AKP’nin eleştirilen başkanlık sistemine ilişkin revizyon arayışında Meclis-hükûmet ve parti arasında koordinasyonu sağlayacak bir mekanizma için çalışıldığı öğrenildi.
Sistemdeki aksayan yönler için anayasa değişikliği olması gerektiği dile getirilmesine karşın sistemin özünün değiştirebileceği kaygısıyla alt mevzuatla yetinilmesi üzerinde duruluyor.
Bir yıl içerisinde sadece CHP milletvekillerinin TBMM Başkanlığı’na sunduğu yazılı soru önergelerinin sayısının 9 bin 982 olduğu açıklandı.
Bazı belediye başkanlarının kabine için nabız yokladığı belirtilirken, bakanlıklardaki sorunların giderilmesi için de Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle değişiklik yapılabileceği belirtiliyor.
TBMM’de MHP ve CHP milletvekilleri arasında gerginlik yaşandı. Yaşanan gerginlik sırasında bazı MHP'lilerin CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'in üzerine yürüdüğü görüldü.
‘Önümüzde dört senelik seçimsiz bir dönem var. Dört yıl uzun bir süre. Bu süre içinde projelerimizi hayata geçireceğiz. Hiçbir fitne ve dedikoduya alet olmayacağız.’
Bugün AK Parti’den siyasi bir parti olarak bahsetmek mümkün ama pratikte AK Parti’nin siyasi hiçbir fonksiyonu yok
Ekonomi, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle yönetilen son bir yılda ağır tahribata uğradı. Ekonomi küçüldü, yüksek enflasyon ve işsizliğe gideren artan bütçe açığı eklendi.
İktidarı ve AK Parti’yi siyasete dönmesini sağlayacak güç siyasi alanda demokrasi koalisyonunun birlikteliğini derinleştirmesidir.
CHP, parlamentonun denetim yollarından olan soru önergesine verilen yanıtların yetersiz olduğunu belirterek, yetkinin içeriksizleştirilme çabalarına karşı Şentop'u göreve çağırdı.
Başkanlık sistemiyle TBMM’nin daha da güçleneceği tezi çökerken, yasa çıkarmada TBMM Saray’ın gerisinde kaldı.
CHP'li Erdoğdu, 'Tek adam rejiminin hayata geçirildiği Haziran 2018’den beri hayat pahalılığı gıdaya yaklaşık bir buçuk kat daha fazla yansıdı' dedi.
Böylece Erdoğan’ın uygun gördüğü yatırımlar için diğer yasalarla getirilen izin, tahsis, ruhsat ve tesciller ile diğer kısıtlayıcı hükümler uygulanmayacak.
HDP ve Kürtler açısından bundan sonraki mücadele süreci, kaybedilenlerin kazanılmasına, yıkılanların onarılmasına, yaraların sarılmasına odaklanmayı gerektiriyor.
‘Böyle bir süreci daha önce hiç görmedik. Felaket…’
MHP'li Sözlü, "Cumhurbaşkanı tek adam olabilir" dedi.
‘Yasa İnceleme Komisyonu’nun yürütmenin kolu olan cumhurbaşkanı yardımcılığında değil de parti genel merkezinde olması gerektiği değerlendiriliyor.’
‘Yan yana geldiğimiz AKP milletvekilleri yeni sistemden hoşnut değil. Çok çaresizler, Bakanlara ulaşamıyorlar. Meclis'e atanmış bir bakan geldiğinde otobandaki gişe gibi kuyruk oluyorlar.’
Yani medya, ideolojik aygıt olarak baskı işlevi üstlenir bu devlet formunda. Bunu uzun zamandır iktidarın sesi yayın organlarının manşetlerinden, haberlerinden görebiliyoruz.
Geçenlerde yazdığım gibi, bu yerel seçimlerden sonra Türkiye yeni bir seçime gebe ve bu seçimlerde anayasa da beraber oylanmış olacak.
CHP'li Süleyman Bülbül, başkanlık sisteminin bütçeye 1,2 milyar TL ek yük getirmesine tepki göstererek, '2019 bütçesinin sefasını Saray sürecek, cefasını vatandaş çekecek' dedi.
'Yeni Türkiye’ kavramı yaygınlaşması yeni, kendisi eski bir kavram'
Meclis'in yeni yasama dönemine başladığı 7 Temmuz'dan bu yana verilen yazılı soru önergeleri işleme alınmadı.
Başbakan Binali Yıldırım Çankaya Köşkü'nde yaptığı veda konuşmasında 'helallik' istedi. Yıldırım, başkanlık sisteminin Türkiye'ye çok faydalı olacağını savundu.
Şu ana kadar işler Bahçeli açısından yolunda gitti. Hem parti içi muhalefet meselesini bir şekilde atlattı, hem de iktidar bloğunda sağlam bir yer edindi.
Bu seçimde AKP+MHP ittifakının kaybetme olasılığı çok yüksektir. Çünkü Türkiye uzunca bir zamandır yönetilememektedir. Üstelik de OHAL koşullarında yönetilememektedir.
Türkiye’de aşırı sağ milliyetçi parti oy kaybederken, ideolojik olarak merkez sağ kitle partisini kapsam alanı içine aldı, rejimin radikal değişimi için peşine taktı götürüyor.
Demirtaş, son birkaç yıldır yaşananlara, sözde barış sürecine de açıklık kazandırdı. Bütün meselenin özünün Başkanlık dayatmasına boyun eğmemek olduğu bir kez daha anlaşılıyor.
'Resmi görevi olmayan' vatandaşların ellerine aldıkları palalar, benzinler, silahlar, satırlar, döner bıçakları canlanıyor zihnimde…Sizce Maraş uzak mı?
Türkiye’nin sahte demokrasisinin bir “hayır” ile hayat bulacağı umudunun “neden ve nasıl bu raddeye geldik” sorusunu fena halde atladığını düşünüyorum.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.