacak" diyor, haksız da değil.

Avcılar Belediyesi kentsel dönüşüm kapsamında ki yapılar için "harç" almıyor. Mali yapının bu kapsamda bozulması da umurlarında değil, "Yaşam söz konusuyken biz parayı mı dert edeceğiz" diyor Başkan Hançerli. Belediye kendisi bunu yapabiliyorsa, devlet de faiz ve vergi paylarından vazgeçemez mi?

Vazgeçer,

Vazgeçerse ne olur?

Avcılar’da 2012-2019 yılları arasında kentsel dönüşüme giren konut sayısı 3 bin 500…

Gerçek ve kararlı bir irade ortaya çıktıktan sonra, Avcılar Belediyesi’nin güvenilir konut yapabilmek için yola çıktığı son bir yılda, 2019-2020 arasında kentsel dönüşüme giren konut sayısı: 4 bin!

7 yılda yapılamayan, 1 yılda yapıldı.

Hem de tüm zorluklara rağmen yapıldı.

Demek ki neymiş,

İnsanlar uygun koşullarda hem yaşama haklarına hem de barınma haklarına sahip çıkabiliyorlarmış.

Siyasi iktidar, milletten topladığı 35 milyar dolar deprem yardımını güvenli binaların inşasına değil de köprülere yollara harcayarak insanları hasarlı binalarda oturmaya mahkum etti,

İktidar şimdi kendi elleriyle oluşturduğu mahkumiyet alanını insanların serbest tercihleri gibi göstermeye çalışıyor.

Ama buna kimse inanmıyor!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Sibel Hürtaş Arşivi