'16 yıllık yalana dur diyecek kim varsa kalksın yönetsin'
Süheyla KAPLAN - ARTI GERÇEK
Hamburg’un ilk ve tek çok kültürlü sahnesi olan Mut Tiyatrosu'nun düzenlediği "Türkiye-Almanya Tiyatro Köprüsü Festivali" devam ediyor. Festivalin konuklarından biri de "Anlatılan Senin Hikayen" adlı oyunuyla Levent Üzümcü oldu. Üzümcü'ye Türkiye'nin baskıcı ortamını ve siyasetle kurduğu ilişkiyi sorduk.
- Hamburg’da ilk kez mi sahne aldınız? İzleyicinin ilgisini nasıl buldunuz?
İkinci kez geliyorum. Berlin’de, Essen’de, Köln’de de oynadım. Almanya’da Türkiye’den gelmiş bir oyuna katkı oldukça yüksek. İzleyici çok ilgili. Buraya bilinçli biçimde geliyorlar. Bu da beni mutlu ediyor. İzleyicinin çoğunluğu Türkiye doğumlu. Büyük bir susamışlık hissediyorum.
- Oyunda 'kötüler bir gün mutlaka her masalda olduğu gibi kaybeder' diyorsunuz. Kötüler gerçekten her zaman kaybediyor mu?
Evet kötüler her zaman kaybeder. Dünyanın gerçeği bu. Kötüler her zaman yaşamaz. Kötülüğü uzun süre varedemezsin. Sonunda herşey iyiye gider.
- Türkiye’de muhalif sanatçıların önde gelen isimleri arasındasınız? Türkiye totaliter rejime doğru hızla yol alıyor. Sanatçı olarak ne gibi zorluklar, baskılar ile karşılaşıyorsunuz?
Büyük baskıyla karşı karşıyayız. Ama bunu ben hayatımın merkezine koymuyorum. Türkiye benim vatanım. Ben vatanımdan kopamam. Oyunda da gördüğünüz gibi vatanından kopamamış insanların torunuyum. Onlar vatanım vatanım diye ağlayarak öldüler. Vatanını kaybetmenin, vatandan ayrı kalmanın ne demek olduğunu çok iyi bilirim. Şimdi Türkiye’de parası olan bazı insanlar var. Birşey olursa basar giderim diyen bir kesim var. Ama basıp gittikleri yerde insan muamelesi görmeyecekler, bunu bilmeleri gerekir. Dünyanın herhangi bir yerinde o ülkenin vatandaşı olmadan yaşamak zor. Sadece Türkiye’de bu böyle değildir. Türkiye’ye gelen Suriyeli kardeşlerimize neler yapıyor insanlar! Anlatmaya gerek yok. Çok çekiyor insanlar. Çok çekiyoruz hepimiz. İnsanların faşizme olan yatkınlıklarından dolayı çok çekiyoruz. O yüzden bu oyunu oynuyorum. Oyun fobi karşıtı bir oyun. Bu oyunu oynayarak sesimi duyurmaya çalışıyorum. Dünyanın her yerinde sanat yapabilirim ama ben ülkemde yapacağım.
- Birçok gazeteci, akademisyen ve sanatçı yurt dışına çıkmak zorunda kaldı. Bazen birşeyi terketmek, dışarıda mücadele etmek çözüm olamaz mı?
Buraya gelenlerin Türkiye’de yaşama imkanları yoktu. Onların Türkiye’de yaşama hakkını kısıtladılar. Yurtdışına gelmek zorunda bırakılanların yaşama alanları olsaydı gelirler miydi? Can Dündar’a silah sıktılar. Hepimizin gözü önünde oldu bu. Yalan mı? Yaşamadık mı biz bunu? Her türlü faşizme yakın bir kitleyle karşı karşıyayız. Ellerinden geleni ardlarına koymuyorlar. Kim daha ısrarcı anlayacağız.
- Sizin gibi itiraz eden sanatçıların yanı sıra bir de iktidar ile kol kola gezen ünlüler var.
Ben sadece dik duranlar konusunda bir yorumda bulunabilirim. Eğer birileri dik durmuyorsa ya da hal ve hareketleriyle, edinimleriyle, kendilerine inanan insanlarla baş edebiliyorlarsa onları yargılamak, onlarla ilgili laf söylemek benim işim değildir. Sonuçta tarih onlara gerekli dersi verecektir.
- Siyaset dünyasından size teklif geldi mi hiç? Siyasette aktif çalışmak ister miydiniz?
Hayır teklif gelmedi. Siyaset başka insanların yapacağı bir iş. O başka bir meslek. Ben siyaseti meslek olarak görmüyoırum. Bir insanın yaşadığı ülkeyle ilgili sıkıntılarını dile getirmesi siyaset değildir. Sürekli siyaset yapıyorsun vıdıvıdısından da bıktım. Siyaset falan yapmıyorum. Ben siyasileri yaptıklarıyla eleştiriyorum. Yaptıkları saçmalıklardan dolayı. Ülkeyi birbirine düşürdüler. Okulları imam hatip okullarına çevirdiler. Türkiye’de veliler çocukları imam hatipte okumak zorunda bırakıldığı için hüngür hüngür ağlıyor. Eğitim seviyesi geliştikçe oylarımız düşüyor gibi laflar edenlerden iyi bir eğitim seviyesi, eğitime katkı bekleyebilir misiniz? Bunu kendi ağzıyla söylemiş insanlar var. Ben bunların karşısındayım. Karşısında olmaya da devam edeceğim. Siyasete girmek bunun çözümü değil. Siyasete girmemek çözüm. Siyaset çok kirli bir oyun. Babam 30 yıl boyunca Karayolları Genel Müdürlüğü’nde işçiydi. Soğukta Ege’de yolları yaparken arabanın altında ellerine İngiliz anahtarı yapışırdı. Bunca yıl çalıştıktan sonra aldığı emekli maaşı 1100 lira. İki yıl süreyle milletvekilliği yapmış birinin emekli olduktan sonra ayda aldığı para 12 bin lira. Benim bu parayı almaya, harcamaya elvermez yüzüm.
- 24 Haziran seçimleri öncesi sanatçı olarak ne gibi bir beklentiniz var?
Türkiye’deki seçimlerde adaleti sağlayabilecek, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkese vatandaş oldukları için eşit davranacak, 16 yıldır söylenen yalanlara son verecek kim varsa kalksın gelsin, yönetsin. Yeter artık canımıza tak etti.