Ayşe Yıldırım
Önce gazetecileri şimdi de okurları fişlediler
2019 Temmuz ayında yayınlanan "Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları" başlıklı rapor büyük tepki çekmişti. Bakmayın adının rapor olduğuna, doğrudan gazeteciler hedef gösteriliyordu. Uluslararası medya kuruluşları için çalışan gazeteciler isimleri, sosyal medya hesapları, paylaşımları, haberleriyle resmen fişlenmişti.
Tahmin edeceğiniz üzere iktidarın isteği ve beklentisi doğrusunda haber yapmamakla ‘suçlanıyorlardı.’ Sadece onlar değil, onların haberlerini kullanan az sayıdaki gazete ve internet sitesi de bu fişlemede yer almıştı.
Raporun sonunda niyetlerini de açıklamışlardı. Bu medya kuruluşlarını "denetleyen bir kurul oluşturulmalı"ydı!
Raporu hazırlayan Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'ydı. (SETA) Raporda imzası olan isimlerden biri de SETA üyesi ve Takvim Gazetesi yazarı İsmail Çağlar’dı. Çağlar, o günlerde kendisine yöneltilen eleştiriler üzerine bir yazı kaleme almıştı. O yazısında da suçlamalara ve hedef göstermeye devam etmişti:
"Dikkatimizi çekti; bu kuruluşlarda çalışan gazetecilerin önemli bir kısmı daha önce BirGün, Evrensel, Sol gibi marjinal gazetelerde çalışmış.
Kendi çapında saygınlığı olan uluslararası medya kuruluşlarının Türkiye uzantılarının marjinal ideolojilerce esir alındığının gösterilmesi hoşlarına gitmedi. Sizi rahatsız etmeye devam edeceğiz."
Nitekim bu rapordan bir ay sonra İsmail Çağlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Basın İlan Kurumu'na (BİK) atanan 12 kişinin arasında yer aldı. Atanan isimlerden bir diğeri olan Doç. Dr. Zahid Sobacı ise o sırada SETA Vakfı Siyaset Araştırmaları direktörüydü.
BİK Genel Kurul temsilcisi olarak atanan Fecir Alptekin, Saadet Oruç, Mehmet Akarca, Muhammet Mücahit Küçükyılmaz, Hamdi Kılıç ise zaten Erdoğan'ın danışmanlarıydı.
Peki Basın İlan Kurumu'nun başına kim getirilmişti. SETA'nın Genel Koordinatörü Burhanettin Duran'ın kardeşi Rıdvan Duran.
Yani gazetecileri fişleyen kurum olarak adını basın tarihine yazdıran SETA bir bakıma Basın İlan Kurumu'nu da ele geçirmiş oldu.
Ve Basın İlan Kurumu bugün, İsmail Çağlar’ın "marjinal" dediği Evrensel Gazetesi’nin ilanlarını kesti. Üstelik skandal bir gerekçeyle.
28 Kasım 2019’da Adana, Ankara, Diyarbakır, İstanbul, İzmir ve Kocaeli’deki "bayilerde tek tek incelemeler" yapan BİK’e göre İzmir Meydan Market’te 8 gazete, Has-Er Market’te üç gazete bir kişi tarafından alınmıştı. Ankara Mert Ulaş adlı bayideki 47 gazeteden 43’ü bir okur tarafından alınıp dağıtılmıştı. Adana Nesrit Bulut bayiinden 5, Aktif Gıda Pazarlama adlı bayiden 2 gazete bir kişi tarafından alınmıştı. Gebze’de ise Şen Gıda bayisine verilen 20 gazeteden 15’i toplu olarak, Zaman Gıda’dan da 8 gazete alınmıştı!
Yani bir kişi birden fazla gazete almıştı!
Sadece bunlar da değil BİK’in gerekçesinde başka bir şey daha dikkat çekiyordu:
"Diyarbakır Nevzat Aydın bayisine gönderilen gazetelerin 5’i bir kişi tarafından alınıp cezaevine götürülmüştü." Ve BİK’e göre bu "suç"tu!
Peki BİK o gazetelerin cezaevine götürüldüğünü nereden biliyor?
Biz söyleyelim; görevi resmi ilanlar ile kamu kurum kuruluşlarına ait reklamların, gazete ve dergilerde yayınlanmasına aracılık etmek olan Basın İlan Kurumu yeni bir görev daha edinmiş kendisine; okurları fişlemek.
Dün SETA’da gazetecileri "fişliyorlardı", bugün BİK’te okurları "fişliyorlar."