Tamer Karadağlı hakkında yeni iddialar: Kazanamadığı sınav, Aziz Nesin 'krizi', ilahiyatçı yardımcıya imza yetkisi...

Tamer Karadağlı hakkında yeni iddialar: Kazanamadığı sınav, Aziz Nesin 'krizi', ilahiyatçı yardımcıya imza yetkisi...
Tamer Karadağlı'nın 23 yılda sadece bir tiyatro oyununda yer almasına rağmen Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü'ne atanmasına dair tartışma sürüyor. Karadağlı'nın yıllar önce DT sınavını kazanamadığı ortaya çıktı.

Artı Gerçek - Ulusal ve uluslararası festivallerde 'En İyi Kadın Oyuncu' ödülü kazanan Merve Dizdar ile Nihal Yalçın'a yönelik tavrıyla tepki çeken oyuncu Tamer Karadağlı'nın, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü'ne atanmasına ilişkin yeni iddialar ortaya atıldı. Karadağlı'nın seneler önce Devlet Tiyatroları (DT) sınavını kazanamadığı belirtilirken, bu atamanın arka planında yatan asıl sebebin de "imza yetkisini ilahiyat mezunu genel müdür yardımcısı İbrahim Aktürk’te vermek olduğu" ileri sürüldü.

Eski Devlet Tiyatroları genel müdürlerinden Yücel Erten, Karadağlı'nın yıllar önce DT'de yer alabilmek için sınava girdiğini ancak başarılı olamadığını söyledi. BirGün yazarı Sercan Meriç'e konuşan Erten, "Yanlış hatırlamıyorsam; bir dönemde Devlet Tiyatroları’na sınavla 120 sanatçı almıştık. Adı geçen kişi, o 120 kişi arasına girememişti. Tiyatro sanatı ile pek de ilgisi olmadığı halde, şimdi zembille tepeden inmesi, anlaşılır gibi değildir" dedi.

'EKSELANSLARININ BANDO-MIZIKA TAKIMINA İNDİRGENDİ'

DT'nin yönetilme biçimini de eleştiren Erten, şu ifadeleri kullandı:

“30 yıl aşkın bir süredir çok yazdım, çok söyledim, elimden geldiğince eyleme döktüm: Devlet Tiyatroları merkezî yönetim anlayışı içinde şişmiş, hantallaşmış, ucu bucağı görünmeyen, şaşkın bir imparatorluk haline gelmiştir. Süregelen yarım akıllı padişahlık yönetiminden kurtarılıp, yerinden yönetim doğrultusunda, rasyonel bir yeni yapılanmaya kavuşturulması gerekir. Ama süreç bunun tersine işlemiştir. Kurumun tüzel kişiliği de yok edilip, ekselanslarının bando-mızıka takımını andıran bir duruma indirgenmiştir. Mevcut iktidarın anlayışı budur.

'KİMİN ATANDIĞI ARTIK ÇOK ÖNEMLİ DEĞİL'

Böyle bakınca, bando-mızıka takımının başına kimin atandığı, sanıldığı kadar önem taşımaz. Evet, elbette ufuk, birikim, yetenek, liyakat gözetilmelidir. Ama bunlar nerede ve ne kadar gözetildi ki, şimdi Devlet Tiyatrolarında farklı olsun? Bence de bu atama uygun düşmemiştir. Yanlış hatırlamıyorsam; bir dönemde Devlet Tiyatroları’na sınavla 120 sanatçı almıştık. Adı geçen kişi, o 120 kişi arasına girememişti. Tiyatro sanatı ile pek de ilgisi olmadığı halde, şimdi zembille tepeden inmesi, anlaşılır gibi değildir. Ama çok önemli de değildir.

Asıl önemli olan, Devlet Tiyatroları sanatçı ve çalışanlarının, on yıllardır bir camia olarak, değişime ayak diremiş olmaları, böyle bir hayata sürüklenmeye razı olmaları, boyun eğmiş olmalarıdır. Dönüp geldiğimiz durum: Her toplum, lâyık olduğu biçimde yönetilir…”

AZİZ NESİN KRİZİ

Sercan Meriç'in yazısında dikkat çeken bir diğer iddia ise Karadağlı'nın atanmasının arka planında, görevden alınan eski genel müdür Mustafa Kurt'un 'Saray' ile yaşadığı gerilimin bulunduğu yönünde oldu. Buna göre, Kurt'un görevden alınmasına giden süreç, Mersin’deki ‘Tarsus Tiyatro Günleri’ kapsamında perde açan ‘Yıldızlar Altında Yaz Eğlencesi’ oyunu ile başladı. Bu oyunda Aziz Nesin’in Aziznamesi’nde yer alan “Du Bakali N’olcek” öyküsünden bir bölümün yer alması AKP'lileri öfkelendirdi.

Meriç, Kurt’un MHP kökenli bir isim olmasına rağmen kurumdaki Genel Müdürlük görevinde ılımlı bir çizgi çizdiğinin anlatıldığını yazarken, 'Aziz Nesin krizi'ne ilişkin şunları söyledi:

"Kurt’un görevden alınmasına sebep olan süreç, Mersin’deki ‘Tarsus Tiyatro Günleri’ kapsamında perde açan ‘Yıldızlar Altında Yaz Eğlencesi’ oyunu ile başladı. Oyun, AKP’li belediye meclis üyesi Abdurrahman Altınsucu’nun “müstehcenlik” ve “dini değerlere hakaret” edildiği iddiasıyla savcılığa suç duyurusunda bulunmasıyla gündeme gelmişti.

Oyunda, Aziz Nesin’in Aziznamesi’nde yer alan “Du Bakali N’olcek” öyküsünden de kısa bir bölüm yer alıyordu.

'BATUHAN MUMCU HAKARETE VARAN İFADELER KULLANDI'

Bu bölüm AKP’lileri sinirlendirdi. Onlar da Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu’ya ulaştı. Oyunun DT bünyesinde sahnelendiği yönünde ihbarda bulundu.

Söz konusu ihbarın ardından Bakan Yardımcısı Mumcu’nun DT Genel Müdürü Kurt’u aradığı öne sürülüyor. Mumcu’nun söz konusu görüşmede hakarete varan ifadeler kullandığı da iddialar arasında.

DT’deki görevine başladığında henüz 5 yaşında olan Mumcu’nun bu tavrı Kurt’u bir hayli üzmüş. Söz konusu görüşmenin ardından ipler tamamen kopmuş. DT koridorlarında AKP’nin kadrolaşma çabasına direnç gösterdiği öne sürülen Kurt’un, uzun süredir bürokratların hedefinde olduğu ve görevden alınacağı konuşuluyordu."

İLAHİYATÇI YARDIMCIYA İMZA YETKİSİ BASKISI ALTINDAYDI

BirGün yazarı Meriç, Kurt'un görevden alınmasının arka planında, DT'deki ikinci imza yetkisinin tiyatroyla ilgisi olmayan ve Erdoğan’ın kararıyla 3 Ekim 2022’de kuruma atanan İbrahim Aktürk'e verilmesine direnmesi olduğunu da belirtti. İddiaya göre, eski genel müdür, İlahiyat Fakültesi mezunu Aktürk'e imza yetkisi vermediği için görevden alındı:

"Karadağlı’nın atanmasının arka planında bambaşka bir strateji olduğu öne sürülüyor.

Kurt’tan sonra DT’deki imza yetkisi Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’nden 2001 yılında mezun olan, bir dönem Sivas DT Genel Müdürlüğü yapan, 2021’de DT Genel Müdür Yardımcısı olarak atanan Emre Başer’deydi.

İmza yetkisinin Başer yerine, bir başka genel müdür yardımcısı olan İbrahim Aktürk’te olması için Kurt’a bir süredir baskı yapıldığı söyleniyor. Aktürk, Erdoğan’ın kararıyla 3 Ekim 2022’de bu göreve atanmıştı. Bu atama da tiyatro camiasında şaşkınlık yaratmıştı. Zira, Aktürk’ün tiyatro ile ilgili bir geçmişi yoktu. Kendisi İlahiyat Fakültesi mezunuydu.

Diğer kurumlarda defalarca tanık olduğumuz bir süreç, bu kez DT bünyesinde yaşanıyordu. Hedef, Saray’ın taleplerine direnç gösteren Kurt’u görevden almak, imza yetkisini de “birilerine yakın olduğu için göreve atanan” genel müdür yardımcısına devretmekti.

Bu noktada Karadağlı formülü akıllara geldi.

Asıl amaç, Karadağlı’nın genel müdürlüğünü altında, tiyatro ile hiçbir ilgisi olmayan ilahiyat mezunu Aktürk’ü kurumun tek otoritesi yapmaktı… " (Kaynak)

Öne Çıkanlar