Erol Katırcıoğlu
Haydi! Yürümeye devam, kötülüğe T A M A M
Yer bilimciler Türkiye’nin önemli bir deprem kuşağında olduğunu söylüyorlar. Türkiye’nin her yıl bilmem kaç santim Avrupa’ya kaydığını bulgulamışlar. Marmara denizinden geçen fay hattının ise yakında kırılıp İstanbul’da büyük bir depreme neden olacağı uyarısında bulunuyorlar
Sosyologlar ise deprem bilimciler kadar cesur değiller. Her ne kadar onlar da toplumlarda çeşitli fay hatlarının bulunduğunu düşünüyorlar ama sosyal depremlerden pek söz etmiyorlar. Sosyal depremlerin olası sonuçları konusunda daha sessizler.
Türkiye’nin sosyal yapısında böyle bir deprem aslında 2002 yılında AKP’nin iktidara gelmesiyle yaşanmıştı. Osmanlı'nın tarih sahnesinden çekilmesinden sonra oluşan sosyal yapının tesisi Batı medeniyetini örnek alan bir kadro tarafından sağlanmıştı. O nedenle de kurulan yapı aslında var olan bir fay hattının üzerinde kurulmuştu. Bütün fay hatlarının iki tarafı olduğunu biliyoruz. Kırılma da bunlar arasındaki dengenin bozulmasıyla oluyor. Cumhuriyet’in kuruluşuyla birlikte "daha Batılı olan" taraf üste çıkmış ve yeni denge de bu taraf üzerinden oluşmuştu.
İşte 2002’de olan, Cumhuriyet’in ilanıyla oluşmuş bulunan kırılma sırasında altta kalmış "daha Doğulu olan"ın üste çıkma zaferiydi. İslami değerlere daha yakın olan bu kesim iktidara gelmiş ve nihayet toplumu yeni bir dengeye doğru yöneltebilme şansı elde etmişti. Fakat bir sorun vardı. Cumhuriyet’in ilanıyla oluşan yapının altında yalnızca kendileri yoktu. Başkaları da vardı ve onlar da bu kırılmayla birlikte oluşmakta olan yeni düzende kendilerine yer istiyorlardı. Bunların da başında Kürtler ve Aleviler geliyordu.
Kestirmeden söyleyelim. AKP bu toplum kabuğundaki kırılmaları iyi yönetemedi. Yeni oluşumda Kürtlerin ve Alevilerin önlerini açacağına onları karşı köşeye iterek ötekileştirdi. Hatta giderek de özellikle Kürtler konusunda düşmanca davranışlar benimsedi. "Ben bütün milliyetçilikleri ayaklarımın altına aldım" söyleminden Türkçülüğe soyunarak MHP ile birlikte milliyetçileşti.
Bugün Türkiye kırık fay hatları üzerinde eğreti bir biçimde yürüyor. "Yürüyor" dedim ama siz "yürümeye çalışıyor" anlayın. Her an ayaklarımız bir çukura düşebilir. O nedenle bayağı dikkatli olmalıyız. Öyle böyle değil. Çünkü fay hattı dediğiniz yalnızca sizin ulus-devletinizden geçmiyor. Dışarılarda da devam ediyor. O nedenle de bu satıh tehlikeli bir satıh.
Oysa AKP yeni bir sosyal yapının kurulabilmesi için önemli bir şansı heba etti. Nedenleri muhtelif. Ama fay hattının düşük tarafından yükselenler için bu şans hala geçerli. Ve onların temsilcisi olan Kürtlerle, Alevilerle, her daim fay hattının düşük tarafında kalmış olanlarla, solcularla, demokratlarla bu şansı gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Bu HDP, Halkların Demokratik Partisi. Misyonunun farkında olarak, AKP’nin, "Geldiğiniz yere dönün! O da toprak altıdır" şiarıyla yaptığı her türlü kötülüğe rağmen hala orada. Yürüyor, herkesten daha temkinli ve herkesten daha dikkatli.
Haydi! Yürümeye devam, kötülüğe T A M A M!