12. yüzyıl öncesinin enstrümanıyla Kürtçe müzik
Genç bir kadın sanatçı Eléonore Fourniau. Fransız kadın sanatçıyı kökeni 12. yüzyıl öncesine ait bir yaylı çalgı olan Hurdy Gurdy ile M. Arif Ciziri’nin ‘Xezal Xezal’ini söylerken, bağlaması ile ‘Şirina Min’ şarkısını seslendirirken ya da halk müziği ezgileri icra ederken tanıdık. Fransız bir kadından Kürtçe ve Türkçe dillerinde eserler dinlemek hem ruhu okşuyor, hem de dile olan yabancılaşmaya parmak basıyor.
"DİLİ YAŞATMA ÇABASI VERİYORUZ"
Pir Haber Ajansı’ndan Elif Sonzamancılar, Eléonore Fourniau ile konuştu, Kürt müziğine olan ilgisini sordu: "2010’dan bu yana Türkçe ve Kürtçe dillerinde şarkılar seslendiriyorum. Bunları öğrenmek için 2010 yılında İstanbul’a gittim. Konservatuarda misafir öğrenci olarak bulundum. Anadolu müziklerine ilgim vardı. Saz çalmayı öğrenmeyi çok istiyordum. Onu öğrendim, çeşitli ustalardan ses eğitimi aldım. Fakat konservatuarda sadece Türkçe öğrenme şansım vardı. Kürt arkadaşlarım vardı. Onlardan da Kürtçe ezgiler öğrendim."
Atalarının Fransız olmadığını söylüyor Eléonore. Zira ataları Güney Fransa’da bulunan Oksitanya diye bilinen bölgeden ve Oksitan dilini konuşuyor. Fourniau, "Oksitanca, Latin grubuna ait bir dil. Güney Fransa’da konuşuluyor. Yüzyıl boyunca bu halklara asimilasyon politikaları uygulandı. Bu halklar, bu diller tamamen ezildi. Asimilasyon tamamen başarılı oldu. Benim babam dili yaşasın ve kaybolmasın diye Oksitan dili ile şiirler yazıyor. O nedenle baskı altında olan diller ilgimi çekiyor. Doğal olarak Kürtçe söylemek ilgimi çekiyor" diye konuşuyor.
"ÇOCUKLAR KENDİ DİLLERİNİ ÖĞRENMELİ"
Eléonore, Kürt dilinin hikâyesinin biraz daha farklı olduğunu düşünüyor. "Çünkü onlar mücadele ediyor" diyor ve ekliyor: Ama bazı insanlar bunun bilincinde değiller. Kendi dillerini çocuklarına öğretmiyorlar. ‘Kendileri öğrenirler’ diyorlar. Halbuki bir çaba gerekiyor. Bunları unutturmamak için bilinç lazım. Bir Fransız olarak bu duyguyu uyandırmaya çalışıyorum insanlarda.
Son yıllarda Kürtçe ve Türkçe müzik icra etmeye ağırlık verdiğini söyleyen Eléonore, "Öğrenmek yıllarımı aldı" diye de ekliyor.
"SANAT DÜNYASINDA AZINLIĞIZ"
Eléonore Fourniau, planladığı projeleri ise şöyle anlatıyor: "Avrupalı bir sanatçı olduğum için Avrupa enstrümanlarıyla da çalışacağım. Yabancı arkadaşlarımı bu müziğe katmak istiyorum. Filistinli, Kamerunlu arkadaşlarım var mesela. Onlarla söylediğimde, farklı bir ses ortaya çıkıyor. Bir de kadın gruplarım var. Kadınlarla çalışmak benim için çok önemli. Sanat dünyasında azınlığız. O nedenle benim için kadınlarla çalışmak önemli. Telli Turnalar diye bir grubumuz var, bir de Trio’muz. Bunun yanında albüm çalışmalarımız da var." (KÜLTÜR SANAT SERVİSİ)