Sibel Hürtaş
Yeni parti hızlı geliyor sadece AKP değil İyi Parti ve CHP'den de vekiller gelecek
23 Haziran sonrası Türkiye siyasetini en fazla oyalayan gündem maddesi yeni parti iddiaları oldu. Bu rüzgarın önünü almak artık mümkün görünmüyor. Hatta daha iddialı bir çıkış yapmayı hedeflediklerini söyleyelim. Kuruluş tarihi olarak somutlanan Eylül ayından sonra Parlamento'da sadece iktidar bloğunda değil muhalefet bloğunda da ciddi kırılmalar yaşanacak. Partinin ortaya koyduğu ilkelere bakılırsa Eylül'den sonra Türkiye Parlamenter sisteme dönüş tartışmasını daha hızlı yaşayacak.
Peki bu nasıl olacak? Yeni parti kurmaylarından önemli bir kaynağımın anlattıkları bunun çok da zor olmayacağını gösteriyor.
Dezenformasyon sürecinin oldukça yaygın olduğu yeni partiye ilişkin birkaç düzeltme yapalım. Bu Partinin artık Ali Babacan önderliğinde yürüyeceği kesin. Babacan Erdoğan'la AKP'den ayrılma konuşmasını yeni değil Ramazan Bayramından önce yaptı. Partinin çalışmaları da bir aydır aktif bir şekilde sürüyor.
Ahmet Davutoğlu yeni Parti'de yer almayacak. Hatta Davutoğlu'nun sürecin sonunda bir parti kurup kurmayacağı dahi meçhul. Zira Ramazan ayı boyunca aktif çalışan Davutoğlu'na yönelik ilginin Davutoğlu'nun Babacan rüzgarını arkasına almasından kaynaklandığı belirtiliyor. Basında beraber yol alacakları iddialarını gittiği yerlerde yalanlamayan Davutoğlu iki ayrı Parti'nin kurulacağının ortaya çıkmasıyla birlikte ilgiyi de kaybetti. Yeni Partinin bir başka gözlemi ise Davutoğlu'nun toplumda bir karşılığının olmadığı yönünde. Buna ben de bir eklemeyi sivil toplum üzerinden yapayım. Bugün siyaset üreticileri ve kurumların hafızasında Davutoğlu Suriye politikasıyla bir anılıyor. Bu da eski Başbakanın en büyük dezavantajı.
Yeni Parti eski siyaset anlayışını da yıkmak istiyor. Bu yüzden kuruluşunu uzun zamandır bekleyen AKP'nin 17 yıllık siyasi yolculuğunda sadece Parti dışına itmekle kalmayıp sistem dışına da ittiği bir çoğu eski milletvekili olan AKP kadrolarının bir kısmına kapıyı kapatacak. Üniversiteler ve STK lardaki gençler yeni yüzler yeni aktörler yeni partinin hedefinde olacak.
Ancak asıl örgütlenme çalışması hali hazırdaki TBMM'deki milletvekillerine yönelik. İster istemez ana kanat AKP'yi işaret etse de bugün Yeni Parti'nin TBMM'de dirsek temasında bulunduğu çevre hayli geniş. Hatta kaynağım bu konuda çok iddialı. Anlatılanlara bakılırsa en az iktidar kanadında olduğu kadar muhalefet kanadında da bir kırılma yaşanacak. iddia o ki muhalefet kanadındaki n büyük kopma ise İyi Parti'de olacak. CHP'de de kırılma kaçınılmaz olacak.
Peki nasıl bir Parti?
Parti kurmayları yeni parti için çok fazla yazılıp çizilen 'milliyetçi muhafazakar liberal sol' bir çerçeveyi yeni bir ANAP modelini elinin tersiyle itiyorlar. Kaynağım 'Tam tersine Erdoğan'ın kimlik politikası bu ülkeye çok şey kaybettirdi' diyerek kimliklerin ana etken olmadığı bunun üzerinden de kucaklayıcı ve bütünleştirici söylemlerin damga vuracağı yeni bir siyasetten bahsediyor. Peki kimliği ile öne çıkmayan bir siyasi aktör var mı bugün? Kaynağımın buna yanıtı da hazır. Kimliğini bir kenara koyup gel
Türkiye'nin ana gündem maddesi hali hazırda bir ekonomik kriz olunca yeni Parti'nin çıkış noktasının da ekonomi temelli olacağını söylemek zor değil. Peki nasıl bir ekonomi modeli? Birinci ilke devletin müdahalesinin en aza indirgendiği bir model.
Ekonomik dengeleri bu süreçte Erdoğan'ın direkt yaptığı müdahaleler büyük ölçüde etkiledi. Sadece başlı başına bir ekonomi yönetimi değil bugün Türkiye'nin içinde bulunduğu siyaset krizinin en büyük nedeni olarak da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olarak tanımlanıyor burada. Dolayısıyla yeni Parti'nin çıkış noktası değil ama önemli tespitlerinden biri de tam olarak bu sistemin sürdürülemez olduğu noktasında. Parlamenter sisteme dönüş vaadi Yeni Partinin de vaadi olacak.
Yeni Parti nasıl kurulacak?
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu Artı TV'de yaptığımız özel söyleşi de 'Yeni Parti kurmak çok zor iş buraya gelin' çağrısında bulunmuştu. Bu çağrıya yanıt olumsuz. Bu Karamollaoğlu ve temsil ettiği siyasetle ilgili olumsuz bir algı değil. Tamamen şeklen : Eski ev üzerine yeni ev kurulmaz.
Yeni Parti'nin hedefinde Eylül ayına kadar tüm illerde teşkilatlanmak var. İster istemez bu hedefi duyduğumda aklıma AKP sürecinde muhafazakar tandanslı yeni oluşumların özellikle taşrada yaşadıkları deneyimler geldi. Devlet bankalarında çalışan oğullarının sürgün edilmesiyle de tehdit edildi taşradaki teşkilat başkanları daha ağır baskılarla karşılaşanlar da oldu. Bu yöntemlerle yarım kalan girişimler az değil. Aynı şeyler yaşanabilir mi? Kaynağım bu tereddütlere Hayır yanıtını veriyor. Zira Ekrem İmamoğlu'nun ardından bu korku bulutlarının dağılmış olduğunu taşrada da gözlemlemişler.
Ali Babacan liderliğinde bir araya gelen ekip önümüzdeki dönem il il gezecek. Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de bu açıdan geri planda olacak. Eski bir Cumhurbaşkanının siyasi kariyeri göz önüne alındığında bu tabloya çok oturmuyor. Gül kurucular arasında da yer almıyor. Ama her zaman koruma kollama pozisyonunda olacağına söz veriyor. Ancak bu Partide etkin bir isim olmayacak.
Bu yaz çok sıcak geçecek
23 Haziran seçimleri için artık Türkiye'de gerçek bir dönüm noktası hatta bir sitemin bitişini fitilleyecek ilk sahne olduğu tanımı yapmak hiç de abartı olmayacak. 23 Haziran seçimleri sonrasında dağılan korku bulutları bugün Türkiye'de çok farklı senaryoların konuşulmasına neden oluyor. 16 Nisan referandumu öncesinden beri 'kuruldu kurulacak' denilen ama bir türlü hayata geçmediği için bir umut olmaktan çıkan Yeni Parti artık iki koldan sahaya iniyor. Hedefinde bir yanda Parlamento diğer yanda ise sokaklar var.
Eğer Parlamento'daki hedefine ulaşabilirse iktidar bloğundan alacağı milletvekilleri ile Parlamento'daki muhalefet bloğunu güçlendirecek. Bu da önü alınamayacak bir sistem tartışmasını başlatacak. Bugün Ankara'da esen rüzgar yarın fırtınaya dönüşürse önünde sürükleyeceği ilk şey kuşkusuz Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi olacak. Partinin hedeflerini tutturması halinde Erdoğan'ın yeni sisteminin sonunu görünen o ki eski arkadaşları getirecek.