Birdal: Bir insan anadilinde konuşamıyor, sahnesinin perdelerini açamıyorsa bu özgürlük müdür?

Birdal: Bir insan anadilinde konuşamıyor, sahnesinin perdelerini açamıyorsa bu özgürlük müdür?
Çukurova Demokrasi Konferansı'nda konuşan Akın Birdal, 'Kürt sorununun çözümsüzlüğü yıkımların, demokrasinin askıya alınmasının, ekmeğimizin küçülmesini beraberinde getiriyor' dedi.

Adana'da emek ve demokrasi güçleri, Seyhan Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezi'nde Çukurova Demokrasi Konferansı’nı düzenledi. Konferansa, İnsan Hakları Derneği (İHD) Onursal Başkanı Akın Birdal, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Başkanı Cuma Erçe, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları ile çok sayıda kişi katıldı.

'ORTAK ÖZLEMLER İÇİN BİRLEŞMEMİZ GEREKİR'

Konferansta ilk olarak konuşan Adana Büyükşehir Belediyesi Başkanı Zeydan Karalar, ekmek, özgürlük, adalet, eşit yurttaşlık, laik demokratik bir ülke gibi ilkelerinin ortak özlemleri olduğunu dile getirdi. İktidarın karşısında olanların özgürlük, adalet, eşit yurttaşlık, laiklik, demokrasi gibi ortak değerlerde birleşmesi gerektiğini belirten Karalar, "Eğer aramızda bir şey olacaksa, demokratik bir ülkeye kavuştuktan sonra sorunlarımızı tartışmamız gerekir. En yakın tehlike siyasal iktidarı göndermek için ortak bir noktada buluşmamız gerekir" dedi.

'YAŞAM HAKKI...'

Daha sonra konuşan İHD Onursal Başkanı Akın Birdal, her alanda süren direnişlere dikkati çekerek, "Direniyoruz, sokaktayız, mecliste arkadaşlarımız kürsüyü barış, demokrasi, adalet, eşitlik ve özgürlük kürsüsüne dönüştürmeye çalışıyor. Dinleyen var mı? Yok. Bizim de sözümüz yerine yönetime talip olmamız gerekir" diye konuştu. Bugün başta yaşam hakkı olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin yerlerde olduğunu ifade eden Birdal, toplumsal ve kültürel hakların askıya aldığını ve eşi benzeri olmayan bir ülkede yaşanıldığını vurguladı. Birdal, bugün Cumartesi Anneleri’nin hakikat ve adalet arayışlarının 897’nci haftası olduğunu hatırlatarak, "Bugün Çukurova’nın evladı Veysel Güney’i anıyorlar. İdam edildi Veysel Güney ve bedenine hala ulaşılamadı. Yaşam hakkı olmadıktan sonra ekmek, özgürlük ve adaletin ne kıymeti var" şeklinde konuştu.

'SAVAŞA HAYIR DİYELİM'

"Bir insan kendi anadilinde konuşamıyor, kendi sahnesinin perdelerini açamıyorsa bu özgürlük müdür?" diyen soran Birdal, "Barış varsa ekmek, demokrasi, adalet var. O nedenle bu konferansımızın ana hattı savaş karşıtlığı olmalı. Bugün Kürt sorununun çözümsüzlüğü bence bu yıkımların, demokrasinin askıya alınmasının, ekmeğimizin küçülmesini beraberinde getiriyor. 2020 yılında 54 milyar savaşa para ayrılmışken buğu bu rakam iki katı oldu. 2022’de sadece 4 ay içerisinde 9 milyar dolar askeri harcamalara ayrıldı. Şimdi Cudi ve Gabar’ın kuşatıldığını ve bu savaşın Türkiye’ye yayılmak istendiğini biliyor muyuz? Anneler adalet istiyorlar, cezaevlerinde insan haklarına dayalı bir düzenleme istiyorlar. Ve evlatları 30 yıldır yatıyor. 30 yıldır yatanlar yakınlarına haber veriyorlar, 'Şu gün çıkacağım' diye. Yakınları diyor ki sen pişmanlık duygusu belirtmedin, HDP’ye gidecek misin?" diyor. Birçoğunun da cenazesi çıkıyor. Halil Güneş ağır hasta. Kaç kez cezaevinde kalamaz raporu varken bırakmadılar. Bizim mücadelemizde unutmamak ve unutturmamak var. Ne yapmak gerekir? Perşembe’nin geleceği çarşambadan belli. Özünümüzde seçim var. Bu iktidar bu seçimlerin güvenliğini sağlayacak mı, serbest bir seçim olacak mı? Çatışma ve savaş ortamında savaşa girecek. O nedenle bu ülkede demokrasi isteyen, başbakan, cumhurbaşkanı olmak isteyen, halkların eşit ve özgür kardeşliğini isteyen herkes bu savaşa hayır demeli" diye konuştu.

'TECRİT SON BULMALI'

Tekirdağ’da HDP’ye yönelik gözaltılara da dikkati çeken Birdal, "Gerekçe ayın 12’sinde PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın tecridine son vermek için yürüyüş yapacaklarmış. Tecrit başlı başına bir insan hakları ihlalidir. Tecrit bir suçtur. Tecritte ısrar Kürt sorunun çözümsüzlüğünde ısrardır. O yüzden bu operasyonlarda ısrar çözümsüzlükte ısrardır. AİHM ve Avrupa konseyini kararı var. Bu tecrit son bulmalıdır ve ömür boyu ceza olmaz" diye konuştu. 

'ÖZÜR DİLEMELİ'

En temel taleplerden birinin laiklik olduğunu ifade eden PSAKD Genel Başkanı Cuma Erçe, "Zorunlu din derslerine son verilmesini bir kenara bırakın, matematik dersinde bile din dersini bulabilirsiniz. Diyanet İşleri Başkanlığı bugün Şeyhülislam’ın yerini aldı. Diğer talebiniz Madımak otelinin muhtaç müzesine dönüştürülmesiydi. Almanya Solingen’de 5 Türkiyeli insanımız katledildi. Katliam sonrası Alman halkı utancını her türlü gösterdi. Ama Sivas’ta, Madımak’ta 33 can katledildi. Bu ülkede siyaset yapanlar orada özür dilemeyi bırak otelin utanç müzesi yapılmasını ve gelecek kulaklara bu katliamların tekrarlanmaması için müze yapılmasına izin vermedi. Zorla gasp edilmiş dergahlarımızın iadesini gerçekleştirmediler, camilere çevirdiler" diye konuştu. Bu taleplerin hiçbirinin sadece Alevilerin talepleri olmadığını sözlerine ekleyen Erçe, "2 Temmuz insanlık tarihinin en utanç duyulacak günlerinden birisi. Seneye 30’uncu yıl dönümü. Bulunduğunu her yerde 2 Temmuz’u gündem yapmanızı rica ediyorum" dedi.

Etkinlik konuşma ve çalışma gruplarının sunumlarıyla devam etti. Etkinlik sonrası sonuç bildirgesi açıklanacak. (MA)

Öne Çıkanlar