Ayşegül Karakülhancı

Ayşegül Karakülhancı

Macron, Avrupa Siyasi Topluluğu ile AB’de istediği reformların önünü de açacak

Macron bir süredir AB’ye maliye, ekonomi ve savunma politikalarında reformlar için bastırıyor. Avrupa siyasi topluluğu ile derinleşme ve genişleme tartışmaları yeniden açıldı.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron 9 Mayıs 2022’de Avrupa Günü dolayısla Avrupa Birliği (AB) Parlamentosu'na hitaben yaptığı konuşmada, başta Ukrayna olmak üzere şu anda AB'nin bekleme listesindeki diğer ülkeleri AB ile daha yakın işbirliği yapmalarına izin verecek "Avrupa Siyasi Topluluğu" fikrini açıkladı. Macron konuşmasında "Hepimiz aynı evde yaşamak zorunda değiliz, ama aynı sokağı paylaşıyoruz" dedi. Fikri AB'nin bocalayan genişleme sürecine bir alternatif olarak yorumlayanlar da oldu. Fakat Avrupa Konseyi Macron’un planladığı siyasi topluluğun işleyişine örnek olarak G7 ve G20 ekonomik formatlarına atıfta bulundu. Avrupa için jeostratejik tartışmaların yılda iki kez yapılabileceği ifade edildi.

Fransa liderinin planına AB’ne katılmak isteyen kimi ülkeler şüpheyle yaklaştı. Hatta ilk tepki de Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitri Kuleba’dan geldi. Kuleba, "Ukrayna için AB üyeliğine hiçbir alternatif kabul edilemez" demişti. Macron ise planının "işbirliğini yapılandırmak, değerlerimize bağlı olan ve AB üyeliğini arzulayan veya AB’ne katılmak istemeyen demokratik Avrupa uluslarını bir araya getirmek için yeni bir çerçeve" olduğunu söyledi.

Bu planın belirli ülkelerin AB'ye katılım sürecine bir "alternatif" değil sadece "tamamlayıcı" olacağı ifade ediliyor. Macron ek bir entegrasyon perspektifini devreye sokarak AB'nin değerlerini paylaşan ancak katılımı çok uzak olan Avrupa ülkeleri için yeni bir format fikrini başlattı. Amaç, istikrarsız bir güvenlik ortamında bulunan ve orta vadede ne AB ne de NATO üyeliğine güvenmeyen Doğu Avrupa geçiş ülkelerine demokratik Avrupa ile görünür ve etkili bir bağlantı sunmak. Ek olarak, tarımsal ticaret, çevre ve iklimi koruma anlaşması, dijital dönüşüm alanlarında proje ve programlar geliştirilmesi de tasarlanıyor. Bir diğer önemli alan da güvenlik politikası işbirliği: AB'nin Ortak Dışişleri ve Güvenlik Politikası yapılarına ve faaliyetlerine kademeli olarak entegrasyonu da hedefleniyor.

Örnek olarak AB'nin altı batı Balkan ülkesini Birliğe entegre etme çabalarının çok yavaş ilerlemesi gösteriliyor. Karadağ, tüm müzakere fasıllarını kapatan tek ülke oldu. Arnavutluk, Kuzey Makedonya, Moldova ve Ukrayna AB’ye aday ülkeler statüsündeler. Sırbistan ise 35 kriterden 22'sini karşılarken, çok az somut ilerleme kaydedilebildi. Kosova ve Bosna Hersek’e henüz aday statüsü verilmedi.

Bu arada Brüksel, Bulgaristan'ın ortak tarih ve dil konusundaki anlaşmazlıklar nedeniyle vetosundan dolayı Arnavutluk ve Kuzey Makedonya ile müzakereleri başlatmayı başaramadı. Ayrıca hukukun üstünlüğü, sığınmacılar ve de Tiran merkezli organize suçlarla ilgili endişeler de devam ediyor.

Macron'a göre, kurmak istediği Topluluk sayesinde "birçok ülke ile siyasi, enerji ve yatırımla ilgili ilişkilerin daha fazla yapılandırılması" sağlanacak. Açıkça insanların hareket özgürlüğünden bahsediyor. İlginç bir şekilde, bu yeni formatın siyasi bir profile sahip olması gerektiğinin altını çiziyor

MACRON’UN PLANI ARTIK SOMUT HALE GELİYOR

Bir AB yetkilisinin basına açıkladığına göre, 44 ülkenin devlet ve hükümet başkanları 6 Ekim'de Prag'da yapılacak ilk toplantıya davet edildi. 27 AB ülkesinin yanı sıra, Rusya ile savaşta olduğu için AB adaylığı statüsü alması kolaylaştırılan ancak mevcut AB kurallarına göre en erken önümüzdeki on yıl içinde üye olabilecek olan Ukrayna, AB’ye katılım fasılları dondurulmuş olan Türkiye, Brexit ile AB üyeliğinden çıkan İngiltere, Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) ülkeleri olan İzlanda, Lihtenştayn, Norveç, İsviçre de Prag’daki toplantıya katılacak. Moldova, Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan, Sırbistan, Karadağ, Kuzey Makedonya, Arnavutluk, Bosna-Hersek ve Kosova da toplantıya katılması istenen katılımcılar olarak belirlendi.

AB’ye üyelik adaylarının Birliğin tüm yasal yapısını benimsemeleri ve diğerlerinin taleplerine boyun eğmeleri gerekiyor. Fransa Cumhurbaşkanı, platformda durumun böyle olmayacağına söz verdi. Macron, AB’ne katılım yolunun çok uzun ve zor olduğuna işaret ederek "genişleme yorgunluğunun" yayıldığı katılım ülkeleri için şimdiye kadar var olan stratejinin doğru olmadığını belirtti. Ama bu sürecin "stratejik bir yakınlık ve derinlik geliştirmek" isteyen AB için de kolay olmadığını söyledi.  AB, ortaklarıyla daha yakın işbirliği yapmak istiyor. Macron ise bunu genişleme politikasına yönelik temel bir eleştiriyle birleştiriyor.

Yeni Avrupa siyasi topluluğu ilk amacı AB ülkeleri ve AB dışındaki ortaklar arasında daha yakın alışveriş sağlamak olsa da, Çekya başkentindeki ilk toplantı Rusya-Ukrayna savaşı, enerji krizi ve Avrupa’nın ekonomik durumuyla ilgili olacak. Toplantının 7 Ekim'de yapılması planlanan gayri resmi AB zirvesi öncesinde düzenlenmesi planlanıyor.

Macron bir süredir AB’ye maliye, ekonomi ve savunma politikalarında reformlar için bastırıyor. Avrupa Siyasi Topluluğu ile derinleşme ve genişleme tartışmaları yeniden açıldı. Almanya, Fransa ile ortak bir gündem üzerinde çalışmaya başlayabilir. Diğer AB üyelerinin Macron'un planını genişleme konusuna daima şüpheyle yaklaşan Paris'in kullandığı aldatıcı ve yanıltıcı bir manevra olarak görme ihtimalleri yüksekken Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, Macron'un önerisini ilginç buldu. Ağustos sonunda Avrupa politikasına ilişkin yaptığı açılış konuşmasında, şu anda AB devlet ve hükümet başkanlarının ortak ülkelerle yılda bir veya iki kez önemli konuları tartışabilecekleri bir forum olmadığını söyledi. Scholz’a göre bu topluluk sayesinde Avrupa kıtasını ilgilendiren güvenlik, enerji, iklim ve ekonomi gibi konuların düzenli olarak tartışılabilecek.  Ancak yine de böyle bir birleşmenin AB genişlemesine alternatif olmaması gerektiğini de vurguladı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ayşegül Karakülhancı Arşivi