Ya Orta Asya'na geri dön ya da Kürtleri ve PKK'yi kabullen...

Çünkü bugüne kadar kurulan bütün masalar, hâlâ devam eden bütün gizli-kapaklı görüşmeler bu yüzden yapılıyor, yapılmaya devam edecek ve önünde sonunda bu şekilde çözülecek.

Büyük Britanya İmparatorluğu işgal ettiği toprakların insanlarına İngiliz vatandaşlığı vermiş. Aynı şeyi Fransa da yapmış. "Siz ingilizsiniz" yada "Fransızsınız" demek asimilasyonun bir parçası esasında ama tarih ilerledikçe kendi ekonomileri açısından ne kadar iyi, o tartışılır. 1970'lerde bir Hintli yada Kıbrıslı İngiltere'ye ingiliz pasaportuyla geliyordu ve aynı haklara sahipti. Hâlâ Afrika'nın kimi ülkelerinde Fransa seçimlerinde oy kullanılıyor. Ve ne gariptir ki sömürülen bu ülkeler daha çok sağ partilere oy veriyor. Fransa'daki seçim bölgelerinin içinde Guadeloupe, Martinique, Fransız Guyanası ve Réunion da var.

İngiltere ve Fransa'yı örnek vermemin bir nedeni var, o da Osmanlı İmparatorluğu. Osmanlı İmparatorluğu işgal ettiği hemen hemen hiçbir ülkenin vatandaşına kimlik vermemiş, sadece haraç toplamış ama asla çıkmayı düşünmediği bölgelere aynı şeyi yapmamış. Şu an bulunduğumuz topraklarda 1071'den itibaren girmiş ve buralarda hangi ülkelerin insanları varsa onlara ya asimile etmeye kalkmış yada kimlik vermiş, yani hepsini ya vatandaş yapmış yada Türk. Ermenileri, Rumları ve Yahudileri Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yapmış ama Kürtleri Türk yapmış yada adını öyle koymuş. Bu konuyu derinlemesine bir sosyolog ve antropologla konuşacağım ama gözle görülür belirgin fark başta din, sadece Kürtler Müslüman, diğerleri karışık.

İşte bu yüzden Türkiye'ye hep "Suni devlet" diyorum ve annem dahil olmak üzere bana çok kızıyorlar. Türkiye haritasını önünüze koyun ve internetten 100'er yıl geriye giderek haritaları önünüze serin, 11. yüzyılda Karadeniz'in yerinde Armenia yazısı olmak üzere değişik ülkeler göreceksiniz. Oysa "Suni devlet" olmayan ülkelere baktığınızda aynı şeyi görmüyorsunuz, genişlemiş yada daralmış olanlar olabilir ama onlar eskiden de zaten Fransa yada Almanya'ymış, Türkiye gibi ilk geldiği toprakları (Orta Asya) tamamen terkedip başka yerde ülkeleşmemişler.

Orta-Doğu'ya baktığımızda durum aynı değil, emperyalist güçlerin paylaşım ve istemleri sonucunda oluşmuş bütün "Suni devlet"lerde sorun var, ya yeniden bölünme yada Saddam Hüseyin'in Küveyt'i tekrar Irak'a katabilme savaşları gibi savaşlar. Bütün bu ülkeler arasında neden İran'ın diğer ülkelere göre daha dik (Doğru yada yanlış değil) yada tartışılır ve korkulan ülke olduğunu merak ediyorsanız, onun "Suni devlet" olmadığını gözönünde bulundurmanız gerekir.

Gelelim Türkiye'ye ve Kürtlere, nüfus kağıtları TC yapılınca, Kürtçe eğitim yasaklanınca asimile olmuyor yada Kürtler bitürlü olmadı. Bunun nedeni çok olabilir, 2 toplumu ayrı ayrı tutarsan zaten asimilasyon olanaksızlaşır ve birincil kural olan dillerini yok edemezsin.

Yıllardır Türkiye'de kurulan Kürt partileri ve onların PKK'ye yakınlığı tartışılıyor ve yüzlerce insan bununla suçlanıyor. PKK'nin kuruluşundan itibaren Türkiye'de siyasetin içindeyim ve ben de onlar gibi Türkiye'de ciddi bir Kürt sorunu olduğunu düşünüyorum. Bu beni ne Kürt yapıyor ne de PKK'li. Ama gördüğüm bir gerçek de var, -Kimi zaman kimi eylemleriyle aynı fikirde olmasam da- PKK'nin 30 küsur yıldır verdiği mücadele bugün Kürt sorununu dünyada tartışılır bir noktaya getirdi. İstemeye istemeye de olsa Türkiye'de "Kürt açılım masası" kurulduysa bu PKK'nin sayesinde oldu. Hemen hemen emekli olan bütün eski genelkurmay başkanları "Kürt meselesinde hata yaptık" dediyse bu PKK sayesinde oldu. Kenan Evren bile "Kürtçeyi yasaklamak en büyük yanlışımızdı" dedi.

Daha çok örnek verebilirim ama daha çok örnekle gerçekler daha gerçek olmuyor. Ortada bir gerçek var, bugün ABD'de, AB'de, Birleşmiş Milletler'de NATO'da ŞANGHAY 5'lisinde, Ortadoğu'da Kürt sorunu konuşuluyor ve çözüm aranıyorsa bunu PKK becerdi. Ve en önemlisi, HDP seçim barajını ciddiye almadan seçime girecek konuma geldiyse, bunu bu mücadeleye borçludur.

İşte bu yüzden "HDP, PKK'yi dışlamazsa kapatılır" teranesinin yada safsatasının hiçbir önemi yok, çünkü bugüne kadar kurulan bütün masalar, hâlâ devam eden bütün gizli-kapaklı görüşmeler bu yüzden yapılıyor, yapılmaya devam edecek ve önünde sonunda bu şekilde çözülecek.

O yüzden, bütün bu gerçekleri reddedenler bence Ortaasya'ya geri dönüp, Türki cumhuriyetini kursunlar, artık Devlet Bahçeli'yi mi Ataman yaparlar yada Ataman diye birini bulup da devlet mi yaparlar bilemem ama gerçek bu. Osmanlı neden sadece bu coğrafyayı Türkleştirmiş, onu da uzun uzun düşünün.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi