Diyarbakır'da 'onaylı randevu' sisteminde onaylayacak randevu bulunamıyor

Diyarbakır'da 'onaylı randevu' sisteminde onaylayacak randevu bulunamıyor
Hastanelerde randevu krizini çözmek amacıyla getirilen 'Onaylı Randevu' sistemi de sorunu çözemedi. "Sağlık sıra bekleyecek bir alan değil" diyen Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Dr. Veysi Ülgen, hastaların torpille randevu bulmaya çalıştığını söyledi.

Artı Gerçek - "Sağlıkta Dönüşüm" programı nedeniyle sağlığın ticarileşmesi, kamu hastanelerine yatırımın azalması sağlık hizmetlerini olumsuz etkilemeye devam ediyor. Bununla beraber hastanelerde randevu krizi de giderek derinleşiyor.

Kamu hastanelerindeki yetersizlikler nedeniyle 3, 6,12 aylık sürelerle ancak randevu alabilirken yığılmanın önüne geçilmesi amacıyla Sağlık Bakanlığı’nın uygulamaya koyduğu onaylı randevu sistemi de yoğunluğu azaltmadı. Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Dr. Veysi Ülgen, "Randevu bulamayanlar 'Hocam bir tanıdığın var mı’ diye soruyorlar. İnsanlar torpil peşinde. Tanıdık doktorlara ulaşıp, önceden muayene olmak için talepte bulunuyor” dedi.

'BİZ SORUNLARI TESPİT EDİYORUZ, YETKİLERDEN ÇÖZÜM BEKLİYORUZ'

Sağlıkta yaşanan sorunlara ve hastaların tedaviye ulaşmada yaşadığı zorluklara dikkat çeken Ülgen, "Biz meslek örgütü olarak her şeyi takip ediyoruz. Biz sağlık ile ilgili gördüğümüz eksiklikleri tespit ediyoruz, önerilerde bulunuyoruz. Bu anlamda yetkililerden çözüm bekliyoruz. Bizim asıl yaptığımız iş bu. Bu anlamda tabip odasına karşı bir ön yargının olduğunu da söyleyebiliriz. Zira biz bunları yaptığımız zaman, kamuoyunda ‘tabip odası siyaset yapıyor’ deniliyor. Aslında bu, bir siyasetten ziyade toplum sağlığını önceleyen konularda fikir verme, toplum sağlığı konusunda bir şeyler söylemektir. Tabii ki sağlığın bir siyaseti de var, bunu da göz ardı etmiyoruz” diye konuştu.

'BİR ÜLKE HASTANEDEKİ YATAK SAYISIYLA ÖVÜNMEMELİ'

Sağlık sisteminde artık birinci basamak hizmetlerin uygulanmamasının birçok sorunu beraberinde getirdiğini ifade eden Ülgen, şunları söyledi:

“Eskiden SGK kuyrukları vardı. Eskiden hastane sayısı azdı. Ama en azında birinci basamak hizmetlerinde sistem vardı. Birinci basamak uygulanmasıyla hastalıkların önlenmesine çalışılıyordu. Zaten bizim için önemli olan insanların hasta olmaması yani koruyucu sağlık hizmetin sunulması. Biz bunu önemsiyoruz. O sistem terk edildi. Şimdi ise tedavi hizmetleri ön plana çıktı. Burada önemli olan insanların hasta olmamaları değil, hasta olduktan sonra tedavi olmasıdır. Bir ülke hastanedeki yatak sayısıyla övünmemeli."

'ONAYLI RANDEVU ÇÖZÜM OLMADI, İNSANLAR TORPİL PEŞİNDE'

Sağlık Bakanlığı’nın 13 Mayıs’ta hizmete başlattığı Merkezi Hekim Randevu Sistemi'nin sağlığa erişime çözüm olmadığını aktaran Ülgen, hastaların randevu bulmakta zorluk çektiklerini vurguladı. Ülgen randevu bulamayan hastaların tanıdık bulup doktorlara ulaşmaya çalıştıklarını ya da tanıdığı doktorlardan randevu bulmaları konusunda yardım istediklerini ifade etti. Ülgen şunları söyledi:

“Örneğin Diyarbakır’da kanser hastaları için 4 radyoterapi merkezi var. Bu merkezlerden sadece bir faal. Kanser hastaları şu an sıra bekliyor. Sağlık sıra bekleyecek bir alan değil. Biz bunu randevu sistemi için de söylüyoruz. Sağlıkta randevu olmaz. Sağlıkta kolay bir şekilde hastaneye ulaşmak en kısa sürede olmalı. Sağlık beklemez."

'HASTANELERDE KUYRUKLAR VAR'

Uygulanan randevu sisteminin yanlış olduğunu belirtiklerini ancak yetkilerin tepkisiz kaldığını söyleyen Ülgen, şu ifadeleri kullandı:

"En son kendileri de bu sorunu kabul ederek, onaylı randevu diye bir sistem getirdiler. Düzene girecek dediler, henüz bir sisteme girmiş değil. Hastanelerde kuyruklar var. Bu durumdan dolayı üzülüyoruz. Bu kuyrukların nedenlerinden biri de hayat pahalılığıdır. Diyarbakır’da 6 özel hastane var. Bu özel hastanelerde yüksek enflasyon nedeniyle ücretler arttı.

Hayat pahalılığı her konuda var. Ancak sağlık göze batıyor. Kişi tedavide para ödeyince zoruna gidiyor. Sonuçta vatandaş vergisini veriyor ama aynı zamanda hastaneye gidip tedavi için para veriyor. Tabii ki bu kuyrukların oluşmasının tek sebebi enflasyon değil. Bir bütünüyle sağlıktaki yanlış politikaların sonucudur.

2003’te sağlıkta yaşanan sorunları düzeltmek için ‘sağlıkta dönüşüm programı’ hayata geçildi. Aradan 21 yıl geçti. 21 yıl geçmesine rağmen halen bu sorunu konuşuyoruz. Demek ki çözüm olmamış. Eskiden insanlar hastane kuyruklarında beklerlerdi. Şimdi sanal şeyler var. Şu anda da kuyruklar var. ‘Hocam ben randevu bulamıyorum bir tanıdığın var mı’ diyorlar. Bir tanıdığın var mı çok önemli. İnsanlar torpil peşinde. Tanıdık doktorlara ulaşıp, önceden muayene olmak için talepte bulunuyor.”

'UYARILAR, YETKİLİLER TARAFINDAN CİDDİYE ALINMIYOR'

Ülgen, tabip odaları olarak sağlık alanında dile getirdikleri sorunların Sağlık Bakanlığı tarafından dikkate alınmamasına tepki göstererek, “Bir süredir salgın hastalıkla ilgili uyarılarda bulunduk. Ancak henüz ilgili mercilerden bir açıklama yapılmadı. En azından bu doğrudur ya da yanlıştır, eksiktir gibi ne bize ulaşıldı ne de basına bir açıklama yapıldı. Biz de duyarlılık oluşturmak için sosyal medyada açıklamalar yapıyoruz. Biliyorum bunlar ileride aleyhimize işlenecek. Basın, salgının olduğunu bildiriyor, hastanelerde kuyruk olduğunu yazıyor, ama bu yetkililer tarafından ciddiye alınmıyor. Biz bunu eleştiriyoruz. Sağlık hepimizin sorunudur. Fikrimiz, duruşumuz ne olursa olsun hepimizin sorumluluk alması gerekiyor” diye konuştu. (ANKA)

Öne Çıkanlar