‘Yenidoğan Çetesi’ davasında 4’üncü gün: '10-12 defa para aldım'

‘Yenidoğan Çetesi’ davasında 4’üncü gün: '10-12 defa para aldım'
Türkiye’nin gündemine oturan ‘Yenidoğan Çetesi’ davasının ilk duruşması, dördüncü günde de devam ediyor. Sanık Serdar Yüksel savunmasında, Gıyasettin Mert Özdemir ve Fırat Sarı'dan 10-12 defa para aldığını itiraf etti.

Müzeyyen YÜCE


İSTANBUL- İstanbul’da yenidoğan bebekleri, önceden anlaştıkları özel hastanelere sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç elde ettikleri iddiasıyla yargılanan 22’si tutuklu 47 sanık, dördüncü günde de hakim karşısına çıktı.

Bakırköy 22'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nce 500 kişilik konferans salonunda görülen davanın üçüncü celsesi, sanık ve müdafi yoklamasıyla başladı. Davanın dördüncü gününde ilk güne göre yoğun bir katılım bulunmazken, geçen üç günde 47 sanıktan 13’ünün ifadesi alındı. Sorgusu devam edecek olan 34 sanık daha var.

DURUŞMA SALONUNDA FOTOĞRAF ÖNLEMİ

Duruşmanın dördüncü gününde mahkeme salonu içerisindeki güvenlik önlemleri artırıldı. Seyirci bölümünde yer alan ilk sıra koltuklar boş bırakılarak kimsenin oturmasına izin verilmezken, polis tarafından ses, fotoğraf ve görüntü alınmaması uyarısı yapılıyor.

‘TIBBİ BİLGİM YOKKEN TIBBİ EVRAKTA OYNAMA YAPMAM MÜMKÜN DEĞİL’

Duruşmada yoklamanın ardından Reyap Hastanesi’nde muhasebeci olarak çalışan Funda Özen, sanık kürsüsüne getirildi. “Usulsüz hasta sevki, basamak değiştirme ve usulsüz ilaç düşümü yaparak nitelikli dolandırıcılık” suçundan yargılanan Özen, dolandırıcılık suçu işlediğine dair ne bir para alışverişi ne de hesap hareketi olduğunu söyledi. Özel Reyap Hastanesi’nde 2020 yılından bu yana çalıştığını belirten Özen, savunmasının devamında mahkeme başkanın telefon tapelerine ilişkin sorularını yanıtladı.
Mahkeme başkanının, evraklarda oynama yapıp yapmadığını sorduğu Funda Özen, “Ben sadece SGK faturalandırma sürecini yapıyorum. Tıbbi bir bilgim yokken tıbbi evraklarda oynama yapmam mümkün değil. Ben basamak değiştirmenin, hasta sevkinin, epikriz yazmanın nasıl mümkün olduğunu bilmiyorum. Muhasebede çalışan birinin sevk yapma durumu olamaz” diye konuştu.

‘SADECE FIRAT SARI’NIN EPİKRİZLERİ DÜZELTİLİYORDU’

Savcı: Sen sadece yenidoğanın faturalandırmasını yapmıyorsun. Diğer bölümlerden gelen epikrizleri de inceliyor musun?

Sanık Funda Özen: Evet.

Savcı: Bir eksiklik olduğunda kime iletiyorsun?

Sanık Funda Özen: Doktora ya da doktor asistanına iletiyorum.

Savcı: Hasan Basri sizin hastanenizde çalışmıyor. Niye Hasan Basri’yi arıyorsun?

Sanık Funda Özen: Doktor çok yoğun olduğu zaman ya da ulaşamadığımda kendisiyle iletişime geçiyordum. Fırat Sarı bu gibi zamanlarda Hasan Basri’ye sorabileceğimi söyledi.

Savcı: Başka doktorların epikiriz raporları da düzeltiliyor muydu?

Sanık Funda Özen: Evet sadece Fırat Sarı. Başka doktorların epikirizlerini görmedim.

SANIK AVUKATI: ‘DİNLEME KARARI YOK, TAPELER HUKUKSUZ’

Funda Özen’in ifadesinin ardından sanık avukatı savunma yaptı. İddianamede yöneltilen suçlamaların tamamının müvekkilinin görev ve sorumluluk alanına girmediğini ifade eden avukat, Özen’in epikriz raporu düzenlemesi, hasta sevki yapması gibi faaliyetlerde bulunmasının mümkün olmadığını kaydetti. Yapılan dinlemelerin de izinsiz olduğuna dikkat çeken avukat, “Müvekkilimin herhangi bir suç işlediğine ilişkin herhangi bir tape kaydı yoktur. Müvekkilim hakkında dinlenme kararı da yoktur. Bu yüzden tapelerin tamamı hukuka aykırıdır” dedi.

‘BAŞKAN ‘SENİ ÇOK SEVİYORLAR, SÖZLEŞMELİ MEMUR ALALIM’ DEDİ

Esenyurt Belediyesi’nde Sağlık Hizmetleri Müdürü olarak çalışırken tutuklanan ve “112 sistemi kullanılmaksızın hasta sevki, hastaların basamaklarında oynamaya yapıp ve gerçeğe aykırı şekilde ilaçları SGK'ya fatura ettirerek nitelikli dolandırıcılık” suçuyla yargılanan Renas Kılıç, ifade verdi.

2021’in Kasım ayında Esenyurt Belediyesi’nde sözleşmeli memur olarak işe başladığını, sonrasında da Sağlık Hizmetleri Müdürü olarak görevine devam ettiğini kaydeden Kılıç, “Kemal Deniz Bozkurt başkan o dönem ‘insanlar seni çok seviyor, seni sözleşmeli memur alalım’ dedi. Benim de siyasi olarak hedeflerim vardı. Ben de başkanın teklifini kabul ettim. Başkanın benden bir isteği vardı. O da muhtarlar, dernekler ve özel hastanelerden oy sağlayacak birilerini istedi” şeklinde konuştu.

‘FIRAT SARI BENİM ÇOCUĞUMLA ÇOK İLGİLENDİ’

Mahkeme başkanının “Fırat Sarı’yı tanıyor musun?” sorusunu yanıtlayan Kılıç, “2017 yılında benim çocuğum erken doğum oldu, ben bakarım dedim. O sırada benim çocuğumla çok ilgilendi” dedi.

HASTA SEVKİ SORUSU: ‘BEN İHTİYACI OLAN VATANDAŞLARI YÖNLENDİRİYORUM’

Mahkeme başkanı, sanık Kılıç’a yenidoğan yoğun bakımına ilişkin hasta sevkine dair Fırat Sarı ile yaptığı çok sayıdaki telefon tapesini sordu. “Senin görevin hastanelere hasta göndermek mi?” diye soran mahkeme başkanına cevap veren Kılıç,

“Hasta yakınlarından, muhtarlardan, ilçe başkanlarından talep gelirse gelirse yönlendiriyoruz. Esenyurt sosyoloji-ekonomik olarak seviyesi düşük bir ilçe. Bu yüzden vatandaşların durumu olmuyor, bir şeylere ihtiyacı oluyor. Bez ihtiyacı, 112 ihtiyacı, medikal ve işitme cihazı ihtiyaçları oluyor. Belediyeden destek isteyen vatandaşlar olduğu zaman tamamen yardım amaçlı hastaneden talepte bulunuyoruz. Menfaat sağlamadım” ifadelerine yer verdi.

‘EŞİM 112’DE ÇALIŞIYOR’

Mahkeme başkanı yine Fırat Sarı ile sanık Renas Kılıç arasında geçen “‘Hastam az’ diyor, sen ‘Nasıl dolu değilsin, ya bırak’ diyorsun. 3-4 tane boşum var’ diyor” konulmasını sordu. Kılıç, bu soruyu da “Ben hasta hangi hastaneyi isterse oraya gönderiyorum” ifadesiyle yanıtladı. Kılıç, mahkeme başkanın “Eşin ne iş yapıyor?” sorusunu da “Hasdal 112 acilde çalışıyor” diye yanıtladı.

'AMACIM ESENYURT BELEDİYE BAŞKANI OLMAKTI'

Mahkeme başkanının çapraz sorgu öncesi söyleyeceği bir şey olup olmadığını sorduğu Kılıç, şunları söyledi:

“Sosyal medyada çıkan haberlerden dolayı masumiyet karinesine bakılmadı. Ben kamu zararı ile suçlanıyorum ama katil ilan edildim. Ben sadece belediyeyi zarara uğratmamış olabilirim. Bir amacım vardı, belediye başkanı olup insanlara yardım etmek istiyordum. Ben nasıl insanların arasına nasıl çıkacağımı düşünüyorum. Bir insanın hayatıyla oynamak bu kadar kolay olmamalı.”

‘SAĞLIK BAKANLIĞI’NIN AÇIĞI ARANIYOR’

“Siyasi partiler, siyaset yapıyor biz burada katil damgası yiyoruz. Siyasi partiler erken seçimden dolayı bizim hayatımızla oynuyor. Siyasiler kendi aralarında siyaset yapıp, Sağlık Bakanlığı’nın bir açığı aranıyor. Filler tepişir çimler ezilir. Bir insanın hayatıyla oynamak bu kadar basit değil. Adalete sığınıyorum.”

'MAAŞIMIN ÜÇTE İKİSİNİ ALIYORUM'

Duruşma savcısı Renas Kılıç’a soru sordu. Bu konuyla ilgili belediyede hakkında idare bir işlemin yapılıp yapılmadığını soran savcıya cevap veren Kılıç, “Bana iletilen bir bir soruşturma yok, hala belediyedeyim. Maaşımın üçte ikisini şu an alıyorum” dedi.

Duruşmaya yarım saat ara verildi.

‘ÖLECEĞİMİ BİLSEM BÖYLE BİR TEŞEBBÜSE GİRMEM’

Mahkemenin verdiği aranın ardından duruşma sanık ifadelerinin alınmasıyla devam etti. Sanıklardan Serdar Yüksel sanık kürsüsüne getirildi. Hakkında yöneltilen “suç örgütüne üye olmak" ve "kamu kurumlarını dolandırmak" suçlamaları reddeden Yüksel, “7 aydır tutukluyum. Kamuyu zarara uğratacak bir faaliyetim olmadı. Öleceğimi bilsem böyle bir teşebbüse girmem. Sağlık Bakanlığı’nın sistemi iyi işliyor, 112 algoritmasını bozmak kolay değildir. İl dışı için algoritmanın dışına çıkmak imkansız” dedi.

‘GIYASETTİN’DEN 10-12 DEFA PARA ALDIM’

Mahkeme başkanın sanıklardan Gıyasettin Mert Özdemir’e sorduğu Serdar Yüksel de “Evet iki üç defa yüz yüze görüştüm” diye konuştu.

Mahkeme başkanı: Para aldım diyorsun, parayı kimden aldın?

Serdar Yüksel: Mert Özdemir’den ve Fırat beyden aldım.

Mahkeme başkanı: Gıyasettin Mert Özdemir’den aldın mı ?

Sanık Serdar Yüksel: 10-12 defa aldım.

Mahkeme başkanı: Gıyasettin’den her sevk başı para aldın mı?

Sanık Serdar Yüksel: Kesinlikle almadım.

ÇAM SAKURA ŞEHİR HASTANESİ’NDEN BAHSEDERKEN HAKİM MÜDAHALE ETTİ

Hasta sevklerine ilişkin konuyu anlatırken Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nden çok hasta gönderdiğini anlatan sanık Yüksel’e mahkeme başkanı müdahale etti: “Sorduğum sorulara cevap versen iyi olur.”

HASTA SEVKİNDEN 112’NİN HABERİ VARDI’

Hasta sevklerine yönelik sanık Serdar Yüksel ile hakime arasında geçen diyalog şu şekilde:

Hakime: Hasta sevki için 112’den seni kim arıyor?

Serdar Yüksel: O anki 112 çalışanı.

Savcı: Senin hastaneye sevk etmelerinden 112’nin haberi var mıydı?

Serdar Yüksel: Evet, kesinlikle.

HASTA SEVKİ YAPTIKLARI DEVLET HASTANELERİNİ SAYDI

SGK avukatı: İl dışından gelen hastaları İstanbul’da hangi hastanelere sevk yapıyordunuz?

Sanık Serdar Yüksel: Marmara Üniversitesi Hastanesi, Siyami Ersek Hastanesi, Ümraniye Eğitim Araştırma Hastanesi.

Avukat: Yönlendirdiğin özel hastaneler hangileri?

Sanık Serdar Yüksel: Yönlendirme değil, tavsiye.

Avukat: Hangileri?

Sanık Serdar Yüksel: Medicalpark Hastanesi, Avcılar Medilife Hastanesi.

‘’BEŞ’TE BİRİ YENİDOĞANDI’

Avukat: Tavsiye verdiğiniz hastalar içerisinde yenidoğan hastalar ne kadardı?

Sanık Serdar Yüksel: 5’te biri yenidoğandı.

‘İL DIŞINDAN GETİRİLEN BİR HASTA BAKIRKÖY ŞADİ KONUK’A GİDECEKKEN NASIL BEYLİKDÜZÜ’NE GÖTÜRÜLÜYOR’

Sanık Serdar Yüksel’in çapraz sorgusu devam ederken sanık avukatlarından biri söz alarak hasta sevkine ilişkin şu soruyu sordu:

“İl dışından İstanbul’a getirilen bir hasta, örneğin Bakırköy Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürülecekken Beylikdüzü Devlet Hastanesi’ne götürülüyor. Bu nasıl oluyor? 112 avukatları açıklasın."

‘MÜVEKKİLİM SEVK YAPMADI, ARAYAN 112 PERSONELLERİNE TAVSİYEDE BULUNDU’

Serdar Yüksel’in savunmasının adından sanık avukatı söz aldı. Müvekkilinin beraatini talep eden avukat, “Müvekkil hiçbir hastaneye sevk işlemi yapmadı. Sadece 112 personeli onu aradığında tavsiyede bulunmuştur. Sonrasında hasta oraya gitti mi, gitmedi mi bilmez. En son kararı sevki isteyen doktor veriyor. Dolayısıyla bir suç oluşmamıştır” diye konuştu.

İDDİANAMEDEKİ ŞEMA

Öte yandan, iddianamede çetenin örgütsel şeması şöyle yer aldı:

29e37375-435d-4ad9-8204-cac9a62b5720.jpeg

Öne Çıkanlar