Avukat Nakipoğlu: Sanıkların yurt dışına kaçma ihtimalleri var

Avukat Nakipoğlu: Sanıkların yurt dışına kaçma ihtimalleri var
Sanıkların tutuklanması gerektiğini söyleyen avukat Nakipoğlu, "Bu dava için hazırlanan iddianamede sevk maddesi katalog bir suç olan TCK madde 103’dür. Bu konuda bir tedbire karar verilmediği için sanıkların yurt dışına kaçma ihtimalleri var" dedi.

Yağmur Kaya


Artı Gerçek- Hiranur Vakfı'nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel'in altı yaşında kızı H.K.G.'yi 29 yaşındaki Kadir İstekli ile dini nikâhla evlendirmesi ve H.K.G'nin sistematik cinsel istismara maruz kalmasına ilişkin ilk duruşma 22 Mayıs 2023 tarihinde görülecek.

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede Kadir İstekli hakkında 67 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası istenirken, baba Yusuf Ziya Gümüşel ve anne Fatıma Gümüşel hakkında 22 yıl 6 ay hapis cezası istendi.

H.K.G cinsel istismarı ispatlamak için şüpheli Kadir İstekli ile olan konuşmalarını kayıt altına aldı. Bu kayıtlar bilirkişi raporu ile birlikte dosyaya sunuldu. İddianamede yer alan ifadeler, ses kaydı ve toplumun ker kesiminden insanların tepkisine rağmen dosyada henüz tek bir kişi tutuklu değil.

Hukukçu Selin Nakipoğlu İsmailağa cemaatinde altı yaşındaki çocuğa cinsel istismar davasında, şüphelilerin tutuklanmamasını Artı Gerçek'e değerlendirdi.

'GENİŞ BİR SORUŞTURMA BAŞLATILMALI'

Sanıkların her koşulda tutuklanması gerektiğini belirten Nakipoğlu şu açıklamayı yaptı:

"5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu m. 100/3 düzenlemesinde listelenmiş olarak katalog suçlar yer alır. Bu suçların en önemli özelliği, işbu suçlardan birisinin işlenmiş olması halinde şüpheli veya sanık için tutuklama nedenlerinin olduğunun kabul edilmesidir. Bu dava için hazırlanan iddianamenin sevk maddesi katalog bir suç olan TCK madde 103’dür. Ve hala ortada bir tutuklama yoktur. Bu konuda bir tedbire karar verilmediği için sanıkların yurtdışına kaçma ihtimalleri vardır.

Her koşulda sanıklar tutuklanmalı ve de tarikatlara dair ayrıca geniş bir soruşturma başlatılmalıdır.

Zira Timur Soykan’in haberinden anladığımız başka önemli hususlar vardır. Örneğin tarikatlarda olan yüzlerce, binlerce çocuğun sistematik istismara uğrama ihtimalinin çok yüksek olduğu. Ortada böyle bir kuvvetli şüphe varken, çocuklar sesini çıkaramazken, soruşturmanın genişletilmesi gerekirken tutuklama olmayan bir dosyanın duruşmasının 22 Mayıs 2023 tarihine verilmesi dikkat çekicidir. Bu hiç de müsbet bir durum degildir. Geciken adaletin adalet değildir. Zaten 2014 senesinde üzeri kapatılmış bir şikayet bu. Yani hali hazırda çook gecikilmiş. Peki duruşma gununu mayıs ayına verip neden daha da adaleti geciktiriyorsunuz? Kamuoyu unutsun, gündemden düşsün diye mi? Nafile. Ne kadar acı ki uzun zamandır ajandalarımızda bu davaları takip etmek de var, ne yazik ki diyorum çünkü adalet baska turlu sağlanmıyor. Orneklerini basta Sule Cet cinayeti olmak uzere çok gorduk. Kamuoyu baskisi olmayınca kadınlar cocuklar ve lgbti+larin maruz kaldigi erkek şiddeti cezasız kalıyor ya da ödül gibi cezalara hükmediliyor. Çocukları korumak isteyen adaletin tecellisini daha da geciktirmez."

Öne Çıkanlar