2020’de doğrudan yabancı yatırım nereden gelmiş?

Türkiye’nin ülke hukuk riski yabancı sermaye yatırımlarının gelmesini yani büyümenin nitelikli finansmanını ve üretim yapısını çok olumsuz etkiliyor.

Doğrudan yabancı sermaye yatırımları Türkiye için çok önemli.

Hem büyümenin finansmanı için çok gerekli hem de ülkenin hukuk ve demokrasi düzeyi için çok düzgün bir gösterge.

Gelen doğrudan yabancı yatırım miktarı kadar bu paranın nereden geldiği de o kadar önemli.

O kadar önemli ki, dış politika tercihlerimizi bile bu göstergeye göre dizayn etmek düşünülmeli.

Bu yazıyı yazmaktaki amacım doğrudan yabancı yatırımların büyümenin finansmanı ve üretim sistemimizin rasyonelliği için önemini ve yabancı yatırımın hukuk devleti göstergesi olduğu gerçeğini bir kez daha vurgulamak değil.

Ama yine de 2007 senesinde doğrudan yabancı sermaye yatırım düzeyinin çıktığı 22 milyar ABD dolarını aşan düzeyi, o senenin büyüme performansı ve hukuk devleti kalitesini bir kez daha günümüzle mukayese etmekte günümüz ve yarını oluşturmak için büyük fayda mülahaza ediyorum.

Devletin farklı veri kaynaklarında farklı büyüklüklere rastlıyoruz yabancı yatırımlara ilişkin ama bu çok büyük olmayan farkların nedeninin tanım farklılıkları olduğunu kabul edip Merkez Bankasının sitesinden ödemeler dengesi istatistiklerinde yurtdışı yerleşiklerin Türkiye’de gerçekleştirdikleri yatırımların geldikleri ülkeleri değerlendiriyorum bu yazıda.

Yurt dışı yerleşikler 2020 senesinde Türkiye’de 5 milyar 669 milyon ABD doları yatırım yapmışlar; unutmayalım, unutturmayalım AB müzakere sürecinin işlediği, yabancı yatırımcı için Türkiye riskinin çok düştüğü 2007 senesinde bu büyüklük 22 milyar dolardan fazla.

2020 senesinde gelen yatırımın (5.67 milyar dolar) 3.75 milyarı Avrupa ülkelerinden gelmiş.

Avrupa ülkeleri içinde İtalya yaklaşık bir milyar dolarla başı çekiyor; İtalya’yı Hollanda, İngiltere, Lüksemburg, Almanya izliyorlar.

Ülkelere göre dağılım seneden seneye büyük farklılıklar gösterebiliyor, bir ülke o spesifik senede büyük bir yatırım yapmış olabiliyor ama kıtalara ilişkin dağılım çok değişmiyor.

Türkiye’nin AB ülkelerinden çok çok daha fazla doğrudan yatırım çekmesi gerekiyor ama malum nedenlerden, başımıza çökmüş kara bulutlardan bu gerçekleşemiyor.

Örneğin Almanya 2020 senesinde 312 milyon dolarlık yatırım (Doğrudan Yabancı Sermaye-DYS) yapmış Türkiye’de; bu yatırım bir açıdan, mesela benim açımdan bakıldığında çok düşük ama Türkiye’de siyasi iktidarın, yargının AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararlarını iplemediği düşünülürse, 312 milyon dolar çok bile belki.

Amerika kıtasından 2020 senesinde 814 milyon dolar DYS yatırımı gelmiş, bu büyüklüğün de 798 milyon doları ABD’den. 

Unutmayalım ABD ekonomisi yaklaşık 20 trilyon dolarlık bir dev ekonomi yani yirmi bin milyar dolarlık büyüklük ve biz bu ekonomiden bir milyar dolar dahi DYS yatırımı çekemiyor isek, durup düşünmek lazım.

Neyi mi, mesela yargının içler acısı durumunu, yürütmenin S-400 saçmalığını.

Asya kıtasından çektiğimiz toplam DYS bir milyar doları ancak biraz geçiyor (1.09 milyar dolar), bu büyüklüğün de 693 milyon doları Ortadoğu çıkışlı.

Ortadoğu çıkışlı DYS’nin (693 milyon dolar) de 501 milyon doları Körfez ülkelerinden; bu büyüklüğün içinde de 400 milyon dolar Katar’dan.

Yakın ve Ortadoğu ülkeleri dışı Asya’dan gelen yatırım 399 milyon dolar.

Türkiye mesela Japonya’dan ciddiye alınabilecek DYS çekemiyor, neden?

Türkiye’nin ülke hukuk riski yabancı sermaye yatırımlarının gelmesini yani büyümenin nitelikli finansmanını ve üretim yapısını çok olumsuz etkiliyor.

Yargıtay’da bir dosyanın bile kapağını açmamış, muhtemelen kapısından bile geçmemiş, Yargıtay’a AYM’ye tayini için tayin edilen birine 107 (inanmazsanız yazı ile yüz yedi) Yargıtay hakimi oy verirse yabancı sermayenin gelmemesine değil, bu kadarının bile gelmesine şaşmak lazım.

Bu 107 (yüz yedi) hakimden yabancı sermaye şunu anlıyor: Türkiye’ye gelir, yargıya yolumuz düşer ve Erdoğan ile de aramız bir nedenden çok parlak olmaz ise karar muhtemelen Erdoğan doğrultusunda çıkacaktır.

İyisi mi……….

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi