Ayşe Yıldırım

Ayşe Yıldırım

Adalet Bakanlığı artık konuşmalı

Altı ay önce kaçırılan altı kişiden dördü bir gece ansızın ‘bulundu’! Gözaltı süreleri iki kez uzatıldı. Avukatlarla görüşmelerine izin verilmiyor. Bakanlık ise üç maymunu oynuyor.

Dördü de altı ay önce farklı şehirlerden kaçırılmışlardı. Ne hikmetse altı ay sonra 28 Temmuz günü dördü de aynı gün aynı saatte aynı yerde yani Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nün yakınında ortaya çıktılar. Tesadüfe bakın ki o sırada ‘rutin’ GBT kontrolü yapılıyordu ve dördü de GBT kontrolüne takıldı!

Özgür Kaya, Salim Zeybek, Erkan Irmak, Yasin Ugan… Gece yarası dördünün de eşleri arandı. "Kocanız bulundu sabah 10’da gelin" dediler. Gittiler tabii. Ama ne onlar eşleriyle görüşebildi ne de avukatlar.

Tepkiler sonucu nihayet kadınlar eşleriyle görüşebildiler. Ancak hepsi de kocalarını tanımakta zorlandılar. HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’yla konuşan dört kadın da aynı şeyleri söylüyordu:

Çok fazla zayıflamışlardı; 20-25 kilo vermişlerdi. Ciltleri solgundu, beyazlamıştı. Sanki altı aydır güneş görmemişlerdi. Davranışları farklıydı. Ürkektiler, sıkıntılıydılar. Sürekli gözleriyle odada başlarında bekleyen polise bakıyorlardı. Ve hepsi de sanki talimatla konuşur gibi aynı cümlelerle aynı şeyi söylüyordu.

"Özel avukat istemiyoruz, uluslararası müracaattan vazgeçilsin, Twitter hesaplarını kapatalım. Bu olayı takip eden milletvekilleriyle görüşmeyin."

Olay sessizce kapatılsın istiyorlardı yani!

Peki altı aydır bu insanlar neredeydi?

Kadınlar eşlerine bu soruyu sormuş muydu? Evet sormuşlardı. Gergerlioğlu ne yanıt aldıklarını anlatıyor:

"Dört kişi de kaçamak, geçiştirici cevaplar veriyor. ‘Orayı karıştırma’, ‘o artık yaşandı geçti gitti’, ‘onu sorma bana’ gibi cevaplar verdiler."

Elbette kadınlar kocalarının kendi iradeleriyle konuştuğuna inanmıyor. Bu nedenle de isteklerini yerine getirmeyecekler.

Çünkü kimi kendi gözleri önünde kaçırılmıştı.

Ve kadınlar o günden beri çalmadık kapı bırakmamıştı. Ne yazık ki onlara sahip çıkan ancak bir elin parmaklarını bile bulmayan milletvekilleri olmuştu sadece.

Gergerlioğlu da o milletvekillerinden birisi. Meclis genel kurulunda deflarca kayıpları sordu, soru önergeleri verdi, bulduğu her platformda yetkililere seslendi. ‘Cemaat’ mensubu oldukları iddia edildiği için ‘duyarlı’ kamuoyunun uzak durmayı tercih ettiği bu insanların hak ihlalini duyurmaya çalıştı.

Salim Zeybek, Edirne’de eşinin ve çocuklarının yanında kaçırılmıştı. Özgür Kaya ve Yasin Ugan, Ankara’da bütün mahallenin gözü önünde kaçırılmıştı. Erkan Irmak, İstanbul’da evinin önünden kaçırılmıştı.

‘FETÖ’ üyesi olmakla suçlanan bu insanlar 28 Temmuz’dan beri Ankara TEM’de gözaltındalar. Gözaltı süreleri iki kez uzatıldı. Avukatlarla görüştürülmüyorlar, aileleriyle beş dakika görüşebildiler ve ‘olayın kapatılmasını’ istediler.

AİHM ve BM Zorla Kaçırılmalar Komitesi ailelerinin başvurusu üzerine Türkiye’den bu insanlarla ilgili bilgi istemişti. Adalet Bakanlığı, BM ve AİHM’den eylüle kadar süre istemişti.

O sürenin bitmesine bir ay kala aniden ‘bulunan’ bu insanların başına ne geldiğini merak etmiyor mu? Altı aydır susan Adalet Bakanlığı neden şimdi konuşmuyor?

OHAL süresince 27 kişi kaçırıldı. Gergerlioğlu, tüm bu kaçırılma vakalarını tek tek takip etti. Hepsi de benzer ifadeler kullanıyordu, kaçırılmış ve işkenceye uğramışlardı.

İki kişi hâlâ kayıp; Mustafa Yılmaz ve Gökhan Türkmen.

Bu insanlar suçlu ya da suçsuz. Olay, Türkiye’nin gözleri önünde gerçekleşiyor. Kaçırılıyorlar, işkence ediliyorlar ve ne hikmetse kimisi ‘bulunuyor’, kimisinden ise hâlâ ses seda yok.

Nedense toplumun büyük bir kesimi bu olayları görmek istemiyor. Oysa işkence insanlık suçudur, kime yapılırsa yapılsın.

Adalet Bakanlığı artık konuşmalı? Bu insanlar neden avukatlarla görüştürülmüyor? Altı aydır nerede tutuldular? Kimler tarafından kaçırıldılar? İşkence gördüler mi? Doktor muayeneleri yapıldı mı? Yapıldıysa ne gibi bulgular elde edildi? Diğer iki kayıpla ilgili çalışmalar ne aşamada? Eylül’de BM ve AİHM’e ne yanıt vereceksiniz?

Bulunan dört kişinin ailesi gerçeklerin ortaya çıkması için direniyor. Ömer Faruk Gergerlioğlu, Sezgin Tanrıkulu gibi milletvekilleri konuyu gündemde tutmaya çalışıyor. Mağdurun kimliğine bakmayı bırakıp hak ihlaline karşı çıkmak çok mu zor?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ayşe Yıldırım Arşivi