Bu kanal mutlaka açılmalı

Mantıklı bir girişime karşı çıkarsanız, karşınıza dikilirler, 'Sen hangi fikre hizmet ediyorsun, amacın ne' diye. Akıllı olun.

GALATASARAY: 5  ANTALYASPOR: 0

Sezon başında ne demiştik?

"Ekonomisi batmış ülkenin takımlarından uluslararası başarı beklemeyin. Biri elbette annemizin liginde şampiyon olur; taraftarları, rakip taraftarlarla iki-üç gün dalga geçer; dördüncü gün de gelecek sezonla ilgili balon transfer haberleri başlar..."

***

Sezonun ilkyarısı bu hafta sona ererken, yüz küsur yaşındaki kulüplere gönül verenlerin yüzü, galip geldikleri maçlarda bile gülmedi.

İşte bu maç da onlardan biriydi...

Antalyaspor'un zavallılığına hangi sıfatı kullanabileceğimi bilemiyorum.

Galatasaray da 17'nci haftada ilk kez kendisinden kötüsüyle karşılaştı...

***

Yar bu kötü gidişe bir çare... 

Karagöz'ün deyimiyle: 

Medet...

Çare var. Var da, "ama"sı da var...

Mesela Almanya modeline bakalım:

İstediğin kadar yabancı futbolcu transfer et. Et de, her biri için havuza para at...

Buna karşılık, aldığın her yerli futbolcu için sandıktan para al...

Eğer altyapıdan bir gençle profesyonel sözleşme düzenliyorsan, havuzdan misliyle para al...

Peki bizim simsar yöneticiler buna yanaşır mı?

Haha...

Kayıtlı-kuyutlu bu sistemde menecerle komisyon kırışmaları mümkün olmadığından, elbette karşı çıkarlar.

Nitekim çıktılar da.

Bu konu, gündeme geldiği anda tebahür etti...

Bana kalsa bir dakika düşünmeden bu kanalı açarım...

Seksen küsur milyonluk ülkede adam mı kalmadı da Jimmy Durmaz'ı buldunuz be kardeşim?..

Bir de öyle tuhaf bir adam ki, Madrid deplasmanında evsahibi yönetimin Galatasaraylılara verdiği yemekte salyangozu görünce, "Yiyemem. Çünkü fast-food'çuyum" demiş...

İlahi çocuk...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi