Demirtaş’ın rahatsızlığına tanı konulamadı

Selahattin Demirtaş, duruşmanın üçüncü gününde sağlık durumu nedeniyle ifade veremedi.

HDP’nin önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 26 Kasım günü cezaevinde rahatsızlandı. Demirtaş’ın rahatsızlığını kamuoyu, avukatlarının yaptığı açıklama doğrultusunda 2 Aralık günü öğrendi. Demirtaş, kamuoyu baskısıyla hastaneye kaldırıldı.

Demirtaş, rahatsızlığının ardından ilk kez bu hafta, örgüt kurma ve yönetme suçlamasıyla 143 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı ana davanın duruşmasında, gazetecilerin ve partililerin karşısına çıktı.

Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşma, 7 Ocak Salı günü başladı.

Duruşmaya, SEGBİS yöntemiyle katılan Demirtaş’ta gözle görünür bir kilo kaybının olmadığını belirteyim ama yorgunluğu gözlerinden okunuyordu. Savunmasını, tutuklu bulunduğu Edirne Cezaevi’nin 6 metrekarelik SEGBİS odasından yaptı. Demirtaş’ın duruşma boyunca sık sık ara istemesi dikkatlerden kaçmadı. İki gün boyunca savunma yapan Demirtaş, duruşmanın son günü olan 9 Ocak Perşembe günü ise sağlık sorunlarını gerekçe göstererek, SEGBİS bağlantısına katılamadı.

Selahattin Demirtaş’ın son durumunu, kendisini geçtiğimiz günlerde cezaevinde ziyaret eden HDP Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki ile konuştum. Tiryaki, Demirtaş’ın rahatsızlanmasının ardından Trakya Üniversitesi’nde tedavi gördüğünü aktardı. Tiryaki’nin verdiği bilgiye göre, Demirtaş’a Kardiyoloji, Nöroloji ve Gastroenteroloji bölümlerinde bir dizi tetkik yapıldı.

Tetkikler yapıldı ancak Demirtaş’a hala bir tanı konulamadı. Tanı konulamamış olması, tedavi olmasının önündeki en büyük engel.

HDP’nin önceki dönem eş genel başkanı sağlık durumuyla gündeme gelmek istemiyor. Bunu da sık sık kendisini ziyaret edenlere aktarıyor.

"Cezaevinde benim sağlık durumumdan daha kötü durumda olan hasta mahkûmlar varken; benim durumumun gündeme getirilmesini istemiyorum."

Demirtaş’ın rahatsızlanmasına neden olan da rahatsızlığına bir tanı konulmasına engel olan da içinde bulunduğu cezaevi koşulları. Ancak Demirtaş, bu konuyla ilgili taleplerini de başka bir milletvekiline şöyle aktarmıştı:

"Ne olursa olsun sağlık durumum nedeniyle tahliyemi talep etmeyeceğim."

Demirtaş, yargılandığı bu davada tahliye edilmişti. Hakkında örgüt propagandası yapma suçundan kesinleşmiş bir cezası bulunuyordu. O konuyla ilgili de 1. Yargı Paketi kapsamında getirilen düzenlemeler ışığında aslında tahliye olması gerekiyordu. Zira geçtiğimiz günlerde, benzer davalarda tahliyeler gerçekleşmişti. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Demirtaş’ın siyasi nedenlerle tutuklu bulunduğu ve derhal serbest bırakılması gerektiği yönündeki kararı da ortada.

Hal böyleyken, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, içeriği Demirtaş’ın yargılandığı ana davayla birebir aynı olan bambaşka bir soruşturma dosyası açtı ve bu dosya üzerinden Demirtaş’ın tutuklanmasına karar verdi.

Dün Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde savunma yapan avukatları, Demirtaş’ın hukuk ilkelerine aykırı olarak mükerrer bir yargılamaya tabi tutulduğunu öne sürdüler. Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi, bunun üzerine, Demirtaş hakkında tutuklama kararı verilen o dosyanın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından istenmesine karar verdi.

Başsavcılık tutuklama kararını Eylül ayında vermişti. Mahkeme, dosyayı Ocak ayında istiyor…

Dosya ne zaman gelecek belli değil, avukatların "mükerrer yargılamaya yönelik itirazlarına" ilişkin karar en erken, Demirtaş davasının ertelendiği Mayıs ayında verilecek.

Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi, Demirtaş davasını 27 Mayıs’a erteledi.

Demirtaş, bu duruşmanın üçüncü gününe sağlık sorunları nedeniyle çıkamadı. Her zaman duruşmaları 3’er güne yayan Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Mayıs ayına bu kez 2 günlük bir duruşma koyması dikkatimi çekti.

Demirtaş’ın bu duruşmasını izlemeye gelen yabancı heyetlerin içeri alınmadığını, iki duruşma arasında UYAP’a konulan mahkeme belgelerinin UYAP üzerinden Demirtaş’ın avukatlarının görmesine kısıtlama getirildiğini, AİHM kararlarının uygulanmadığını belirtelim.

Demirtaş’ın sağlık durumu nedeniyle Demirtaş’ın talebi olmaksızın duruşmayı 2 günle kısıtlayan mahkeme, keşke aynı hassasiyeti adil yargılama önündeki bu ihlallere karşı da gösterebilse.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Sibel Hürtaş Arşivi