'Sağda da solda da durmuyorum, hümanizmde duruyorum'
Diriliş Ertuğrul dizinin başrol oyuncusu Engin Altan Düzyatan, siyaset konuşmanın ilgisini çekmediğini söylerken "Ben sağda da solda da durmuyorum, hümanizmde duruyorum. Zaten işim insan ve duygu" dedi.
Hürriyet’ten Hakan Gence’ye konuşan Düzyatan’ın açıklamalarından bir kısmı şöyle:
‘Diriliş Ertuğrul’da rol almaya başladıktan sonra muhafazakâr kesime yaklaştığınıza dair yorumlar yapıldı. Ne düşünüyorsunuz?
Bir tarafa yakın ya da bir tarafa uzak değilim. Olduğum yerde duruyorum. İşimi yapıyorum. Geçen gün, "Evlendikten sonra TRT’ye geçti" diye bir şey okudum. Bu TRT’ye yaptığım ilk işim değil ki. 2001’deki ilk dizim ‘Koçum Benim’ TRT’deydi.
Nedir bu algının sebebi peki?
Bugün böyle düşünürler, yarın bambaşka... Bunun matematiği yok.
Daha önce yaşadınız mı bunu?
12 Eylül’de geçen bir filmde oynadım, sol tandanstan, "Evladım, solculuk sana mı kaldı" dediler. ‘Anadolu Kartalları’ isimli filmde oynadım, "Evladım, militarizme alet olduğunun farkında mısın" yazdılar. Şimdi de başka şey söylüyorlar. Birileri hep başarınızdan rahatsız olacak...
Nedir o zaman durduğunuz yer?
Ben sağda da solda da durmuyorum, hümanizmde duruyorum. Zaten işim insan ve duygu. Siyaset konuşmak ilgimi çekmiyor. Sanat konuşmayı ya da kitap okumayı tercih ediyorum.
Kızınız Alara, Amerika’da doğdu. "‘Yerli ve milli’ bir oyuncunun çocuğu nasıl Amerika’da doğar" diye eleştiriler yapıldı...
Neslişah’ın Türkiye’de doğum yapacağı hastane, doktor belliydi. Dizi sezon tatiline erken girdi. Neslişah beşinci ayındaydı. Ben Los Angeles’ı çok severim. Uzun zamandır arabayla yapmak istediğimiz bir yolculuk vardı. Amerika’ya gittik. O sırada dizi setinde yangın çıktı. Çekimlere geç başlanacaktı. Neslişah kendini orada çok iyi hissetti ve doğum da orada gerçekleşti. Eğer bu planlı olsaydı, ilk çocuğumuzu da orada dünyaya getirirdik.
Alara için çifte vatandaşlık aldınız mı?
Türk kimliği ve Türk pasaportu var. Çifte vatandaşlık için başvurmadık. İleride kendisi isterse alır.
Eleştiriler canınızı sıkıyor mu?
Çocuğumu orada doğurmak için gitmedim ama gitseydim dahi bu yanlış olmazdı. Bu eleştirileri, hele bir de aydın insanlar yaptığında üzülüyorum. Çok alıştım bu işlere ben, ne yaparsam yapayım bir şekilde eleştirilir oldum.
Bir dönem sizi hep Cihangir’de görüyorduk. Belli bir arkadaş çevreniz vardı. Oyuncu Rıza Kocaoğlu da arkadaşlarınızdandı hatta. Zamanla çevrenizin değiştiği söylendi. Eski mahallenizin bir tepkisi oldu mu?
Yüzüme karşı olmadı. Arkamdan konuştularsa bilmiyorum (gülüyor). Şaka tabii, adamlar benim 20 yıllık arkadaşlarım, her şeyin farkındalar. Dediğim gibi, Altan aynı Altan... Bu akşam da Rızalar bana geliyor (gülüyor). Evlendikten sonra trafikten uzaklaşmak ve sete yakın olmak için karşı tarafa taşındım. Beni Cihangir’de ya da dışarda görmeyince böyle bir algı oluşuyor ama aynı arkadaşlarımla evlerde görüşüyoruz.
Sosyal medyada en çok Atatürk fotoğrafı paylaşan ünlülerden birisiniz...
Ben İzmirliyim. Zübeyde Hanım bizim orada yatıyor. Okula giderken her gün onun önünden geçerdim. Atatürk sevgisiyle büyüdüm. Ülkemizin kurtarıcısından bahsediyoruz. Öyle bir algı oluştu ki, Atatürk’ü seversen padişahları sevemezsin. Padişahları seversen Atatürk’ü sevemezsin gibi. Buna inanmıyorum. Herkesin görüşleri farklı olabilir. Herkes birbirini sevmek zorunda değil ama saygı duyarak birbirini anlamaya çalışması daha medeni ortamlar oluşturur.