Ragıp Zarakolu
Al Guta'yı ver Afrin'i
MTTB’li üniversite yıllarında tanıdığım bir sınıf arkadaşından bir mektup aldım. Afrin’in fethi onu çok duygulandırmış. Hiç yorumlamadan sizlerle paylaşıyorum. Ancak başlık ona değil bana ait!
"Esad Guta’da görüntülendi. Bence RTE da Afrin’de ele geçirilen kent yönetimi binasındaki balkondan hitap etmeliydi. Çünkü dünyanın en büyük çölü olan Afrin’de aylarca süren harekattan sonra, bu Çanakkale zaferi ayarında bir zafer. Tam da aynı zamana denk geldi.
(Her ne kadar Çanakkale’den 3 yıl sonra aynı donanma Boğaziçinde demir attıysa da.)
Sarıkamış zaferimiz ayarında bir zafer. 70 bin kişi gitti ama, 40 yıl sonra Sarkamış'ı geri almıştık ya. (Her ne kadar bir yıl sonra Kazak alayları Erzincan’ı düşürse bile.)
Kuttulamara’yı unutmayalım lütfen. (Her ne kadar bu büyük zaferden bir yıl sonra Bağdat düşmüş olsa da.)
Hele koskoca Alman ordusu Batıda çökerken, biz 1918 Eylül’ünde Bakü’yü zaptetmiş, kılıç artıklarının da işini bitirmiştik ya. (Kudüs, Şam çoktan düşmüş, Halep’deki ordumuz Yıldırım adına layık hemen eriyivermişti ya neyse)
Ama nasıl Kutsal emanetleri kapıp taşımıştık payitahta, emin ellerde olsun diye. Terbiyesiz kendini Emir diye satan Bedeviler. Paşamıza laf etmezler mi?
Neymiş, İsrail ve İran’la birlikte bir tehdit oluşturuyor muşuz.
Sağolsun bundan önce de Eco, zafer susamışlığımızı gidermişti 1975 yılında. Neyse asıl Hocamıza aitti o şeref de, üstünü örttüler. Eco engellemese Hocamız Kıbrıs’ın tümünü fethedecekti.
Elbette, 1939 Hatay zaferini de unutmayalım. 2. Cihan harbi öncesi pazarlıklarda iyi kapmıştık valla. Fransızlar da Paris’i Führer’e kaptırınca, kendimizi yormamıza da gerek kalmamıştı. Tüh bir de şu Musul’u çıkarsaydık aradan.
Ah, şu İsmet yok mu! İtalya çökmüş kapsana 12 Adayı hemen. Bak keçilerin bile otlamadığı kayalıklar için ağzımızı yoruyoruz.
Arada 1950 Kunuri Zaferi var ya. Neyse o bahsi açmayalım. (Kaç kişi sağ kaldı sahi oradan?)
NATO’nun 2. Büyük ordusu her 10 yılda Ortadoğu'nun 3. Büyük ordusu Karkeran’ı bitirmeyi başarıyor. Onu antreman sayıyoruz artık. Ama toprak mümbit yeniden yeşeriyor Zerdüşti imansızlar.
Tam Newroz öncesi, pardon Nevruz öncesi Demirci Kava adlı teröristin heykelinin Afrin’de yerle bir edilmesi de çok anlamı oldu. Zaten heykel neymiş? Bir de Taksim’deki şu Sovyet komiserlerinin ve etrafındaki zevatın putlarını halletsek. Bak, Musul'da, binlerce yıllık putlar nasıl yerle yeksan oldu. Neymiş kültür mirası yok olmuş Afganistan’da, Buda’nın heykeli yıkılınca. Ama ne iyi parçalandı dilim dilim, şu Ucube Kars'daki, neymiş insanlık, barış filan.
Bir de demezler mi, İstiklal Harbini Bolşevikler olmasa kazanamaz mışız. Yahu biz Halifeyi kurtaracağız diye yola çıktığımız için kazandık. Kürdü nasıl katacaktık yoksa bu harbe? Bak Hintliler falan bile az para toplamadı aralarında. O kaynak olmasa "milli sermaye" nasıl oluşacaktı? (Şimdi de mümin kardeşlerimiz şükürler olsun, bize zor zamanda destek olmuyorlar mı?) Hilafet sayesinde kazandık. Sonra Kemal efendiyi oraya kim yolladı? Şahbaba değil mi? Parlamentoyu kapattırdı İngilize ama bir sorun niçin? Ermeniden, Rumdan, Yahudiden arındırılmış milli Ankara’da Meclis açılsın diye.
Talatlar, Enverler, Cemaller siz Alman zırhlısı ile kaçın laf olmaz, İngiliz fırkateyni ile gitti diye Şahbaba’ya laf edin!
Aslında bu zafer sinsilesi, yeniden tarihi Amed’in, tarihi Cezire’nin, tarihi Nisêbîn’in, tarihi Gever’in, tarihi Şırnak şehirlerinin 2015 yazından sonra ne pahasına olursa olsun teker teker düşürülmesi ile başlamadı mı?
Fethe doymamış bir neslin çocuklarıyız.
Artık fetih borsası düşse bile, şehri Konstantiniye’yi her yıl yeniden fethetmekten, kenti ha bire yıkıp yeniden yapmaktan yorulduk Ya.
Neyse, Çamlıca tepesini o çirkin TV kulelerinden arındırıp Camimizle damgamızı vurduk. Şükürler olsun Gavur Mahallesinin Taksim Tepesinde de Camimizi yükselterek, Fatih’in bile beceremediğini becerip orada da fethi tamamlamış olduk. (Pera asıl Abdülhamit Han sırasında gelişti, Pera oldu. Taksim’e mührünü vuran Aya Triada da onun zamanında dikildi. Neyse ona da edecek birkaç çift söz var ama, hadi 2023’ü bekleyelim.)
Şu Talat şürekası ve ardılları ilan ettiler ama bir Cihadı bile beceremediler. Biz ise Cihadın ne olduğunu dünya aleme gösterdik. Bak Abdülhamit Han, 1897'de neredeyse 1 ay içinde Atina’yı düşürmüyor muydu? Aynen Afrin valla! (Ah şu devleti muazzama, Abdülhamit Han savaşı kazandı, ama Girit’i özerk ilan etmezler mi? Zaten Cihan Harbini de biz kazanmıştık da, Almanlar teslim oldu diye biz de hükmen mağlup kabul edilmiştik.)
Sonra şu Talat efendi, "Abdülhamit’in beceremediğini biz becerdik" diye övünmüş Amerikan sefiri Morgenthau’ya. Yahu o işi bile tam beceremediniz de, o işi tamamlamak da Kemal'le Celal’e ve de İsmet’e kaldıydı.
Neyse, bizim kuşağın dertleri ile yordum seni. Hayallerimiz gerçek oldu ya. Sizinkiler maalesef…
Yahudi Mahallesinde salyangoz satılır mı ya? Haşa, sözümüz meclisten dışarı! Bir de şu Aya Sofya’yı 2023 yılında, Yanlış Cumhuriyet’i düzeltip, Mümin Cumhuriyet yapmadan önce İbadete açabilsek. Gözümüz açık gitmeyeceğiz.
Selam ve dua ile 68’li sınıf arkadaşım
İbnül Kemal Vahidettin (yeni müstear ismim)