Kurumlar Trump’a direniyor…

21. yüzyıl çok zor geçiyor. Kurumları güçlü ülkeler, baskıcı yönetimlerin kural tanımaz hadsizliklerine direniyor. Direnemeyenler, devlet olmaktan çıkarak tarihsel çürüme kervanına katılıyor. ABD de bu konuda bir dönüm noktasına geldi.

Geçen gün Sedat Ergin , “Dünyanın artık Donald Trump sorunu var” başlıklı yazılarının yazısının bir yerinde şöyle diyordu:

Trump'ın , düşen ya da kendisine aktarılan ve benimsediği herhangi bir fikri, yönetim kademeleri içindeki artıları ve eksileriyle değerlendirmeden hemen Amerikan siyaseti olarak dünya kamuoyuna açıklanabileceğini görebiliriz.

Getirdiği teklifin hiçbir hukuki dayanağının bulunmadığı, uluslararası hukukla bağdaşmadığı, Filistin sorununun geçmişini, bu birlikteliğin zorluğunu ve karmaşıklığını sınıftan, ayrıca tetikleyebileceği vahim sonuçlarının idrakten yoksun olduğunu belirtmekye gerek yoktur.”

Önceki gün, başta New York Başsavcısı Letitia James olmak üzere 22 başsavcının da daha farklı düşünmediğini bütün dünyada öğrenmişti.

xxxxxxx

Hazine, ABD'nin finansal operasyonlarında merkezi bir rol oynar; programlarca dolar gelir toplar, programlarca dolar harcamayı yetkilendirir ve programlarca dolar borç çıkarır.

Devlet ödemelerinin büyük çoğunluğu, emeklilik ve sağlık yardımları, konut yardımları ve eğitim hibeleri dahil olmak üzere bu Hazine faaliyetleri kapsamında gerçekleştirilir. Federal kurumlar bu yardımlardan kimlerin yararlanabileceğini belirler, ancak bu bilgi daha sonra ödemeleri dağıtan Hazine'ye iletilir.

Donald Trump, Hükümet Verimliliği Bakanlığı veya kısaca DOGE adını verdiği Elon Musk yönetimindeki programı yürüten genç yardımcılarına federal hükümetin en hassas bilgilerine "neredeyse sınırsız erişim" izni verdi.

Geçen mali yılda yaklaşık 6,75 trilyon dolar harcamanın yüzde 90'ını yönlendiren sistem, eyaletlerdeki insanlara ve eyalet hükümetlerine doğrudan para ödüyor.

Musk ve ekibi, Hazine Bakanlığı'nın ödeme sistemine erişir erişmez eyaletlere, hibe alanlara ve programlara yapılan ödemeleri kesti.

xxxxxxx

New York Başsavcısı başta olmak üzere 22 başsavcı, "Başkan Trump’un, Amerikalıların özel bilgilerini istediği kişiye verme yetkisine sahip olmadığını ve Kongre tarafından onaylanan federal ödemeleri kesemeyeceğini" düşünüyor.

"Musk ve DOGE, Amerikalıların özel bilgilerine ve ülkemizin en hassas verilerinden bazılarına erişme yetkisine sahip değildir" diyorlar.

xxxxxxx

Cumartesi günü erken saatlerde ABD Bölge Yargıcı Paul A. Engelmayer, Elon Musk'ın “hükümet verimliliği programının” Hazine Bakanlığı'nın ödeme ve veri sistemlerine erişimini geçici olarak kısıtladı ve "telafi edilemez zarar" riski olduğunu söyledi.

Yargıç Engelmayer, Trump yönetiminin, "özel hükümet çalışanlarına" banka bilgileri gibi son derece hassas bilgilerin yer aldığı bu sistemlere erişim izni veren yeni politikasının, sızıntı riskini ve sistemlerin eskisinden daha fazla saldırıya açık hale gelme tehlikesini artırdığını açıkladı.

Engelmayer, 20 Ocak'tan bu yana sistemlere erişim izni verilen tüm yetkililere "Hazine Bakanlığı'nın kayıtlarından ve sistemlerinden indirilen tüm materyallerin kopyalarını imha etmelerini" emretti.

Ayrıca Trump yönetiminin bu kategorilerdeki yetkililere erişim izni vermesini kısıtladı.

xxxxxxxx

Prof. Dr. Daron Acemoğlu, Prof. Dr. Simon Johnson ve Prof. Dr. James A. Robinson “kurumların nasıl oluştuğu ve refah üzerindeki etkileri” konusundaki çalışmalarından dolayı Nobel ödülü sahibi oldular.

Acemoğlu, uluslararası refah farklarının ana nedeninin coğrafi, tarihî ya da kültürel faktörler olmadığını; farklılığın temel nedeninin ulusların sahip olduğu ekonomik ve siyasi kurumların niteliğinde yattığını öne sürmekte.

Trump’ın yetkilerini kısıtlayan ve dava açan 22 baş savcıyı düşününce Daron Acemoğlu’nun tezi aklıma geldi.

Belli ki en başta hukukun emrindeki yargı kurumları, Trump’un vahim sonuçları olacağından ürktükleri çılgınlıklarına direniyor.

Nitekim davayı açan New York Başsavcısı James , kendi sosyal medya paylaşımında, maliyet azaltma ekibinin ürünlerinin "elde ettikleri tüm kayıtların imha edilmesi" yineledi.

"Daha önce de söyledim, tekrar ediyorum: Hiç kimse kanunun üstünde değil" diye yazdı.

xxxxxxx

Yargıçlar, Trump'ın Anayasa'da yer alan kuralları ihlal ettiğine ve "Kongre tarafından yönetilenlerin sadakatle uygulamalarına" dikkat çekiyorlar.

Trump ne yapacak?

Yasal bir ülkeye geri mi döneceğim yoksa iyice gemi azıya alıp devleti mi dinamitleyecek?

Amerika'daki hukuksal gelişmeler 21. Yüzyılın ilk bölümlerinde bir laboratuvar kişisel bilgileri vardı.

xxxxxxx

21. yüzyıl çok zor geçiyor.

Kurumları güçlü ülkelerde, baskıcı yönetimlerin kural tanımaz hadsizliklerine direniyor.

Direnemeyenler, devlet halindeki toplumsal patlama kervanına katılıyorlar.

ABD'de bu konuda bir dönüm noktasına geldi.

ABD Devleti mi, Trump mı?

Bu ikisinden birinin kazanması için diğerinin kaybı gerekiyor.

Tahminen bu kural, bütün baskıcı yönetimler ve ülkeleri için geçerli.

Baskıcının galip geldiği ülke, bu yüzyılda büyük bir kayboluşun eşiğini aşacak gibi görünüyor.