'Aslında istediğimiz hayat bu mu?'

Siyasetin Rock Cephesi olarak da adlandırılabilecek son CD’sinde Roger Waters, galiba sahildeki Alan bebekten, bizim hapisteki gazetecilerden, Cizre ve Sur’dan sözediyor.

Bu, benim 2008’de Obama Başkan seçilmeden önce yazdığım bir şiirin başlığı.

Ben o zaman Bernie Sanders’ı destekliyordum. Sanders, Şeytan Hillary Clinton’a karşı ön seçimi kazansaydı, Trump’u yenerdi.

Sefalet içinde yaşayan insanları anlamamız lazım ve onların paramparça olduğunu da. Sürekli olarak bir savaş halinde yaşıyoruz ve bu durum artık normalleşti.

Bizim istediğimiz hayatın, bu olmadığına inanıyorum. Ama propaganda her şeyi yönlendiriyor, yönetiyor. İşte bu nedenle Trump, bu hikayede son derece önemli. Bu adam, Başkan Trump hariç, hiç kimseyi bir milim bile iplemiyor.

‘’Déjà Vu’’ya da ‘’Ben Tanrı Olsaydım’’ ise, İrlandalı bir adam ile torununun bütün dünyayı gezip cevabını aradığı bir sorunun öyküsü. Soru şu: Çocukları neden öldürüyoruz?

‘’Tasvir Et Şunu’’ şarkısı, füzeleri ateşleyen düğmeye basan adamla saldırıda ölen genç kızın arasındaki ilişkiyi anlatıyor. ABD’de geçen yılki Başkanlık seçiminden sonra bir dize daha ekledim: ‘’Allahın belası beyinsiz bir Başkan düşünsene…’’. 

Onlar ve Biz meselesi eski bir mesele. Onlar dediğim kendilerini başkalarından hep üstün görenler. Başkaları dedikleri herhangi birileri olabilir. Führer için mesela onlar Yahudilerdi, Trump için Müslümanlar.

Ben, olağanüstü bir şekilde HUKUK’a inanırım. Filistin’i ve Filistinlileri desteklediğim için beni antisemitizm’le suçluyorlar. Oysa ki İsrail, Filistinlilere hiçbir hak hukuk tanımıyor. Ben sadece ‘’Beyler bu yaptığınız yanlış!’’ diyorum.

 

Bu sözler, Uncut dergisinin Haziran sayısında yayınlanan Roger Waters söyleşisinden alıntılar. Waters, Pink Floyd’un Syd Barrett’tan sonraki kaptanı. Rock müziğin en siyasi kahramanı. Değinmediği güncel siyasi konu neredeyse yok. İşte son CD’sinden(*) gelişigüzel seçilmiş, hızlıca ve serbetçe çevrilmişdizeler:

 

Sola meyletmişsin ama sağcı partiye oy veriyorsun

 

Ufku ararken/Çocuğumu bulacaksın/Aşağıda kıyının orada

 

Çocuğunun fotoğrafını çek, eli tetikte
Afganistan’da takma kollu bacaklı insanların resmini çek
Hukuk olmayan mahkeme salonlarının resmini çek

 

2. Dünya Savaşı bittiğinde
Liste her ne kadar hiçbir zaman temizlenmişse de
Onların arasından parçalanmış kemikleri alabilir
Ve özgür olabilirdik
Ama hayır..gittik bolluk cemaatine kaydolduk
Amerikan Rüyasını tercih ettik
Ahh Özgürlük Hanımefendi
Nasıl da terk ettik seni…

 

Saatleri geri alamayız
Zamanda geriye gidemeyiz
Ama bal gibi de bağırabiliriz:
S…tir et git, senin
Saçmalıklarını ve yalanlarını dinlemeyeceğiz!

 

Korku, korkudur çağdaş insanın çarkını döndüren
Korku hepimizi hizaya çeker
Bütün bu yabancılardan korku
Onların suçlarından korku
Aslında istediğimiz hayat bu mu?
Evet eminim bu

 

Bir öğrenci tankın altında kaldığında
Bir Rus gelin satış reklamı yapıldığında
Bir gazeteci hapiste çürümeye bırakıldığında
Bir dangalak Başkan olduğunda

 

Kitapları yakmak
Evleri buldozerle yıkmak
Dronlarla (İHA) hedefdekileri öldürmek
Zehirli enjeksiyon yapmak
Yargısız tutuklamalar…

 

Oturmuş köşesine
TV seyrediyor
Acı çeken çocukların çığlıklarına sağır
Dünyaya umarsız
Öyle, oyunu seyrediyor

 

İşte burası bombaları ürettikleri oda
Füzelerin üzerine senin adını yazdıkları oda

 

Barikatlar boyunca bekle o kadını
Erken de gelse bekle
Geç de gelse bekle

 

Babasını 2. Dünya savaşında kaybeden Waters bugün 74 yaşında. Hala turnelere çıkıyor, şarkı yazıyor, söylüyor, plak kaydediyor. Annesi, İngiltere Komünist Partisi üyesi imiş. 1956’da Moskova’nın Macaristan’a müdahalesi sonrasında çok sayıda komünistin yaptığı gibi Parti’den ayrılmış. Roger, çok küçük yaştan beri siyasi toplantılara, mitinglere katılırmış. Mesela ilk eşini İngiliz KP’sinin gazetesi Daily Worker’da tanımış.

‘’Ben, ‘Money’, ‘Us and Them’, ‘Welcome to the machine’den (Pink Floyd dönemi) bu yana hep aynı çizgideyim’’ diyor. En önemli esin kaynakları ise G.Orwell, A.Huxley ve H.G.Wells.

Waters, Türkiye’yi az çok bilen, izleyen bir rockçu. Istanbul’daki son konserinde, ekrana, Gezi’de öldürülen gençlerin fotoğraflarını yansıtmıştı.

’Bütün dünyada direniş var. Ben sadece bu direnişin bir sembolünü canlandırmaya çalışıyorum. Statükoya karşı, hümanizm düşmanlığına karşı direniş…’’

 

(*)Bu CD  ve bir başka şarkı konusunda bir yazı: http://apoletlimedya.blogspot.gr/2017/04/aslnda-istedigimiz-hayat-bu-mu.html

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ragıp Duran Arşivi