Türkiye’nın ırksallaştırılmış kapitalist rejiminin mevcut neoliberal işleyişi ancak, her anlamda iç içe geçmiş kadın, LGBTİ+, Kürt ve işçi meselelerinin birbiriyle ilişkili olarak ele alınmasıyla anlaşılır hale gelecektir.
Türkiye bu kadar savrulmadan ülke içindeki Kürtlerin hak ve özgürlük taleplerini karşılayıp barışı sağlasaydı kendi modelini komşu ülkelere örnek gösterebilir bölgeyi de istikrarlı hale getirme inisiyatifini ele geçirmiş olurdu.
Türk soluyla hesaplaşmaya niyetim yok, her zaman, her yerde yazdığım bir şey vardır: Deniz, Mahir ve İbrahim, Türklerin olduğu kadar, yalnız benim değil, pek çok Kürdün değerleridir.
Kürt Dil Platformu yeni eğitim-öğretim yılıyla Kürt çocuklarının asimilasyona maruz kalacağını belirterek, Kürtçe’nin eğitim dili olmasını talep etti.
Türk seçkinleri kendi emperyalist hırslarını örtbas etmek için Batı emperyalizmine dikkat çektiler. Emperyalizm kavramı işgal ya da sömürgecilikle yakın bağlantılı olarak gelişti. Peki, bu tanıma göre Türkiye'nin konumu nasıl görülüyor?
Yektan Türkyılmaz'la Kürtlere ve Kürtçeye yönelik artan nefret saldırılarının arka planını konuştuk. Türkyılmaz, AKP'nin Türkiye tarihinde olmadığı kadar Kürtleri hedefe koyduğunu ve saldırılarla birlikte yeni bir Kürtlük sosyolojisinin doğduğunu söyledi.
Devletin yeniden tanımlanması ve hukuk içinde hareket etmesinin sağlanması için CHP ile DEM Parti’nin bir araya gelmesi, müzakere-uzlaşma yolunu açarak toplumsal-siyasi uzlaşıyı aramaları zorunlu.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, SOLDEP'in tüzüğünde "Kürt halkının haklarını savunma" ve "ulusların kendi kaderini tayin hakkı" ifadelerine ihtarname göndererek bu ibarelerin çıkarılmasını istedi. Değişiklik yapılmazsa ihtar davası açılacak.
1 Eylül'ü DEM Parti'nin önerdiği gibi gerçek bir Barış Günü’ne dönüştürmek, CHP dahil tüm muhalefet partilerinin ve demokratik örgütlerin önünde ivedi görev olarak duruyor.
DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Serhat Eren, son dönemde Kürtlere yönelik artan ırkçı saldırıların arkasında iktidarın kutuplaştırıcı politikalarının olduğunu belirtti. Eren, Kürt halkının dilinden ve kimliğinden vazgeçmeyeceğini vurguladı.
Türkiye, Kürt karşıtlığına dönüşen bu yoldan dönmeden içinde bulunduğu çoklu yapısal krizinden çıkamaz. İnsanlarına huzurlu, mutlu ve özgür yaşam sağlayamaz. Türkiye, 'insani her açıdan' Kürt barışına mecbur.
Giresun Espiye L Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutulan Kürt sanatçı Erkan Benli'nin yazdığı Kürtçe kitap taslağına ve Yaşar Kemal'in Kürtçeye çevrilen kitaplarına el konuldu. Benli, kamuoyundan duyarlılık talep etti.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, tarihte benzerine az rastladığımız en ırkçı, en sömürgeci, en barbar yöntemlerle Kürtçe’ye ve Kürt gençlerine saldırmaya devam ediyor. Peki bu iş nereye varacak? İnsanlar Kürtlükten istifa etsin diye mi bekliyorsunuz?
Sur, Cizre, Nusaybin, Yüksekova gibi yerleşim birimlerinde göç eden, evleri yıkılan, operasyonlar sırasında öldürülen, cesetleri aşağılanan ve gömülemeyen insanlara yönelik insanlık ihlallerinin boyutları önümüzdeki süreçte anlaşılabilecektir.
Kürt işçilere saldırıdan sonra yine bir Kürt işçinin tutuklanması yürürlükteki anti hukuka uygun: Eşit yurttaşlık diye bir şey yok. Şık’a saldırı mevcut siyaseti anlatıyor: Siyaset diye bir şey yok. Çomak kararı ise talebi anlatıyor: Ruhunuzu teslim edin.
Kürtlere yönelik ayrımcılık ve şiddet temel insan haklarının ihlalidir. Halay çekmeleri, kendi kültürlerini yaşamaları, dillerini konuşmaları ve okulda eğitim görmeleri engellenmiştir.
15 yaş altı ve 50 yaş üstü Iraklılar önümüzdeki 1 Eylül’den itibaren Türkiye’ye vizesiz girecek. Sebep fazlasıyla basit ve tanıdık: Kürt meselesi! İç politikada olduğu gibi dış politikada da Kürt meselesini suhuletle halletmemekteki ısrarın sonucu.
Tarık Ziya Ekinci’yi anarken, biz de hekimleri düşünelim. Doğrudan siyasetten ziyade toplumsal alanda, dar meslekî’ye sıkışmayan kamusal varlıklarıyla yol açan, nefes açan Kürt hekimleri unutmayalım.
1980-1981 yıllarında askeri savcı olarak Diyarbakır Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcılığı’nda görev yaptım. Benim sanıkların durumlarını inceleyerek durumu tutuklamayı gerektirecekleri tefrik etmem uygulamaya çomak sokmak olarak algılanıyordu.
Yaşama veda eden sevgili Tarık Ziya Ekinci 1963'den beri ortak mücadelelerimizin her plandaki ve her daim önde gelen militanlarındandı.
1950'li ve 60'lı yılların Türkiye ve Kürt siyasetine sembol isimlerinden Tarık Ziya Ekinci'nin TİP'ten DDKO'ya siyasi yaşamını, sonrasında sivil toplum çalışmalarını yakın çalışma arkadaşlarından Ruşen Arslan, Artı Gerçek'e anlattı.
Baskılar, toplulukta grup bilinci ortaya çıkana kadar sürdürülebilir. Bilinç ortaya çıktıktan sonra sürdürülecek baskılar, ki Kürtlük bilinci en azından 1960’ların başından beri çıkmıştır, sadece ve sadece bu bilincin kuvvetlenmesine yarar.
Devletin tüm olumsuz yaklaşımına rağmen Kürt toplumu, 1960’lı yıllar boyunca 'Kürt organik entelektüellerinin' yayımladıkları dergilerle kendini anlama ve kendi üzerinde düşünme fırsatı elde etti.
Olağanüstü arızalı bir iktidarın uygulamalarını konu aldığım bu yazıyı, elimdeki malzemenin yarısını kullanarak epey zor yazdım. Siz de, daha önce bildiğiniz bu hususları okurken zorlandınız belki. Hayırlısı, diyelim.
Onca peygamber çıkaran Ortadoğu iyi yönetici çıkaramıyor. Arada belki bir iki istisna bulunur ama genellikle hırsızlarla katillerin yönetici olduğu bir coğrafya burası.
Türkiye, ilk defa bir Kürt örgütünün emrinde savaşan, düzenli orduya sahip olan, bağımsız devlet kurmayı hedefleyen bir isyanla karşı karşıya kalmıştı. Devleti yönetenler isyanın yaygınlaşmasından ve ülkenin bölünmesinden endişe duymaya başlamışlardı.
Halay, sadece bir dans. Ama bazıları için, bu dansın ritmi bile bir tehdit unsuru. Halayın ritmine ayak uydurmak, bir dayanışma sembolü olarak algılandığında, işte o zaman bu ritmik hareketler bir tehdit oluveriyor.
Erdoğan yönetiminin iktidarını yeniden üretebilmek için sarıldığı milliyetçi cephenin desteğini almaya ihtiyaç duyduğu müddetçe, Kürt meselesindeki tutumun iç ve dış siyasette belirleyici rol oynamaya devam edeceğini yakın gelecek için varsayabiliriz.
CHP, ikisi de Kürd'e zulmetmiş Tayyip ile Esad'a çöpçatanlık yerine Kürt halkının temsilcileriyle gerçek bir Halk Cephesi oluşturma sorumluluğunu üstlenmelidir.
Bu yazıda, Kürt siyasetinin bütün parçaları ve partileriyle bir krizin içinde olduğunu iddia ederken, krizden çıkış için yeni siyasi bir anlayış ve iradenin ortaya konulmasının önemine işaret etmeye çalışacağım.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.