Sibel Hürtaş
Ya biri çıkıp sorarsa
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu kış gıda fiyatlarındaki artışa tepki gösterenlere, bir miting alanından şöyle yanıt vermişti:
"Bir mermi kaç para biliyor musunuz?"
Erdoğan’ın 9 Şubat 2019’daki Aydın mitinginde yaptığı bu konuşma, patates soğan fiyatlarındaki artışla ilgiliydi. Erdoğan, Afrin operasyonundan yola çıkıp "Soğana patatese ümit bağlamışlardı geçen seçimde. Şimdi domatese bibere sarıldılar. Patatesçilere domatesçilere sesleniyorum, bir merminin bedelini biliyor musun sen?"
Bu konuşmaların üzerinden çok değil, sadece 8 ay geçti.
Türkiye, Kuzey Suriye’ye yönelik askerî harekâtın 10. günündeyken, şimdi Ankara aynı soruyu Erdoğan’a soruyor:
"Bu mermiler kaç para?"
Soruyu soran HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan. Harekât başladığından beri Meclis’te yaptığı konuşmalarda eleştirilerini bir bir dile getirdi. Hatta bu eleştirileri dile getirdiği için önceki gün Meclis çatısı altındaki en büyük hakaretlerden birine maruz kaldı.
MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, Paylan için "bu kişi özel yetiştirilmiş bir ajan provokatördür" dedi. Onun bu sözlerini AKP ve MHP’li milletvekilleri de alkışladı.
Paylan şimdi harekâtın maliyetini soruyor.
Sorduğu sorunun yanıtını da kendisi veriyor.
Bu harekâtla birlikte savaş politikalarının yalnızca bütçe içi ve bütçe dışı harcamalarla kamuya maliyetinin 2019 yılında 160 milyar TL’yi bulmasının beklendiğini ifade ediyor.
160 milyar TL’lik maliyet sadece savaş politikalarıyla açıklanabilir mi?
Paylan’a göre bu sorunun yanıtı "evet".
Zira Paylan, güvenlik harcamaları, barış sürecinin sürdüğü 2014 yılında yalnızca 40 milyar TL olduğuna dikkat çekiyor.
Peki Türkiye savaş politikalarını tercih etmeseydi o zaman ne olacaktı?
Paylan’a göre o zaman Türkiye’deki birçok sorun da çözülecekti. Öngörülen bu 160 milyar TL ile "beş buçuk milyon EYT’linin sorunu çözülebilir, tarım kredi borçları silinerek çiftçi içinde bulunduğu dar boğazdan çıkartılabilir, milyonlarca öğrencinin geçinmek zorunda olduğu düşük miktardaki öğrenci kredileri iyileştirilebilir ve mevcut kredi borçları silinebilir, ay sonunu getiremeyen işçi, memur ve emeklinin gelirleri artırılabilirdi" diyor.
Sadece bu mu?
Ekonomik kriz hepimizin alım gücünü etkiliyor. Hatta bu daha da artacak. Garo Paylan, savaş ile birlikte içinde bulunduğumuz ekonomik krizin daha da derinleşeceğine dikkat çekiyor. Yeni kriz dalgasıyla ile fiyatlar daha da artacak, işsizlik rakamları katlanacak…
Üzerine bir de ABD’nin ambargoları eklenince,
Türkiye içinde harekât sonrasına yönelik ekonomik anlamda tam bir yıkım senaryosu konuşuluyor.
Garo Paylan’ın hesabı gerçekçi gelmeyebilir.
Ama bu hesabı yapılamaz bir durum değil.
Erdoğan 8 ay önce sormamış mıydı, "Bir merminin bedeli ne kadar biliyor musunuz?" diye…
8 aydır yanıtı verilmeyen bu soruyu şimdi siyaset Erdoğan’a soruyor.
Garo Paylan, TBMM’ye bir araştırma önergesi veriyor.
"İktidarın çok yönlü bedellerini göz ardı ederek hayata geçirdiği savaş politikalarının ülkemiz ekonomisinin içinde bulunduğu krizi derinleştirmemesi için alınabilecek tedbirleri belirlemek adına Türkiye Büyük Millet Meclisi sorumluluk almalı; bir Meclis Araştırması açılmalı" diyor.
Parlamento muhtemelen bu önergeyi reddedecek,
Normal koşullarda bir miting alanında Cumhurbaşkanının çıkıp ‘bu savaş için kaç mermi, kaç uçak kullandık ve maliyeti ne kadar haberiniz var mı?’ diye sorup ekonomik kaygıların arka planda tutulması beklenir. Ama ya biri çıkıp, ‘açıkla bakalım ne kadar?’ demesi durumunda işler değişir.
Bu önergeyle olacak olan da tam bu…