Eser Karakaş
2019 Şubat bütçe gerçekleşmelerinin düşündürdükleri
Olağandır, seçimlerden önce bütçeler her zaman biraz gevşer, seçim ekonomisi uygulamadık, uygulamayacağız diyen AKP gibi iktidar partileri bile, galiba artık en başta da AKP geliyor, bu işi yapıyorlar.
Ancak, bu sefer işler biraz daha karmaşık, biraz daha zor galiba.
Birinci nedeni, Şubat 2019 dönemi bütçe gerçekleştirmelerinin ortaya koyduğu gibi, ipin ucunun kaçmakta olduğu görüntüsünün hâkim olmaya başlaması.
İkinci nedeni, ulusal ve küresel konjonktürün dayatacağı gibi, 31 Mart sonrası mali dengelerin kısa vadede yakalanması mecburiyeti.
Üçüncü nedeni ise, mali dengelerin kısa vadede tekrar yakalanması mecburiyeti ile işsizlikle mücadele hedefinin bir ölçüde uyumsuz hale geliyor olmaları.
Bu manzaranın beni en çok korkutan yanı 2019 bütçe sürecinde 31 Mart sonrasında kamu hizmeti üretiminin, nitelikli eğitim, nitelikli sağlık hizmetleri gibi, adeta duracak noktaya gelecek olma ihtimalinin az bir ihtimal olmaması.
Bumko (Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü) sayesinde elimizde Şubat ayının bütçe gerçekleşmeleri büyüklükleri mevcut, durum vahim ama iki sevimsiz çaresi var; birincisi 2019 boyunca kamu hizmetinin durma noktasına gelme ihtimali, ikincisi ise randımanı en kolay vergilerin olağanüstü arttırılması.
Şubat 2019 ayında bütçede neler olmuş, bir göz atalım.
"2018 yılı Şubat ayında 1,9 milyar TL açık veren bütçe, 2019 yılı Şubat ayında 16,8 milyar TL açık vermiştir.
2018 yılı Şubat ayında 4,8 milyar TL faiz dışı fazla verilmiş iken 2019 yılı Şubat ayında 2,1 milyar TL faiz dışı açık verilmiştir.
2019 yılı Şubat ayında bütçe gelirleri bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 9,7 oranında artarak 67 milyar TL olmuştur. Bütçe giderleri ise yüzde 33,2 oranında artarak 83,7 milyar TL olarak gerçekleşmiştir.
2019 yılı Şubat ayında vergi gelirleri geçen yılın aynı ayına göre yüzde 9,4 oranında artarak 57,5 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Faiz hariç bütçe giderleri ise yüzde 22,8 oranında artarak 69 milyar TL olmuştur."
Bir de Ocak-Şubat 2019 beraber bakalım.
"2018 yılı Ocak-Şubat döneminde 201 milyon TL açık veren bütçe, 2019 yılı Ocak-Şubat döneminde 11,7 milyar TL açık vermiştir.
2018 yılı Ocak-Şubat döneminde 12,5 milyar TL faiz dışı fazla verilmiş iken 2019 yılı Ocak- Şubat döneminde 10,3 milyar TL faiz dışı fazla verilmiştir.
2019 yılı Ocak-Şubat döneminde bütçe gelirleri bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 37,5 oranında artarak 163,9 milyar TL olmuştur. Bütçe giderleri ise yüzde 47 oranında artarak 175,6 milyar TL olarak gerçekleşmiştir.
2019 yılı Ocak-Şubat döneminde vergi gelirleri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8,2 oranında artarak 113,2 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Faiz hariç bütçe giderleri ise yüzde 43,9 oranında artarak 153,6 milyar TL olmuştur."
Yukarıdaki bold ve italik yazılar doğrudan Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü sitesinden aktarılmıştır, yani resmî, yorumsuz, birinci elden gelen verilerdir.
Kamu Personeli adlı siteden gelen bilgiler de bu harcama artışı trendini doğrulamaktadır, 31 Mart seçimlerine yönelik olağandışı bir kamu istihdamı söz konusudur.
Personel giderlerindeki mevcut durum Şubat 2019 itibarıyla şudur (Bumko sitesi):
"Personel giderleri geçen yılın aynı ayına göre yüzde 33 oranında artarak 20 milyar 122 milyon TL olmuştur. Şubat ayında personel giderleri için bütçede (2019) öngörülen 247 milyar 303 milyon TL ödeneğin yüzde 8.3’ü kullanılmıştır."
Mart ayında gerçekleşecek personel giderleri ve genel olarak da kamu giderleri mali dengelerin toparlanabilme maliyetini hızla arttırmaktadır.
2019 zor geçecektir.
Siyasal iktidar mali dengenin istikrar için önemini çok iyi bildiğinden bu hedefe ulaşmak ya da yaklaşmak için uğraşacaktır ama bu uğurda topluma büyük maliyetler yüklenecektir.
En iyi yöntem muhtemelen seçimlere giderken seçim ekonomisi uygulamamak ya da bu uygulamayı mantıklı çizgide tutmak olmalı idi.
Ama, belki bizim de bilemediğimiz (?) nedenlerden 31 Mart seçimleri AKP için ne pahasına olursa olsun kaybedilmemesi gereken seçimlerdir, bu iktidarı kaybetme büyük korkusu toplumun başına da ciddi dertler açmaya da adaydır.
31 Mart sonrası mali dengeleri tekrar düzeltme, mali disipline dönme kaygısının işsizlik maliyetleri ne olacak, bunu da göreceğiz.
Yüzde on beşin üzerine çıkma riski olan tarım dışı işsizliğin topluma etkileri de çok önemli.