DEM Parti ve Eş Genel Başkanları Tüğlay Hatimoğulları ile Tuncer Bakırhan 6-7 Eylül Pogromu'nun 69'uncu yıldönümü nedeniyle birer mesaj yayınladı. Mesajlarda, pogromla yüzleşilmesi ve faillerin ortaya çıkarılması istendi.
6-7 Eylül 1955'te yaşanan pogromun üzerinden 69 yıl geçti. O iki günde yaşananları aktarmak, yüzleşmek için birçok film ve dizi çekildi, kitaplar yazıldı. Yaşanan vahşet belgesellere konu oldu. Ama kadınlar ve çocuklar hiç konuşulmadı.
Emekli Orgeneral Yirmibeşoğlu, '6-7 Eylül de bir Özel Harp işidir ve muhteşem bir örgütlenmeydi. Amacına da ulaştı' demişti. “Bir gece ansızın gelebiliriz” dememiş, gelmiş. Daha ne olsun.
Pogromun 67'inci yıldönümü nedeniyle yapılan açıklamada yaşananlarla yüzleşilme çağrısı yapıldı
Gedikpaşa'nın kaldırımları ilk 1955'te sökülmeye başlanmış. Tam da eylül ayında kaldırım taşlarını değiştirmek için işe başlayan belediyenin söktüğü taşlar da talancıların cephanesi olmuş.
Agos Gazetesi Yayın Yönetmeni Yetvart Danzikyan ve gazeteci Burçin Gerçek, Kulüp dizisinin yeni bölümlerini Alin Ozinian'ın +GERÇEK TV'de yayınlanan 'Sınırsız' programında değerlendirdi.
Kamuoyunun kırılgan hassasiyetleri karşısında, Türkiye'de akademinin temas edebileceği ama popüler kültürün asla temas etmemesi gereken bazı temalar var.
DP iktidarı çatırdıyordu ve babam hoşnut değildi iktidarın politikalarından. Tıpkı 1949 yılında CHP iktidarının politikalarından hoşnut olmaması gibi.
Yerle yeksan edilen ne kadar hayat varsa, hepsi kapılarımızın eşiğinde bekliyorlar. Tüm bunların nedeni iktidar kavgaları ve faşizan politikalar.
Büyük sinema ustası ve sol mücadele insanı Yılmaz Güney'i 37 yıl önce sürgünde kaybetmiştik.
Adana’da, Ankara Altındağ’da kitlesel saldırı ve pogromların sahneye konulmaya çalışıldığına tanık olduk.
‘6-7 Eylül 1955 Pogromu ile yüzleşmek, bugün devlet içinde benzer pogromları organize etmeye hazır odakların varlığına son verecektir.’
6-7 Eylül trajedisi ile yüzleşilmedi. Ne acıdır ki bu zihniyetin 66 yıl sonra dahi tehdidi devam ediyor. Bu tehdidin muhatabı bazen Alevi, bazen de LGBTİQ ya da Kürt olabiliyor.
Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun araştırma önergesi 'kaba ve yaralıyıcı' bulundu.
1955: İstanbul-İzmir’de 6-7 Eylül pogromları, 1973: Şili’de 11 Eylül darbesi, 1980: Türkiye’de 12 Eylül darbesi, 1984: Yılmaz Güney’in erken yaşta sonsuzluğa göçü,…
1923 yılında 110.000'i bulan İstanbul’daki Rum nüfus, 2005 yılında 1500 olarak belirlenmiştir.
İki günlük linç kampanyasının Türkiye’ye bedeli ağır oldu.
'Bu katliamlarla yüzleşilmedi çünkü tekçi zihniyet halen varlığını koruyor, halen farklılıklara düşmanlık temel bir politika olarak iktidarların başvurduğu yöntemlerden biridir.'
Ömer Faruk Gergerlioğlu, 6-7 Eylül 1955’te hayatını kaybedenler için anma ve yas günü ilan edilmesini istedi.
Bence Türkiye’deki hiçbir parti, dernek, sivil toplum örgütü ve hatta illegal örgüt yapmaz. Bu iğrençliğin failini bulmak için esasında kendi tarihimize bakmak yeterlidir.
Çocukluğumuza düşen o çığlıklar, o seslerle konuşuyoruz her zaman.
HDP 6-7 Eylül 1955'te yaşananlar için bir Meclis Araştırması açılmasını istedi.
Bırakın buraları İNSAN olanlara, Taş Devri'nden yavaş yavaş geçiş yaparak yaşamaya çalışın, sizi kurt mu besler, ayı mı sever, artık o kadarını bilemem ama insan olmadığınızdan eminim...
6-7 Eylül vahşetini yaratan ‘derin’ planlamada, devletin o dönemki ajandasında ‘baş düşman’ kaydedilmiş komünistleri, yaratılacak olayların faili olarak açıklamak gibi bir hazırlık da vardı…
Eh, kanlı, çirkin tarihi hatırlamak ve yüzleşmek, 'anlı şanlı' geçmişe methiyeler düzmeye, misal, Malazgirt'ten İstanbul'un fethine hayranlık ve özlemle anmaya benzemiyor...
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.