Mehmet Altan
Ahmet Altan'ın zarları...
Tahliye olduktan sonra Ahmet Altan 8 Eylül 2021 tarihinde Kıraathane İstanbul Edebiyat Evi'nde Yasemin Çongar'ın konuğu olarak bir Youtube sohbetine katıldı.
"Edebiyat ve özgürlük" üzerine yapılan bu kapsamlı sohbette Ahmet Altan Silivri'de yazdığı 3 kitabı da anlattı.
Bu sohbetin duyurulduğu kıraathane.com.tr sitesinde Ahmet Altan'ın kısa bir biyografisi de yer aldı:
"1950 doğumlu.
Yayımlanmış on bir romanı, sekiz deneme kitabı var.
Edebiyatçılığının yanı sıra genç yaşlarından itibaren gazeteciliğin her kademesinde çalıştı.
Yazıları nedeniyle birçok kez yargılandı.
Kitapları ve gazeteciliği Fransa'da André Malraux, Almanya'da Geschwister Scholl ve Leipzig Medya Ödülü, İtalya'da Andrea Barbato Gazetecilik Ödülü, Türkiye'de Yunus Nadi Roman Ödülü ve Uluslararası Hrant Dink Ödülü dahil birçok ödüle değer görüldü.
Eylül 2016'da başlayan tutukluluğu, Silivri Cezaevi'nde dört buçuk yıl sürdü.
Önce Şubat 2018'de aldığı ağırlaştırılmış müebbet cezası, ardından bu cezanın bozulmasıyla verilen on buçuk yıl mahkûmiyet kararı Yargıtay tarafından bozuldu.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tutuklanmasının hak ihlali olduğuna hükmetti.
Hakkındaki davalar sürüyor."
xxxxxxx
Sohbetin içeriği de şöyle duyuruluyordu:
"10 Eylül 2016'dan 14 Nisan 2021'e kadar tam dört buçuk yıl, zaman içinde birçok kez değişen iddialar, verilen ve bozulan mahkeme kararlarıyla özgürlüğünden mahrum bırakılan Ahmet Altan'la hapiste yazdığı üç yeni kitabı konuşacağız:
-- On dokuz denemeden oluşan ve otuza yakın ülkede yayımlanan, Ahmet Altan'a birçok ülkede ödül getiren Dünyayı Bir Daha Görmeyeceğim;
-- Günümüz Türkiye'sinde geçen bir roman, dünyadaki ilk baskılarını Mayıs 2021'de İtalya'da, Eylül 2021'de ise Fransa'da yapan, halen birçok dilde baskı hazırlıkları süren Hayat Hanım;
-- Ve Ahmet Altan'ın son rötuşlarını bu yaz tamamladığı, yirminci yüzyıl başında Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşanmış gerçek bir olaydan esinlenen bir diğer roman, Zarlar."
xxxxxxx
Ahmet Altan'ın hapiste yazdığı üç yeni kitabından da söz ettiği bu söyleşi üzerinden 2 yıl geçmiş...
Dünyayı Bir Daha Görmeyeceğim, Hayat Hanım ve Zarlar.
Bir anlamda bu hapishane kitapları Ahmet Altan'ın yeryüzündeki yeniden harharlanan edebi yolculuğunun yeni yol haritaları...
xxxxxxx
"Dünyayı Bir Daha Görmeyeceğim" adlı kitabının otuz ülkede yayınlanması...
Fransa'da André Malraux, Almanya'da Geschwister Scholl ve İtalya'da Andrea Barbato Ödülü'ne layık görülmesi daha hapisten çıkmadan dünyada nasıl bir edebiyat yolculuğu yapacağını gösteriyordu.
Kitap için çok ünlü edebiyatçıların kalemlerinden çıkan emsalsiz övgüler de bu yolculuğun fener alaylarıydı.
xxxxxxx
Meğerse o yolun daha başıymış...
Çünkü Ahmet Altan'ın edebiyat sohbeti sırasında söz ettiği ikinci kitabı Hayat Hanım dünyayı şaşırtan alımlı endamıyla sahneye tam çıkmamış, sadece bir iki adım atmış...
Silivri zindanında küçük bir plastik masada el yazısıyla dokunan "Hayat Hanım" romanı o tarihte çok yeni olarak İtalya'da ve Fransa'da yayınlanmıştı...
O konuşmadan bir ay sonra, Ekim 2021'de Femina ödülünü aldı.
Femina Ödülü, Fransa'nın en büyük beş edebiyat ödülünden biri.
Hayat Hanım, "2021 Femina -En iyi Roman ödülünü" alarak ölümsüzler arasına girerken...
Ahmet Altan da bu ödülü kazanan ilk Türk yazarı oldu.
xxxxxxx
Hayat Hanım'ın yazılma sürecinin şahidi olmakla kalmadım...
Fransa'da Strasbourg kentinde piyasaya çıkmadan evvel kitapevlerinde kolilerde bekleyen halini de gördüm... Ulusal çapta ödül kazanan kitapların sırtlarına giydiği kırmızı bandıyla Paris'in bütün prestijli kitabevlerinin vitrinlerindeki halini de...
Zindanlardan kalkıp buralara nasıl geldiğini bildiğim için o halini uzun uzadıya seyrettim.
Muhteşemdi...
Sadece bu mu?
Dünya basınında, en saygın edebiyat dergilerinde, yabancı dillere çevrilen tüm kitapları için öyle edebi övgüler okudum ki bir teki bir yazarı bir ömür boyu mutlu tutmaya yeterdi.
xxxxxxx
Hayat Hanım aradan geçen sürede özellikle Fransa'da büyük bir okur ilgisiyle karşılandı...
O ilgi iki yıldır hiç eksilmedi.
Geçenlerde de yoğun ilginin bir nişanesi olarak cep kitabı formatında basıldı ve best- seller listesine yeniden girdi.
xxxxxxx
Ahmet Altan'ın Silivri'de yazdığı üçüncü kitabı ise "ZARLAR".
İki yıl önceki edebiyat sohbetinde son rötuşlarının henüz tamamlandığını, "yirminci yüzyıl başında Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşanmış gerçek bir olaydan esinlenen bir roman" olduğunu söylüyordu.
Roman, Sadrazam Mahmud Şevket Paşa'nın 1913 yılında uğradığı suikast ile ilgili...
Ahmet Altan, Mahmud Şevket Paşa'yı öldüren iki suikastçı kardeşin üzerinden edebi bir baş yapıt çıkarmış.
xxxxxxx
Ahmet Altan'ın Fransa'daki yayıncısı, Zarlar romanını dünyada ilk basan yayınevi olmak istedi...
Dün 4 Ekim'di...
Ahmet Altan'ın haksız hukuksuz yatırıldığı Silivri zindanında yazdığı 3. Kitabı Fransa'da piyasaya çıktı...
Dünya prömiyerini yaptı...
Bu vesileyle Basın Tarihi'nin Silivri Anıları kısmına girdi.
xxxxxxx
Türkiye öyle hoyrat ve karanlık bir dönemden geçiyor ki...
Ana dilini bir büyücü gibi kullanan ve yeryüzündeki edebi saygınlığı sürekli artan bir yazarın edebi başarılarını inatla görmezden gelmekle kalmıyor hala hukuksal zulme de devam ediyor...
Yurt dışı yasağı, ülkenin dünyadaki en tanınmış edebiyatçılarından birine hala uygulanabiliyor.
xxxxxxx
Ahmet Altan 2 yıl önceki konuşmasında şöyle demişti:
"Ülkende kitabını basmıyorlar ama dünyada büyük bir sükse yapıyorsun. Bu, yazar açısından çok fiyakalı."
Fransa'da olsa bütün kitapçılarda dünya prömiyerini yapan Zarlar kitabını görerek o fiyakayı bir kez daha yaşayacaktı...
Demokratik ve uygar bir ülkede olsa toplum da başarısını paylaşacak, kitabını kendi ana dilinde okuyarak tadını çıkaracaktı.
xxxxxxx
Zarlar Fransa'da piyasada...
Silivri zindanından dünya edebiyat sahnesine.
Kendisini canı gönülden kutluyorum.
Zarlar'ın yolu da diğer kitapları gibi açık olsun...
Mehmet Altan: İlk imzası 15 yaşında yayınlandı. 20 yıl Sabah,6 yılda Star gazetelerinde baş yazarlık ve yazarlık, televizyon programcılığı ve yorumculuk yaptı. 30 yıl boyunca İstanbul Üniversitesi'nde hocalık yaptı.1993 yılından beri profesör. Yayınlanmış 40 civarında kitabı var.15 Temmuz sonrası Anayasa'nın 19.,26. ve 28. maddeleri yok sayılarak tutuklandı.21 ay cezaevinde kaldı. AYM,AİHM ve Yargıtay kararları ile hak ihlaline uğradığı saptandı. 29 Ekim 2016 tarihinden beri KHK'lı.