İbrahim Kahveci: Ekonomi Reform Paketi'nin en kilit noktası bankaların batık kredi portföyü
ARTI GERÇEK - Geçen hafta cuma günü Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan Ekonomi Reform Paketi'ne ilişkin değerlendirmeler sürüyor.
Karar gazetesi yazarı İbrahim Kahveci, "Reform paketinin en kilit noktasına geldik. Konumuz şu: Bankaların batık kredi portföyü ne olacak? Ya da sizce milletin sırtına hangi şirketlerin 300-500 milyar liralık kredileri yüklenilir? Geçen hafta açıklanan paketin aslında tartışılması gereken en önemli yeri burası. Kimler kurtarılacak? Kimlerin borcu Milletin sırtına yüklenecek?" sorularını gündeme taşıdı.
Kahveci'nin yazısında yer alan tespitler şöyle:
"Reform paketinin en kilit noktasına geldik. Konumuz şu: Bankaların batık kredi portföyü ne olacak?
Reform kitapçığında şu şekilde veriliyor:
3.1 : Bankacılık Sektörünün Aktif Kalitesi Artırılacaktır.
3.1.a. Kredi Yaşam Döngüsü Projesi hayata geçirilecektir.
3.1.b. Yakın izlemedeki kredilere yönelik olarak bankacılık sektöründe operasyonel yeniden yapılandırma ve firma rehabilitasyon fonksiyonları oluşturulacaktır.
3.1.c. Sorunlu krediler içinde katma değer üretme ve istihdam oluşturma potansiyeli bulunanların rehabilitasyonu için Girişim Sermayesi Fonlarının kurulmasına yönelik çalışmalar yapılacaktır.
3.1.d. Yaşama imkânı olmayan donuk alacakların Varlık Yönetim Şirketlerine satışı, aktiften silinmesi gibi yöntemlerle bilanço dışına çıkarılması için gerekli teşvik ve tedbir mekanizmaları oluşturulacaktır.
3.1.e. Yakın izleme ve donuk alacak grubunda yer alan kredilerin menkul kıymetleştirilebilmesine yönelik mevzuat değişikliği yapılarak bilanço dışına aktarılmaları sağlanacaktır.
Bu paragraflarda ne denilmek istendiğinden önce iki haberden bahsedelim:
04/03/2021 Erdoğan Süzer/Sözcü: Deli Dumrul projeleri olarak bilinen Hazine garantili yap-işlet-devret (YİD) projelerini yapacak şirketlere yabancı kreditörler güvenip borç vermeyince yük yine halka kalacak. AKP milletvekilleri, geçen yıl pandemiye rağmen yapılan ve isimleri ‘maskeli ihalelere çıkan 50 milyar lirayı aşkın otoyol ve tren yolu ihalelerini kazanan şirketlerin yurt dışından bulacakları kredi borçlarını Hazine’nin yani halkın üstlenmesi için yeni bir yasa teklif hazırlayıp TBMM’ye sundu.
28/02/2021: BloombergHT’de gündeme ilişkin soruları cevaplandıran Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, bankacılık sektöründe donuk alacaklar rakamının toplam 152 milyar TL olduğunu, yakın izlemedeki 382 milyar TL ile birlikte donuk alacaklar ve yakın izlemenin toplamda 534 milyar Türk liralık bir büyüklüğe işaret ettiğini belirtti
Reform paketi açıklanmadan önce gelen fısıltılarda iki temel duyum vardı:
1- Tazminat fonu ile Milletten para toplama işi olmadı, yeni bir para toplama fonu veya yolu bulunacak.
2- Batık kredilere çözüm aranacak ve bankaların eli rahatlatılacak.
Şimdi yukarıda 3.1 bölümünde verilen Banka aktiflerinin rahatlatılması yöntemine bakalım.
Burada kilit nokta şu: Kurtarılmaya değer şirketler... Katma değer üretme ve istihdam oluşturma potansiyeli olan şirketler... İyi ama bu şirketlere kim karar verecek?
2001 krizinde uygulanan İstanbul Yaklaşımında 1-BDDK, 2-Alacaklı Bankalar ve 3-Bağımsız denetimciler kurtarılacak şirketlerin sadece ekonomik verilerine bakmıştı. Şimdi kararı kim verecek? Acaba siyasi etki olmadan kurtarılacak şirketler belirlenebilecek mi?
Ve madde devamında diyor ki, ...Girişim Sermayesi Fonlarının kurulması... İyi de bu fona kim para koyacak? Acaba reform paketindeki yeni BES fonları mı kullanılacak? Ya da Hazine ve/veya Merkez Bankası mı?
3.1.e maddesinde ne diyor?: Yakın izleme ve donuk kredilerin menkul kıymetleştirilmesine... İyi ama bu menkul kıymetler nasıl satılacak? Kim alacak bunları? Millet almazsa devlet mi alacak?
17/25 Aralık sürecinde her gün TV’lere davet edilirdim. Ana argümanım şuydu: Millet siyasi muhatabına bir şekilde hesap sorabilirdi. Oy istemeye gelen veya kapıya broşür bırakan AK Partiliye bile hesap sorabilirdi. Ama bir doğru üzerine kendi yanlışını kuran paralel yapıya (o vakit FETÖ ismi) izin verilemezdi.
Bugün bankalarda özellikle Hazine garantili müteahhitlerin ciddi kredi stoku bulunuyor. Ama bunun yanında siyasi etki ile işlemiş yığınla kredi alımı da yapıldı.
Şimdi seçime gidilemeden önce bu krediler ne olacak? Acaba yüksek teknolojik ürün üreten CEHAPE’ye yakın bir firma kurtarılma potasına girebilir mi? Dün değinmiştik: İktidar partisine üye olmayanların bile işini kaybettiği ülkede sizce hangi şirketler kurtarılır?
Ya da sizce milletin sırtına hangi şirketlerin 300-500 milyar liralık kredileri yüklenilir?
Geçen hafta açıklanan paketin aslında tartışılması gereken en önemli yeri burası.
Kimler kurtarılacak?
Kimlerin borcu Milletin sırtına yüklenecek?"