İktidarın enerji projelerinde yeni kozu EÜAŞ

Projeleri EÜAŞ hazırlıyor, ÇED süreçleriyle ilgili 'tatsız ve pürüzlü' bürokratik işler yine EÜAŞ tarafından hallediliyor, ÇED olumlu belgeleri alınarak özel sektöre kılçıksız sunuluyor.

Cuma günü, Reuters haber ajansı bir haber geçti. Haber, özetle Rus enerji şirketi Rosatom'un Akkuyu nükleer santrali için henüz TAEK'ten inşaat lisansı alamadığından, projeden çekilen Türkiye'den şirketlerin yerine ortak bulma görüşmelerinde mesafe alınamadığından, dolayısıyla santralin sembolik önem atfedilen 2023 yılına yetişmesinin zor olduğundan bahsediliyordu.

Haziran 2017 tarihinde Rus Rosatom, Akkuyu nükleer santrali projesine Cengiz Holding, Kalyon İnşaat ve Kolin İnşaat'tan oluşan CKK Konsorsiyumu'nu dahil etme kararı aldığı açıklanmış, Akkuyu'ya Türkiyeli şirketleri de dahil edecek sözleşmeye imza atılmıştı. 

O dönem yapılan açıklamalarda, bu konsorsiyumun Akkuyu Nükleer A.Ş. hisselerinin yüzde 49'unu satın alacağı, söz konusu yüzde 49 hisseyi konsorsiyumu oluşturan üç şirketin yüzde 16.3 olarak eşit şekilde paylaşacağı belirtildi. Ayrıca, anlaşmanın sonunda projenin uygulanmasına yetecek bir kuruluş sermayesi oluşturulacağı ve ihtiyaç duyulan büyüklükte kredi finansmanını çekme imkanı sağlanacağı ifade edildi. 

Bir ay önce gelişmelerden şu yazıda bahsetmiştik. 

Fakat, sonrasında bir ay önce öğrendik ki, projede yüzde 49 hissedar olacağı duyurulan Cengiz, Kolin ve Kalyon İnşaat'tan oluşan konsorsiyum hissedar anlaşmasını imzalamamış, Kolin ve Kalyon projeden çekilmiş. 

Malum, Akkuyu nükleer santralinin Rus veya Türk devletlerinin doğrudan kaynak sağlamadan özel sektörün bulduğu kaynakla finanse edilmesi planlanıyor. Ancak projenin yüksek maliyetinin yanı sıra finansman tarafında Türk şirketlerini destekleyecek inşaat işlerinin sınırlı olması özel sektörün projeye uzak durmasında önemli bir etken. Zaten, Türkiye'de hem inşaat ve enerji alanında uzmanlığa sahip hem de bu projenin finansmanının altından kalkabilecek şirket sayısı yok denecek kadar az.

Öte yandan, Reuters'a açıklama yapan Akkuyu Nükleer şirketinin yöneticisi Konstantin Ryzhak'ın verdiği bilgilerde şu detay önemliydi. İnşaatın bütçesi hakkında değişken maliyetler nedeniyle bir rakam telaffuz edemeyeceğini söyleyen Ryzhak, 16 adadan oluşan inşaatta adaların ihalesinin Rosatom prosedürlerine göre yapılacağını söyledi. Yani inşaat işlerini santrale ortak olacak Türk şirketlerin alacağının garantisi yok...

Gelelim şimdi meselenin EÜAŞ kısmına... 

Konsorsiyumdaki şirketler hissedarlıktan çekilince, Rosatom projeye ortak olmaları için kamuya ait elektrik üretim şirketi Elektrik Üretim A.Ş.'nin (EÜAŞ) de aralarında bulunduğu şirketlerle görüşmelere başladı.

Akkuyu nükleer santraline EÜAŞ'ın vergi cenneti olarak bilinen Jersey Kanal Adaları'nda kurduğu EUAS International ICC ile ortak olacağı belirtildi. EÜAŞ, bu şirketi,"Sinop Nükleer Güç Santrali'ndeki faaliyetlerin pratikliği için" kurmuştu. Onlar öyle der de, siz onu "vergi kaçırma ve Sayıştay denetiminden kaçma" olarak okuyun. Milyarca dolarlık projeye kamu şirketi ortak olup kaynak aktaracak ve bu kamu denetiminden muaf olacak... 

Bu işin bir boyutu, diğer boyutu ise EÜAŞ tarafında henüz somut bir gelişme olmaması. Oysa ilk yapılan açıklamalarda, EÜAŞ'ın hissedarlığı güçlü bir ihtimal gibi sunuldu. EÜAŞ, tek başına Akkuyu nükleer santralinin yüzde 49 hissesine sahip olursa, yaklaşık 10 milyar dolarlık bir kaynağı buraya aktaracak demek...

Fakat biz EÜAŞ'ı son dönemde sadece nükleer santral projelerinde değil, kömürlü termik santral projelerinde de AKP iktidarının yeni kozu olarak başrolde görüyoruz. 

3159 MW kömürlü termik santral kurulu gücüne sahip EÜAŞ, Türkiye'nin en büyük elektrik şirketi. 5800 MW gücünde yeni kömürlü termik santral planlarıyla, aynı zamanda Türkiye'nin en büyük kömürlü termik santral işletmesi. EÜAŞ Türkiye'nin en büyük linyit rezervine de sahip.

Ocak ayında, EÜAŞ amaç ve faaliyet konusunu düzenleyen 6'ncı maddede değişikliğe gidilerek, "EÜAŞ, işletme döneminde termik santrallerin teknik nedenlerle çalıştırılamaması ve elektrik üretiminin yapılamaması durumunda, kendisine ait maden sahalarında üretilen kömürleri piyasaya satabilecek" düzenlemesi yapıldı.  

EÜAŞ özellikle elektrik üretimde kömürlü yakıt kullanan şirketlere ve kömür madenciliğine önemli imtiyazlar sağlıyor. EÜAŞ, kömür rezervlerinin kamu kaynakları ile geliştirilmesi, finansal risklerinin teşviklerle aşılması ile verimsiz ve kâr etmeyecek kömür yatırımlarını, yatırımcılar ve bankalar için cazip hale getirmesi gibi başlıklar altında kamu kaynaklarını kirli kömür şirketlerine aktarıyor.

EÜAŞ, kelimenin tam anlamıyla kömürlü termik santral projelerini kılçıksızlaştırıp özel sektörün hizmetine sunuyor. 

EÜAŞ'ı son dönemde üç yerde baş aktör olarak görüyoruz: Trakya'da Çerkezköy ve Vize, Eskişehir Alpu ve Ankara Çayırhan...

Yerli kömür kaynaklarının değerlendirilmesi niyeti epeydir hükümetin gündeminde olan bir konu. Bunun için gereken her türlü teşvik, her türlü kolaylık sağlanıyor. Daha önceki yıllarda Türkiye'deki en büyük termik santralları işleten ancak özelleştirmeler sonrası bu santralları elden çıkara EÜAŞ'a yeniden görev veriliyor. 

Türkiye'deki yeni kömür termik santral yatırımları bir kamu kuruluşu olan EÜAŞ eliyle yürütülüyor. Projeler EÜAŞ tarafından hazırlanıyor, ÇED süreçleriyle ilgili "tatsız ve pürüzlü" bürokratik işler yine EÜAŞ tarafından hallediliyor, ÇED olumlu belgeleri alınarak daha sonra özel sektöre kılçıksız olarak tepside sunuluyor. 

Burada yeni bir durum var, yeni bir model deneniyor. Enerji projelerinin ÇED süreçleri bir kamu kuruluşu tarafından güya takip edilerek tamamlanıyor.

Mesela Çayırhan'da ÇED, kamulaştırma ve imar planı gibi izinlerin tamamı EÜAŞ  tarafından alındı, amaç yatırımcıya fazla maliyet yüklenmemesi, bu yatırımların cazipmiş gibi gösterilmek istenmesi...

Yine aynı şekilde Eskişehir Alpu için termik santrale jet hızıyla ÇED olumlu kararı verildi. Bunlar, yarın öbür gün Çerkezköy'de Vize'de aynısının olacağının garantisi denebilir. Sonuç olarak, gelecek dönemde enerji yatırımlarında EÜAŞ'ın adını daha çok duyacağız...

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Pelin Cengiz Arşivi