Babacan Diyarbakır'da konuştu: Sandıkların tamamında altı partinin ortak mekanizması var

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan Diyarbakır'da konuştu. İmamoğlu'na yapılan saldırıda sorumluluğun iktidarda olduğunu söyleyen Babacan ayrıca seçim güvenliği hakkında "Sandıkların tamamında altı partinin ortak mekanizması var" dedi.

Babacan Diyarbakır'da konuştu: Sandıkların tamamında altı partinin ortak mekanizması var

Remzi BUDANCİR

DİYARBAKIR - Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, Diyarbakır’da faaliyet gösteren 82 sivil toplum, emek ve meslek örgütünün oluşturduğu Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu’nu ziyaret etti.

DTSO binasında gerçekleşen ziyarete Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu bileşenleri katıldı.

KAYA: KENT İSTİŞARESİZ YÖNETİLİYOR

DTSO Başkanı, Kent Koruma ve Dayanışma Platformu sözcüsü Mehmet Kaya, platformu neden oluşturduklarını anlattı. Gelişmiş ülkelerde kent konseyi gibi yapıların, sivil toplumun, derneklerin, iş camiasının, halkın kent yönetimine katılmasında en önemli güç olarak ortaya çıktığını hatırlatan Kaya, Diyarbakır’ın yedi yıldır kayyımla yönetildiği için böyle bir platformun kurulmadığını söyledi. Kayyım döneminde istişare kültüründen uzaklaşıldığını belirten Kaya, “Bir yıllığına, iki yıllığına kente gelen yöneticiler tarafından kentin istişaresiz yönetilmek zorunda bırakılması birçok yanlışı da beraberinde getirmiştir. Bu anlamda Diyarbakır’da 90’a yakın sivil toplum kuruluşu, iş camiasının arasında bulunduğu geniş bir kesimin katılımıyla böyle bir platform oluşturduk” diye konuştu.

'KAYYUM UYGULAMSI SONA ERECEK'

DEVA Parti Genel Başkanı Ali Babacan, Diyarbakır’da kurulan platformunun oldukça önemli olduğunu söyledi. Platformun çok geniş kesimden oluştuğunu hatırattan Babacan, bazı kentlerde kent konseyleri işlediğini ancak kayyım uygulamalarının olduğu illerde bunun oluşmadığını söyledi. Kayyım uygulamasının yanlış olduğunu belirten Babacan, kayyım uygulamasının son bulmasının parti programlarında ve Altı Masa’nın mutabakat metninde yer aldığını söyledi. Babacan, ağırlıklı olarak depremde yaşananlar, iktidarın yetersizliği, yaşanan sorunlar üzerine konuştu.

'İKTİDAR ÖFKE, NEFRET VE AYRIŞTIRICI DİL KULLANIYOR'

Gündemde seçimler, seçim güvenliği, siyasette sertleşen dil, İstanbul Büyükşehir Şehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Erzurum’da saldırıya uğraması da vardı. İktidarın seçime giderken öfke, nefret, ayrıştırıcı dil kullandığını hatırlatan Babacan, şöyle konuştu:

“Sayın Erdoğan profil fotoğrafını değiştirip adeta bir savaşa gidiyor görüntüsü, izlenimi veren bir profil fotoğrafı veriyor. Bu gerçekten geren tarafın iktidar olduğunu gayet iyi gösteriyor. İktidarın siyasi ortamı germesi ister istemez şiddete ön açan bir iklim de oluşturuyor. Dolaysıyla bu ülkede seçime doğru giderken barış, huzur içerisinde gitmemiz gerekiyor. Tabi ki herkes yüksek sesle konuşacak ama kırmızı çizgileri var bu işin. Nedir bunlar? Hakarete, şiddete kesinlikle hayır denmesi gerekiyor. Bu duruşun bizzat hükümet tarafından ortaya konması lazım.”

'SORUMLULUK İKTİDARDA'

İmamoğlu’na Eruzum’da yapılan saldırının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ilgili bakanlıkların kullandığı dili eleştiren Babacan, şunları söyledi:

“Çok gevşek bir tutumdu. Biraz daha ileri gitseler, neredeyse ‘Erzurum kendinse yakışanı yaptı’ gibi bir ifade kullanabilirler. Biz buna karşı çıktık. Bakın bundan sonra gelişecek her şiddet eyleminin sorumlusu siz olursunuz. O şiddet eylemlerinde zarar görecek her insanımızın vebali de sizin boynunuzdadır. Böyle bir şey kabul edilmez. Evet şu anda bir yarış var. İktidar ve muhalefetin bir yarışı, bir rekabeti var. Ama iktidar olma sebebiyle ülkenin güvenliği, vatandaşlarımızın tek tek güvenliğini sağlamanın sorumluluğu şu anda iktidarın üzerinde. Bu sorumluluklarını unutmamaları, gereklilikleri yerine getirmeleri lazım. Şiddete karşı kategorik bir dil kullanmaları lazım. Önümüzdeki birkaç günde herkesin sağ duyusunu, aklı selimini ön plana çıkarması lazım. Kolluk kuvvetlerinin bu konuda çok dikkatli olmaları lazım. başta Sayın Cumhurbaşkanının, aynı zamanda ona bağlı olan ilgili bakanların da işlerini ciddi bir şekilde yapmaları lazım.”

'200 BİN SANDIKTA MEKANİZMA KURDUK'

Gazetecilerin seçim güvenliği ile ilgili soruları da yanıtlayan Babacan, seçim güvenliği konusunda iki önemli kilit noktası olduğunu söyledi. Bunlardan en önemlisinin sandık başında torbaya giren oylarla, sandık başı tutanaklarının bir birini tutması olduğunu hatırlatan Babacan, buna ilişkin aldıkları önlemleri sıraladı:

“O torbanın ağzı mühürlenmeden sandık sonuç tutanağının, ıslak imzalı tutanağının grevliler tarafından kontrollü bir şekilde imzalanması gerekiyor. Biz DEVA partisi olarak, altılı partinin ortak sistemine aşağı yukarı 26 bin isim verdik. Havuza katkı olarak 600 avukat arkadaşımızı söyledik. Hiçbir yerde boşluk kalmasın diye. Dün akşam arkadaşlarımızdan aldığım bilgi, 200 bin sandığın 200 bininde de altı partinin ortak mekanizması var. Bu gün itibariyle 200 bin sandıkta hiç boşluğumuz yok. Tek bir parti bunu yapamıyor. Altı parti insan kaynağı havuzunu birleştirince o zaman 200 bin sandığın tamamını kontrol altına alabiliyorsunuz. Birde müşahitleri ekleyin. Bu dediğim sandık görevlileri. Müşahitler var, müşahitler işin yedek sistemi.”

YSK VERİLERİ ONLİNE SİSTEMLE PAYLAŞILACAK

Partilerin bilgi işlem sistemi olduğunu, YSK verilerinin bu sisteme ileneceğini belirten Babacan, seçim gecesi YSK’den nasıl veri akışı olacağını aktardı: “YSK’nin veri tabanıyla bizim veri tabanımız arasında sürekli bir online kontrol sistemi oluşturduk. YSK siyasi partilere bu ucu açıyor… İnşallah o gece sistemin içinde kedi girmez, bir şey olmaz diye ümit ediyoruz. Bunu yapacağını söylediler. YSK bunu açacağını (siyasi partilerle veri paylaşımı) söyledi. Bilgisayar sisteminde YSK kendi verilerini açtığı anda bizim kendi veri tabanımızdaki verilerle onun bilgi işlem ortamında onu mukayese edeceğiz. Tutarsızlık olan sandıklarla ilgili anında YSK ya da İlçe Seçim Kurulu nezdinde müdahalenin bulunulması ile ilgili de alt yapı oluşturduk.”

'BABACAN’DAN MÜŞAHİT OLUN ÇAĞRISI'

Elimizden gelen ne varsa sonuna kadar yapacaklarını ifade eden Babacan, şu çağrıyı yaptı:

“Ama nihayetinde o gece birkaç saatte olup bitiyor her şey. Çok çok dikkat etmek lazım. Arkadaşlarımızın sandık başında, sandıklara sahip çıkma işi en büyük anahtar. Zarflara giren oylar ile tutanağa işlenen sonuçlar tutarsız olduğu anda, orada bir zafiyet olduğu anda onun telafisi mümkün değil. Onun için tüm vatandaşlarımıza çağrı yapıyorum. Her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı sandık müşahidi olabilir. Başvurup kartını alı orada izlesin. Bu hak her vatandaşımızın hakkı.”