Mehveş Evin
Başrolde SADAT
Cumhurbaşkanı’nın Başdanışmanı, eski emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi, şu aralar basında pek popüler. Habertürk gazetesi ve Yeni Şafak gazetesine röportaj vermiş.
Her ikisini de okumanızı tavsiye ederim, zira satıraralarında sadece Afrin operasyonu değil, genel anlamda TSK’nin ve dış politikanın nasıl şekillendirildiğine dair önemli bilgiler içeriyor.
Tanrıverdi, askeri danışmanlık şirketi SADAT A.Ş'nin kurucularından. Milis gücü yetiştirdiği söylenen SADAT, Meral Akşener’in Konya ve Tokat’ta silahlı eğitim kampları kurduğu iddiasıyla gündeme gelmişti...
HT röportajında Tanrıverdi, bu iddiaları yalanlamış. ‘Gücünüzü biraz abartıyorlar mı?’ sorusuna cevabı şu:
"Abartıyorlar! Ben de şaşırıyorum hatta "Biz neler yapabilirmişiz meğer" diyorum! Gülüyorum açıkcası... Böyle bir şey mümkün değil. Çok saf, temiz duygularla İslam ülkelerine, Silahlı Kuvvetler’imizin tecrübelerini nakletmek istedik. Hepsi bu... Ayrıca İslam ülkelerinin birlik olmasını istiyoruz, bu bizim ‘kızıl elma’mız." (http://www.haberturk.com/sadat-in-kurucusu-adnan-tanriverdi-sivil-silahli-orgut-kabul-edilemez-1814175)
Bir askeri danışmanlık şirketinin ticari faaliyetlerini ‘saf, temiz duygular’la tarif etmenin çelişkisi bir yana, kızıl elma vurgusuna dikkat. Tevekkeli değil, Cumhurbaşkanı Erdoğan da ‘kızıl elma’ atfını yapıyor. (http://www.milliyet.com.tr/cumhurbaskani-erdogan-bizim-bir-kizilelma-ankara-yerelhaber-2548387/
ASKER VESAYETİ BİTTİ Mİ DEDİNİZ?
Hayat tuhaf. Askeri vesayeti bitirdiğini söyleyen AKP, anlaşılan emekli bir tuğgenerali milli güvenlik politikalarında kilit göreve getirdi.
Bir hafta önce Afrin harekatı konusunda Cumhurbaşkanı başkanlığındaki ‘Güvenlik Zirvesi’ne katılan Tanrıverdi, MİT müsteşarı Hakan Fidan’ın yanına oturdu.
Basındaki demeçlerine biraz bu gözle değerlendirmekte fayda var.
Nitekim Yeni Şafak’a Afrin harekatını değerlendirirken "Siyaset konuşarak meseleler çözülmüyorsa, o zaman güç kullanmak gerekir" demiş.
Röportajında, ‘ABD’yi beş kez mağlup ettikleri’ni vurgulayan başdanışman, 7 Haziran seçim sonuçlarını milletin iradesi olarak değil, Amerika’nın ‘hain planı’ olarak tanımlamaktan geri kalmamış:
"7 Haziran'da koalisyon durumu ortaya çıktı. Halkın ferasetiyle 5 ay sonra siyasi istikrar sağlandı. Bu ABD’nın birinci mağlubiyetidir." (https://www.yenisafak.com/gundem/abdye-5-maglubiyetyasattik-3047511)
Dahası, Türkiye’nin kararlılık ve başarısının, seçimlerde ABD Başkanı’nı değiştirdiğini iddia ediyor! (Trump’ın seçilmesinde Rusya’nın dahlinin tartışıldığını not düşelim.)
Söylemeye gerek var mı? Türkiye’nin NATO üyeliğine de karşı.
ÖSO İLİŞKİSİNİ SADAT KURDU
Türkiye’de SADAT’ın -şu anda- hiçbir faaliyeti olmadığını söyleyen Tanrıverdi, 2016’da RS FM’de Yavuz Oğhan’ın programında Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile görüştüklerini söyleyerek ilişkiyi "Onlar yardım talep etti, biz de devlete ilettik" şeklinde ifade etmişti...
SADAT’ın, "İslam devletlerine danışmanlık eğitim ve donanım hizmetleri vermek amacıyla" 2012’de kurulduğunu ve yaklaşık 10 İslam ülkesiyle irtibat halinde olduğunu da söylemişti.
Bugünse SADAT’ın bir İslam ülkesinde faaliyeti olduğundan bahsediyor fakat hangisi, nedir bilgi yok.
İlginç tabii... Cumhuriyet yazarı Çiğdem Toker, şirketin web sitesindeki bilgilerinden yola çıkarak SADAT A.Ş.’nin ‘gayri nizami harp kursları’ verdiğini yazınca köşesi engellenmişti.
SADAT timleri, sokağa çıkma yasakları döneminde ‘yeni JİTEM’ olduğu iddiasıyla gündeme gelmişti. Lice’de 34 köylünün gözaltına alındığı sırada üzerlerine benzin döküp yakmaya kalkan timin SADAT’a bağlı olduğu yazılıp çizildi. Ancak bunlara dair sorular cevapsız bırakıldı.
Son olarak, 28 Şubat mağduru Tanrıverdi’nin kendi ifadesiyle ‘kadrosuzluk’ nedeniyle emekliye ayrıldığını belirtelim... SADAT’ın tamamına yakını o dönemde ihraç edilen askerlerden oluştuğunu söyleyen Tanrıverdi, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar için de ‘talebem’ diyor.