Doğan ÖZGÜDEN
Türkiye'nin ABD emperyalizmine teslimiyet sürecinin önemli noktalarından biri DP iktidarının 1950 yazında Kore'ye bir tugay göndermesiydi. Bunun mükafatı olarak da Türkiye NATO İttifakı'na kabul edilmiş, böylece ülkemiz Sovyetler Birliği'ne ve Ortadoğu'da anti-emperyalist hareketlerin güçlenmesine karşı ABD emperyalizminin ileri karakolu olmuştu.
Bu teslimiyet kararına sadece Türk Barışseverler Cemiyeti bildiriler yayınlayarak karşı çıkmıştı. Bunun üzerine cemiyet yöneticileri tutuklanmış, askeri mahkeme 30 Aralık 1950 tarihli celsede Behice Boran, Adnan Cemgil, Osman Fuat Toprakoğlu, Muvakkar Güran, Vahdettin Barut, Nevzad Cemal Özmeriç'i Askeri Ceza Kanunu'nun 58. maddesi delaletiyle Türk Ceza Kanunu'nun 161. maddesi uyarınca 15'er yıl hapse mahkum etmişti.
Ancak "suç"un sulh zamanında işlendiği gerekçesiyle cezalar 3 yıl 9 aya indirilmişti. Barışseverlerden Naci Ormanlar ise yaşlı olması nedeniyle 1 yıl 6 ay 22 güne mahkum edilmişti. (Cumhuriyet, 31 Aralık 1950)
Kore'ye asker gönderimine Meclis'te görüşülmeden sadece hükümet tarafından karar verilmiş olmasına, CHP muhalefeti usul yönünden itiraz etmişse de, ardından gelen NATO'ya katılma kararı TBMM'nin 18 Şubat 1952 tarihli oturumunda CHP muhalefetinin de desteğiyle ve oy birliğiyle kabul edilmişti.
NATO'ya katılmanın bedeli olarak 25 Eylül 1950 tarihinde İskenderun Limanından hareket eden 5083 kişilik Türk Tugayı, 24 günlük bir deniz yolculuğundan sonra 18 Ekim 1950 tarihinde, Kore’nin güneyindeki Busan Limanına ulaşmıştı. Bu yolculuk 5 Amerikan gemisiyle yapılmıştı. 3 gemi (General J.H.Mc.Rae, General W.G.Haan, Private E.H.Jhonson transportları) askerleri, 2 gemi (La Fayette Victory, Cornell Victorry şilepleri) malzemeleri taşımıştı.
Kore savaşlarında 741 asker kaybedilmiş, 2.147 asker yaralanmış, 234 asker esir düşmüştü.
Türkiye Kore'ye asker gönderiminden 24 yıl sonra, CHP'li Başbakan Bülent Ecevit döneminde Kıbrıs adasına, Tayyip diktası döneminde de Suriye'ye askeri birlik gönderecekti.
Yine Kore'ye asker gönderiminin üzerinden 69 yıl geçtikten sonra bu kez de aynı Tayyip diktasının Libya'ya asker gönderme çılgınlığı yaşanıyor.
