Ragıp Zarakolu
Başkanın İdolü
Stockholm. Jeremy Seal, bir seyyah, seyahatnameler yazan. Bir Türkiye aşığı.
Bunlardan biri "Meander/East to West along a River" (2012) , yani "Bir Nehir Boyunca Doğu’dan Batı’ya Ben ve O." Me and her’ü Meander’e dönüştürmüş. Menderes ırmağı dişil yani. Espri dolu kitapları.
Akdeniz Üniversitesinden Orkun Kocabıyık’ın kitap üzerine akademik bir değerlendirmesi çıktı Kırklareli Üniversitesinin RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları dergisinde (2019): "Tek Adam ve Tekne: Jeremy Seal’in Meander adlı eserinde seyahat olgusu." Merak eden arar, bulur, okur.
Bir kano ile Menderes Irmağının kaynağından Ege’ye kavuştuğu yere kadar kürek çekmişti. Nice engeller aşıp.
İngiltere’de Bristol yakınlarındaki Bath kentinden. 20 küsur yıldır Türkiye’ye gelir gider. Birkaç kitap yazdı ülke üstüne: A Fez of the Heart: Travels around Turkey in Search of a Hat. (1995) Burada Osmanlı’dan Cumhuriyete geçişin izlerini sürüyordu. Santa: A Life (2005) ise bizim Noel Babanın öyküsü!
Jeremy Seal’in kitaplarının bugüne kadar çevrilmemiş olması biz yayımcıların ayıbı. Seyahatnameleri, yabancılaştığımız coğrafyamızı keşfetmenin kapısını aralıyor. Diğer birçok seyyahın kitabı gibi.
Kitaplarının "turistik" ibaresi ile tanıtılmasına gıcık oluyorum. Turizmden hoşlanmıyorum ayrıca.
Jeremy Seal bu kez Menderes Nehri’nden daha derin bir mevzuya daldı: Adnan Menderes’in öyküsü. Financial Times, kitabı "Erdoğan’ın İdolü" başlığı altında tanıttı. The Times ve Guardian gazetelerinde de kitap üzerine tanıtımlar yer aldı.
Bu Pazar günü de yazar Bristol yakınlarındaki St. Stephen Milenium Green’de kitaba ilişkin zoom ile bir toplantı yaptı.
A Coup in Turkey / The Rise and Fall of Menderes /Türkiye’de Bir Darbe: Menderes’n Yükselişi ve Düşüşü kitabın başlığı.
"Aman ha, Jeremy" diye söylendim kendi kendime, "dikkat et valla sana da şimdi troller saldırır, zaten kapakta da Menderes ile RTE’nin resmini kullanmışsın. Bari Menderes ile Bayar’ın resmini kullansaydın. Ya da Times gibi 1952 yılında çekilmiş Churchill ile Menderes’in resmini kullansaydın.
Tecrübeli birine sorsaydın.
Benim gibi demeyeceğim!
Şimdi hemen saldırabilirler, zaten "FETÖ’cüler NY, 42. Caddede darbe propagandası yapıyorlar" diye celallenmiş vaziyetteler.
Şu lanet olanı Baydın mı, Aydın mı nedir, aramıyor zaten bir türlü!
"CIA ile MI6, iş çeviriyor" diye manşet de atabilirler.
Ah, Jeremy sırası mıydı şimdi bu kitabın?
Herkesin insan haklarına ihtiyacı olur bir gün, herkesin demokratik bir anayasaya da.
Birden birisini fısıltısını duyar gibi oldum:
"Zaten baksana şu Sarkozi de ev hapsine mahkm oldu. Neymiş yolsuzluk yapmış. Bahane!
Ama, insan haklarının, adil yargının faydası.
Bak, Adam 3 yıl ev hapsi ile yırttı valla.
Hemen hızlandırmalıi insan hakları projesini, hatta demokratik anayasa da yapmalı.
Ne olur, n’olmaz!
Sağlama almak lazım geleceği.
Valla, namussuzlar, OHAL MOHAL kullanıverirler.
Yahu, 30 yıldır hapis yatan solcular varmış, 28 yıl, 20 yıl…
Ah, şu danışmanlar da! Çatlatır insanı!
Gül’den önceki Başkan, neydi adını unuttum, açlık grevindekileri bırakmamış mıydı?
Devlet Beyin birisi için ricası gibi, onları da halletsek mi acaba? Mardinli Türk örneğindeki gibi belki izin verir. Adıyamanlı Sırrı rica etmişti. Yekten! Delikanlı adam!
Churchill, Menderes’in infaz edilmemesi için Gürsel Paşaya mektup yazmıştı. Ama geleceğin Özel Harpçileri takar mı Churchill’i Mörçili?
Yoksa, şu Demirtaş’ı bıraksak mı?"