Meclis İnsan Haklar Komisyonu’nun raporunda, Türkiye’ye gelen Afgan göçmenlerin çoğunluğunun ülkelerinde seküler yaşam tarzı süren, sosyal statüsü yüksek ailelerden oluştuğu belirtildi.
Eleştirel süzgeç ve analitik çerçeveden yoksun bir bilgi hâlâ “bilgi” midir, yoksa bilgi kirliliği mi? Akılcılıkla sorgulanmayan bir “bilgi”, yeni bir tür bağnazlığın harcı olabilir mi?
Ayasofya’nın müzeden camiye dönüştürülmesinin ardından, devlet erkanının katılımıyla kılınan ilk Cuma namazı Alman basınında da yankı uyandırdı.
5 yıl önce katliama uğrayan Charlie Hebdo’nun saldırıdan sonra yayımlanan ilk sayısını Türkçeye kazandırmak istedik. İki engel çıktı karşımıza, sözüm ona iki zıt kutuptu bunlar…
Türkiye’de Diyanet’in mevcudiyetini konu etmeyen, sorgulamayan her laiklik tartışması yanlıştır, yanlıştan öte, saçma sapandır.
Bu yayın, Türkiye’deki bağımsız olarak ayakta durmaya çalışan her gazeteci ve kuruluşa bir 'balans ayarı' niteliğinde.
Cahil aşağılamanın ne gayrıseküler cepheyi zayıflattığı görülmüştür ne de seküler cepheyi güçlendirdiği.
İslam dünyasında dini siyasallaştırmanın bunca açık sorunu ve olumsuz sonucu varken, siyasi iktidarın dini siyasal anlayış için sıçrama tahtası yapması en çok İslam’a zarar vermektedir.
Geçmişin baskı altındaki 'İslami kesimi', hem siyasal ve hem de ekonomik olarak güçlendikçe iktidara ulaştı ama bence şimdi geçmişte kendisine yapılanları bugün 'seküler kesime' yapıyor.
Seküler kesim siyasetçilerinin şapkalarını önlerine alıp düşünmeleri gereken neden 'Adalet yürüyüşü'nün toplumda bir etkisinin kalmadığı sorusudur.
Economist dergisi, Türkiye'de diğer Müslüman ülkelerine göre şeriata desteğin daha az seyrettiğini, ancak 'AKP yönetimi ile ülkenin daha az seküler normlara bağlı olduğunu' ifade etti.
Şimdi büyük bir çalkantının ortasındayız. Tıpkı 90 yıl önceki gibi yine toplumu büyük ölçüde siyasetin dışında tutarak ülkeyi kendi değerleri üzerinden biçimlemek isteyen bir yönetim var.
Hiç kimse, din hizmeti vergilerle finanse ediliyorsa teoride buna kamu hizmeti denir, din hizmetinin bir kamu hizmeti olduğu devlet de laik değildir diyemiyor.
Türkiye, freni patlamış bir kamyon gibi yokuş aşağıya doğru hızla ilerliyor. Siyaset eliti anlaşılması zor ve karmaşık sebeplerle uzlaşma yerine kavga üretmeye devam ediyor.
Sokağa çıkanlar yalnızca partililer değil, basbayağı toplumun “seküler kesimi”. Bir başka ifadeyle seküler kesim ayaklanmış durumda ve bu kesim adalet talep ediyor.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.