Erol Katırcıoğlu
Yeni bir siyaset geliyor
Türkiye’de, nasıl seküler kesimden insanlar İslami kesimden insanlara bir tık yukarıdan bakıyorlarsa, tıpkı onun gibi sol ve sosyalist kesimlerden insanlar da sekülerlere öyle bir tık yukarıdan bakıyorlar. Benim gözlemim bu. Tabii ki bir toplumu oluşturan çeşitli grupların birbirlerine ilişkin kanaatlerinde böyle farklılıkların olması normaldir. Normal olmayan, bu farkların aralarındaki mesafelerin ilişkilerde yabancılaşma yaratacak kadar uzak olması. Yani bir sekülerle bir İslamcı arasındaki bir tık mesafenin yanyana gelememek gibi bir noktaya evrilmesi. Birbirlerinden kız alıp veremez hale gelmeleri… Ya da bir "sosyalistin", seküler kesimden birini, üstelik de kendini "sosyal demokrat" olarak tanımlayan birini "sosyalist" gibi düşünmediğinden dolayı küçümsemesi ve ötekileştirmesi…
Bu düşünceler geçenlerde katıldığım "Adalet Yürüyüşü"nde yürürken aklımdan geçenlerdi. Binlerce insanın inanılmaz bir yağmur altında sırılsıklam oldukları halde yürüyüşü bırakmayıp, ısrarla, inatla, zaman zaman da eğlenerek yaptıkları bu yolculuk bence öyle böyle değildi. Gerçekten Kılıçdaroğlu, CHP’nin tarihinde ve geleneğinde hiç olmayan bir şey yaptı ve sokağa çıktı. Yürüyüşün gördüğü ilgi ise bence CHP yönetiminin öngörmediği kadar da büyük.
Seküler kesim içinden kimileri bu yürüyüşün "devlet" ya da "sistem" tarafından organize edildiği kanaatinde. Özellikle kendilerini CHP’yi destekleyenlerden bir tık yukarıda gören –bazı sol ya da sosyalist- kesimlerden gelen eleştirilerden biri bu. Sistemin (ya da devletin) bu desteği vermesinin nedeni ise, referandumda yüzde 48.5 bir oranla "hayır" diyen muhalefeti CHP çatısı altında bir araya getirerek küçük partileri elemek, böylelikle de Türkiye’de iki partili bir siyasi sistemi yerleştirmek. Doğrusu böyle bir yorumun altında "Sosyal demokrat olmayı dahi başaramamış bir CHP’nin böylesine bir kitle hareketini oluşturmasına" duyulan bir öfkenin olduğunu söylemek sanırım yanlış olmaz.
Tabii ki bu söylediklerimden bugüne dek seküler kesim siyasetini etkisiz hale getiren, kısa bir iki süre dışında hiçbir zaman iktidar olamamış CHP’yi aklamaya çalıştığım sonucuna varılmasın. Aksine solun CHP eleştirilerinde haklı olduğu birçok yan vardır. Ama bu eleştirileri yapan sol çevrelerin bugünkü tutumu, bugünün koşullarında, böylesi bir yürüyüşü desteklemek olmalıdır. Çünkü sokağa çıkanlar yalnızca partililer değil, yalnızca CHP çevrelerinden STK’lar değil, basbayağı toplumun "seküler kesimi". Bir başka ifadeyle seküler kesim ayaklanmış durumda ve bu kesim adalet talep ediyor. Kısacası Ankara-İstanbul yolu üzerinde, inanılmaz bir sıcaklıkta yeni bir siyaset pişiyor. Bence durum bu.
Bu yeni siyasetin kodlarının neler olması gerektiği konusunda CHP’nin tutumunun ne olacağını bilmiyoruz. Bu yürüyüşü bir türlü vazgeçemedikleri "devletçi" ve "merkezci" bir kafayla mı okuyacaklar, yoksa ülkedeki bütün mağdurların taleplerinin kendi talepleri olması gerektiği üzerinden bir tür "mağdurların siyaseti" olarak mı okuyacaklar? Bu soruların cevaplarını henüz bilmiyoruz. Ama bildiğimiz bir şey var. O da bu toplumun "seküler" kesiminin siyasete adımını atmakta olduğu. Bu adım sanırım bütün önceden öngörülmüş ezberleri bozacaktır.