Rusya’nın seferberlik kararı ne anlama geliyor?

Rusya içerisindeki aşırı sağın 'daha sert olmalıyız' baskısı artarken, Putin'in aldığı seferberlik kararı ile Ukrayna Savaşı'nda yeni bir düzeye çıkıldı ve barıştan biraz daha uzaklaşıldı.

Rusya’nın 24 Şubat’ta Ukrayna’ya dönük başlattığı işgal, Ukrayna’nın ABD ve Avrupa tarafından silahlandırılmasıyla Rusya ile Batı arasında bir vekalet savaşına döndü. Ancak Rusya için işler istediği gibi gitmiyor. Rus ordusu, Batı’dan gelen silahlara Ukrayna ordusunun çabası eklenince İzyum gibi yerlerde gerilemeye ve kayıplar vermeye başladı. Öte yandan Donetsk, Luhansk ve Herson’da 23-27 Eylül’de referandum kararı alındı. Öngörülse de bu adımla Rusya ile Batı arasındaki gerilim yeni bir düzeye ulaştı. İşte bu noktada Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bugün( Çarşamba) Rusya genelinde kısmı seferberlik ilan etti. Peki, Putin bu kararı neden aldı? Kısmi seferberlik kimleri kapsıyor?

Rusya toplumu savaşa ne diyor? Seferberlik kararı ne anlama geliyor? Bu analizde değinilen sorulara yanıt arayacağız.

KISMI SEFERBERLİK: 25 MİLYON KİŞİDEN 300 BİNİ ALINACAK

Putin’in dün ertelenen ve bugün gerçekleştirdiği konuşmasında Savunma Bakanlığı'ndan gelen bilgi ve taleple kısmi seferberlik ilan etti. Seferberlik daha önce orduda belirli görevlerde bulunmuş olanlar ve yedekleri kapsıyor. Yinelemek gerekirse topyekun bir seferlik söz konusu değil. Rusya Savunma Bakanlığı verilerine göre 25 milyon kişi seferlik çağrısı geldiğinde orduya katılmak zorunda. Ancak ilan edilen kısmi seferberlikte sayının daha az olması bekleniyor.

Sayı konusu, Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve Putin çağrılacak kişi sayısını şu sözleriyle netlik kazandı: "Ülkemizde (Rusya) 25 milyon askerlik yapmış insan var, şimdilik yüzde 1'den biraz fazlayı göreve çağırıyoruz." 

Bu açıklama dikkate alındığında savunma otoriteleri sayının 300 bin civarında olacağı konusunda hem fikir. Rusya ordusu asker sayısı dikkate alındığında dünyada ikinci sırada yer alıyor. 142 milyonluk Rusya’nın toplam askeri personeli 3 milyon 569 bin, aktif asker sayısı ise 1 milyon 14 bin. Rusya Ukrayna’ya aktif askeri personel de dahil 1,5 milyon civarında kuvvet yolladı. Ancak
alınan yenilgiler ve geri çekilme durumu kuvvet sayısında artışı gerekli kılıyor. Son olarak Moskova, Ağustos ayında 100 bin askerin bölgeye sevk edilmesini kararlaştırmıştı. Seferberlik ilanı öncesi dikkat çekici olan bir başka konu da  Rusya’nın 20 Eylül’de ceza kanununda yaptığı değişiklik. Yapılan düzenlemeye göre, seferberlik emrinin kapsadığı kişiler göreve gelmez ya da yalan/sahte mazeret bildirirse, firar ederse ciddi cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalacaklar.

RUSYA’DA SAVAŞA DESTEK YÜZDE 70 DÜZEYİNDE

Moskova’nın Ukrayna’ya saldırı kararından bu yana Rusya kamuoyunun savaşa bakış açısı sık sık tartışma konusu oluyor. Genellikle Rusya dışından durumu izleyenler akademisyenlerden
gazetecilere, aktivistlerden hukukçulara savaş karşıtlarının eleştirilerini görüyor. Peki gerçekten Rusya halkı Ukrayna savaşına karşı mı?

Öncelikle Rusya halkının tamamı savaş karşıtı veya yanlısı değil, ancak son olarak Denis Volkov, Andrei Kolesnikov’un Carnegie Endowment for International Peace’te yayınlanan makalesine göre göre savaşa destek sanılanın üzerinde. Yazarlara göre savaş karşıtlarının oranı yüzde 20-25 iken, "Rusya’nın Ukrayna’da yürüttüğü özel operasyonu destekliyorum" diyenlerin oranı yüzde 70. Burada kullanılan özel operasyon kalıbı önemli, zira katılımcılar Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmediğini, neo-nazilerden temizlediklerini iddia eden resmi söylemi kabullenmiş görünüyor.

Dahası özellikle savaşın başlamasıyla gelen yaptırımların Putin’in desteğini azaltacağına dönük beklenti de buraya boşa düşmüş oluyor. Tıpkı 2014’te Kırım’ın ilhakı döneminde olduğu gibi bu dönemde de Putin’e destek düşmek bir yana artıyor. Var olan oranların savaş başladığından bu yana çok değişmediğini belirterek başka bir konuya daha dikkat çekmek gerekiyor. Toplumdaki kuşaklar arasında ve aileler içinde konuya dönük bölünmeler kutuplaşma düzeyine ulaşmış durumda bu noktada anne-babalarıyla konuşmayan çocuklar, ayrılığın eşiğine gelmiş çiftler mevcut.

AŞIRI SAĞDAN BASKI: DAHA SERT OLMALIYIZ

Toplumda böylesine bir resim varken, Rusya siyasetinde savaş karşıtlarının sesinin daha faza çıktığını söylemek gerekiyor. Bunda siyasilerin isteksizliğinden ziyade muhaliflerin sert tedbirlerle susturulmaları, hapse atılmış olmaları önemli. Ancak savaş yanlıları için aynı şeyi söylemek zor. Rusya’da bazı gazetecilerden, askeri yetkilere, istihbarat üyelerinden, para-militer grupların
temsilcilerine ve siyasi parti üyelerine uzanacak şekilde Ukrayna savaşında desteğin ötesinde akıl verme ve ateşin yükseltilmesinden yana olanlar var. Bu öneriler içinde nükleeri silahların artık
devreye alınması gerektiğini savunmaya kadar çıtanın yükseltildiğini de söylemek gerekiyor. Sınır konusunda da cüretkar olan bu grup, Rusya’nın Herzon’dan Odessa’ya kadar olan bölümü topraklarına katması gerektiğini savunuyor. Özellikle nükleer vurgusunun Putin’in konuşmasında kendine yer bulmasında bu gruplardan gelen baskının etkili olduğuna karine sayılabilir.

Putin bugün yaptığı konuşmasında "Batı, Rusya'ya karşı saldırganlığın tüm sınırlarının ötesine geçti. Batı bize karşı nükleer şantaj yapıyor. Ancak Rusya'nın buna yanıt verecek pek çok silahı vardır, bu bir blöf değildir." sözleriyle nükleer silahları yeniden gündeme getirdi. Kremlin, işgal tartışmaları esnasında da nükleer silahlara başvuracağını söylemiş ancak bu konu bir süre sonra gündemden düşmüştü. Nükleer gibi öngörünün ötesinde felaketlere gebe silah grubunun yeniden bir seçenek haline gelmesi hem Rusya hem de dünya açısından ürkütücü ancak aşırı sağın bu karardan mutlu olduğunu not etmek de gerekiyor. Peki şimdi ne olacak? Donetsk, Luhansk ve Herson’da 23-27 Eylül’de Rusya’ya katılım konusunda referandum yapılacak. 2014’te Kırım’da olduğu gibi bu referandum serisinde de katılım kararının yüzde 90’ın üzerinde bir oranla kabul edilmesi bekleniyor. Batılı merkezler şimdiden bu kararı tanımayacağını söyledi. Rusya’nınsa hızla bu talebi gündeme alıp kabul etmesi bekleniyor. Batı’nın bu kararı tanımaması olağan ancak referandum sonrası gelecek adımlar önemli. Bugün pek çok devlet Kırım’ın Rusya’nın bir federe bölgesi olduğunu kabul etmiyor ancak Rusya fiilen orada. Resmen Kırım’ın topraklarının bir parçası. Benzer bir durum bu üç yer için de geçerli. Dahası Rusya bir süre sonra bu üç şehirdeki Ukrayna askerileri/savaşkan gruplar çekilmezse topraklarımı savunuyorum diyerek  durumu topyekun seferberliğe vardırabilir. Yani Ukrayna Savaşı'nda tansiyon yeni bir düzeye çıkıyor ve barış masadan uzaklaştırılmışa benziyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi