YKS saçmalığı

Kırk matematik sorusuna verilen net doğru sayısının beş olduğu bir sınav sadece bir saçmalıktır.

Lütfen kimse başlıkta kullandığım "saçmalık" kelimesini yadırgamasın, ne demek istediğimi açıklayacağım.

Geçtiğimiz hafta sonu YKS’ye (Yükseköğretim Kurumları Sınavı) giren gençlerimiz de, öğrencilerimiz de lütfen alınganlık göstermesinler.

Benim temel eleştirim sadece bu pandemi günlerinde bu sınavın yapılmasına, tarihinin oyun oynar gibi iki kez değiştirilmesine de değil.

Sınavın temel mantığında bir sıkıntı var.

Senelerdir bu konuyla ilgileniyorum, yazılar yazdım, söyleşiler yaptım, kendimce öneriler getirdim ama değişen bir şey yok şimdilik.

Değişimin çok da kolay olmadığını biliyorum; bu doğrultuda önerimi başka bir yazımda gündeme yeniden getireceğim.

Sistemi herkes biliyor, içinde olanlar teknikaliteleri benden de iyi biliyorlar muhtemelen.

Cevap kâğıtları okunuyor, net doğrular üzerinden puanlar hesaplanıyor, vs. ve adaylar YKS artı YYS sonrası bölümlere yerleştiriliyorlar.

Bu arada her şey konuşuluyor ama en az konuşulan mesela ilk aşama olan YKS’de (YYS’de de durum değişmiyor) öğrencilerimizin sınav sorularına verdikleri net cevap sayıları; malum, dört yanlışın bir doğruyu götürmesi mantıklı sistemi de geçerli bu süreçte.

Bakalım, geçen sene (2019) yapılan YKS’de öğrencilerimizin çeşitli soru gruplarına verdikleri yanıtlarda net doğru cevap sayısı ne kadar olmuş?

Puanlar tek başına çok anlamlı değil, daha anlamlı olan net doğru sayısı; isterseniz, şart değil, analoji tam doğru da değil ama puanlarla net doğru sayılarını parasal gelirlerle enflasyondan arındırılmış reel gelirlere benzetebilirsiniz. 

Gelelim neden YKS sınavı için saçmalık ifadesini kullandığıma.

YKS’nin birinci ve zorunlu aşamasında (2019); 

Kırk matematik sorusu var, net doğru cevap sayısı 6 (altı),

Yirmi fen bilimleri sorusunda net doğru sayısı 2.7,

Kırk Türkçe sorusunda net doğru cevap sayısı 15,

Yirmi sosyal bilimler sorusunda net doğru cevap sayısı 6. 

Alan sorularında ise;

Kırk matematik sorusunda net doğru cevap sayısı 5.2,

14 fizik sorusunda net doğru cevap sayısı 1.2, 

13 kimya sorusunda net doğru sayısı 1 (evet bir),

21 tarih sorusunda net doğru cevap sayısı 3.4 (tarihi dizilerden öğrenmenin sonucu mu?),
12 felsefe grubu sorusunda net doğru cevap sayısı 2 (TDK sözlüğünde felsefe yapmak için saçmalamak, boş laf etmek diyor),

Türk Dili ve Edebiyatı dalında 24 soruda net doğru sayısı 4.6. (oku oku minder yap)

                                                                                    XXX

Şimdi; bu manzaraya baktığınızda YKS adı verilen eleme sınavının çok anlamlı olduğunu söylemek mümkün müdür?

Bu sınav her şeyden önce çok vahim bir ortalama sorunumuz olduğunu gündeme getiriyor; bu konu, mesela matematikte kırk soruda beş net, felsefede 12 soruda iki net konusu, nedense üniversite giriş meselesi tartışılırken en az, hatta hiç konuşulmayan konu.

Bu sınav, bu ortalamalarla, sadece belki Türkiye’nin en iyi beş üniversitesine girecek öğrencileri belirliyor, bu da az iş değil ama konu ASLA orada noktalanmıyor.

Analize standart sapmaları da katsanız işin özü değişmiyor.

Ortalamaların böyle olduğu bir sınav daha az iyi (yine kibarlığım tuttu) ve iyi olmayan üniversiteler arasında öğrenci ayrıştıramaz.

İşin vahim tarafı da konunun sorumlularının bu gerçeğin farkında olmamaları; kırk matematik sorusundan iki ya da üç doğru yapan iki öğrenci arasındaki fark istatistiki anlamda anlamsızdır.

Sadece en tepedeki, üniversite denilebilecek evet sadece beş üniversiteye (hadi saymayayım şimdi bunların hangi üniversiteler olduğunu) girecek adayları bu sınavlarla (YKS artı YYS) saptamak bizim sistemin de, mevcut AKP ideolojisinin de kabullenemeyeceği elitist bir proje.

Daha eşitlikçi, daha cumhuriyetçi, daha fırsat eşitliği üreten bir üniversite sistemi mümkün.

Yeter ki, gözler, beyinler ve kalpler çözümlere, çözüm önerilerine açık olsunlar.

Kırk matematik sorusuna verilen net doğru sayısının beş olduğu bir sınav sadece bir saçmalıktır.

Bir lise öğretmeni düşünün, sene sonunda yaptığı sınıf geçme sınavında tüm öğrencileri on üzerinden bir alıyorlar ve bu durum arka arkaya senelerce devam ediyor.

Bu öğretmenin görevine devam etmesi, ettirilmesi normal midir?

Peki, kırk matematik sorusuna verilen net doğrunun beş, felsefede 12 soruda 2 olduğu bir sistemde, senelerdir böyle, Milli Eğitim Bakanları neden hemen istifa etmiyorlar?

Üniversiteye giriş meselesine mantıklı çözüm üretemeyen siyasiler neden istifa etmiyorlar? 
 
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi