AKP iktidarının Cumhurbaşkanı ile birlikte Türkiye’yi soktuğu yol, Türkiye tarihinde oldukça radikal bir kopuşa işaret ediyor. Nereye doğru gittiğimizi şimdiden söylemek zor olsa da bence özellikle kendine Kemalist diyenlerin, "Mustafa Kemal’in askerleriyiz" diye sokaklara dökülenlerin bu gidişe bakıp da idrak etmeleri gereken sayısız konu var.
Şu anda devlet kurumlarının durumuna baktığımızda Kemalistlerin, "Yahu bu kurduğumuz devlet, meğer gerçek bir devlet değilmiş, bir çadır devletiymiş" demeleri gerekmez mi?
Alın orduyu! Devletin bekası için en güvenilen Ordu, başta Feto’cular olmak üzere çeşitli dini tarikatların at oynattığı bir kuruma dönüşmüş ve bu durumu kimse görmemiş. Peki ya Kemalist askerler?
Ya da alın yargıyı! Adaleti gerçekleştireceğine inanılan yargı bugün tarafsızlığını yitirmiş ve güçlü siyasetçilerin bir dediğini iki etmeyen bir mekanizmaya dönüşmüş, mahkemelerin hiyerarşisi bozulmuş, Anayasa mahkemesi kredibilitesini yitirmiş ve sıradan insanlar için mahkemelerde hak aramak kaçınılması gereken bir eyleme dönüşmüş. Peki hiçbir Kemalist yargı mensubu bunu nasıl fark etmemiş?
Ya da alın üniversiteleri! Toplumu aydınlatacak, bilimi, sanatı geliştirecek, gençleri daha ileri bir toplum yaratmak için eğitecek üniversiteye ne oldu? Bugün koca koca profesörlerin beş para etmez kişiler karşısında eğilip büküldüğü bir üniversite Mustafa Kemal’in özlemini duyduğu bir üniversite olabilir mi? Peki ama nerede bugünün o Sıddık Sami Onar’ları?
Uzatmayalım. Kestirmeden söyleyelim. Bugün koca devlet sistemi tek adam tarafından yönetilir hale gelmişse, ordu, yargı, üniversite gibi kurumlar "kurum" kategorisine pek yakışmıyorlarsa bunun nedeni Kemalist devletin, yukarıdan toplumu yönetmek üzere kurulmuş "elitist" ve "yapay" bir devlet olduğundandır. O nedenle de bugün Kemalistlerin ve CHP kadrolarının "devlet" hassasiyetleri, aslında gerçek bir devlete olan hassasiyet değildir. O kadar!
AKP iktidarının ülkeyi radikal bir kopuşa götürme çabaları karşısında, olmayan ve olsa da bugünün ihtiyaçlarını karşılayamayacak bir devleti savunmak yerine, muhalif kadroların, alternatif yeni bir devlet yapılanması ve alternatif bir anayasa manifestosu oluşturması gerekiyor.
Haydi daha açık söyleyelim! Kemalist devlet bitti. Zaten o "devlet" bile değildi. Devlet yerine geçirilmiş, içinde asker ve bürokrasinin olduğu bir güç merkeziydi. Toplumu tanımayan, topluma göre biçimleneceğine, toplumu biçimlemek üzere kurulan bir mekanizmaydı. Bu bitti. Şu anda bir geçiş dönemindeyiz ve bence hiçbir devlet kurumu tarafsız bir devlet kurumu gibi çalışmıyor. O nedenle de özellikle Kemalist kadroların ve CHP’lilerin, var olan devletin kendi hayallerindeki devlet olmadığını ve olmasının da artık pek mümkün olmadığını anlamaları gerekiyor. Bir başka deyişle önümüzdeki seçim, yalnızca, ülkeyi yönetecek yeni bir yönetici kadronun seçileceği bir seçim değil yeni bir devlet kurmak için yapılacak bir seçimdir.
AKP bunun ayırdında.
Ya Kemalistler?