Bazılarının kaderi hep aynı…

2004 yılından 2023’e. Hep kaybeden birileri var, en fakirler. Kazanan ise hep zenginler olmuş. Yıllar içinde birçok şey değişiyor ama gelir dağılımı açısından bakılınca kaybeden hep kaybediyor, kazançlı çıkan ise hep aynı. Neden?

Basın tarihinin önemli avantajlarından biri de kıyaslama imkânı vermesi.

Neredeydik, ne yaptık, nereye geldik, ne yapıyoruz?

Böyle kıyaslayarak baktığınızda siyasi palavraların da kabasını alıyorsunuz, altından çıkan gerçeği görüyorsunuz.

xxxxxxx

Cehennemin kapılarının kapanmasına az kaldı…

Pazar sandık başında olacağız…

Bu, bugünün gündemi

xxxxxxx

2004 yılına dönelim.

O yıl 28 Mart’ta yerel seçimler yapıldı.

AKP, CHP, MHP o zaman da vardı…

Mehmet Ağar’ın genel başkanı olduğu Doğru Yol Partisi (DYP), Murat Karayalçın’ın genel başkanlığını yaptığı Sosyal Demokrat Halk Partisi (SHP) de dönemin diğer partileri…

DEHAP, ÖDP, EMEP, ÖTP ve SDP'nin "demokratik güçbirliği" adı altında bir araya gelerek, birçok seçim bölgesinde adaylarını SHP çatısı altında göstermesi de o zamanın önemli bir gelişmesi…

Partilerin İl Genel Meclisi seçimlerinde aldığı oy oranları da şöyle:

AKP - Yüzde 41.67

CHP - Yüzde 18.23

MHP- Yüzde 10.45

DYP - Yüzde 9.96

SHP - Yüzde 5.15

xxxxxxx

Bugüne bakalım yeniden.

Birkaç gün önce TÜİK, 2021 yılını referans alan Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması sonuçlarını yayınladı.

Nüfusun en düşük gelirli yüzde 20’si milli gelirin yüzde 6’sını alıyor…

Nüfusun en yüksek gelirli yüzde 20’si ise milli gelirin yüzde 48’ini almakta…

Bir yıl öncesine göre en fakirlerin milli gelirden aldığı pay düşerken, en yüksek gelire sahip olan yüzde 20’inin payı artmış…

Gelir dağılımı adaletsizliği ağırlaşmış…

İlk yüzde 20 ile son yüzde yirmi arasındaki fark 8 misline çıkmış…

xxxxxxx

TÜİK, gelir bölüşümü araştırmasını biraz daha detaylandırarak yüzde 10’luk gruplar olarak da incelemiş ve en fakir yüzde 10’luk grubun gelirin yüzde 2.3’ünü

En zengin yüzde onluk grubun ise gelirin yüzde 32.7’sini aldığını ortaya koymuş.

En fakir yüzde onluk grupta ortalama yıllık gelir 23 bin TL…

En zengin yüzde 10’luk grupta ise ortalama yıllık gelir 322 bin TL olarak gözüküyor.

xxxxxxx

Enflasyondaki yükseliş toplumda gelir dağılımını bozarak, düşük gelirlilerin gelirden aldığı payın daha da düşmesine, yüksek gelirlilerin ise payının yükselmesine yol açıyor…

Belli ki 2022 enflasyonu daha da yüksek olduğu için bu adaletsizlik daha da kötüleşecek…

Bu müstehcen fark sağlıklı ülkelerde toplumsal huzura bir tehdit sayılır…

O ülkelerde fark 3 misline çıkınca bütün alarmlar çalmaya başlar.

xxxxxxx

Peki, Türkiye 2004 yılında yerel seçimlere giderken acaba gelir dağılımı nasıldı?

Rahmetli Güngör Uras’ın 2004 yılı rakamlarını analiz ettiği yazısını buldum.

“TÜİK'e göre 2004'te gelir dağılımı az da olsa düzeldi” başlıklı yazısı durumun fotoğrafını çekiyor:

“Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK, eski DİE) 2004 gelir dağılımı rakamlarını yayımladı.

Bu rakamlara göre 2004 yılında gelir dağılımı az da olsa düzelmiş.

Gelir dağılımı nedir? Önce onu anlatayım.

Bir ülkede üretilen mal ve hizmetlerin parasal (katma) değerine milli gelir deniliyor. 2004 yılında milli gelirimiz 485 milyar YTL idi.

2004 yılı ortalama nüfusumuz 71.1 milyon. Milli gelir rakamını nüfusa bölüyoruz. Kişi başına 6.028 YTL (cari döviz kuruyla 4.240 dolar) gelir düşüyor.”

xxxxxxx

“Hiçbir ülkede milli gelir insanlar arasında eşit (adil) dağılmıyor...

Bazı insanlar milli gelirden çok, bazıları az pay alıyor.

71 milyon insan için milli gelirin dağılımını belirlemek, kişi başına düşen gelir rakamını bulmak imkânsız.

Bunun için nüfus belli dilimlere ayrılıyor.

Örneğin, en fakirden en zengine doğru 10 dilime ayrılıyor.

71.1 milyon nüfus 10 dilime ayrılınca her dilime 7 milyon 115 bin kişi düşüyor.

Her grubun milli gelirden aldığı pay bulunuyor.

Buna gelir dağılımı araştırması deniliyor.”

xxxxxxx

“Gelir dağılımımız bozuk

Bu araştırmayla, en fakir yüzde 10'luk dilimdeki hane halkının (7 milyon kişinin) toplam milli gelirden aldığı pay hesaplanmış.

Bu pay 2003 yılında yüzde 2.3 idi.

2004 yılında da değişmemiş.

En fakir yüzde 10'luk nüfus dilimindeki 7 milyon insanın milli gelirden aldığı payda değişim yok.

Onların durumu ne iyileşmiş ve kötüleşmiş.

Fakirin durumu kötü.”

xxxxxx

2004 yılında en fakir yüzde 10, milli gelirin yüzde 2.3’ünü alıyor…

2022’de ise aynı kesim gene yüzde 2.3’ini alıyor…

Nüfusumuz ve milli gelirimiz artmış ama 19 yılda fakirin aldığı payda değişen hiçbir şey yok…

Onların “kaderi” hep aynı.

xxxxxxx

2004 yılında en zengin yüzde 10, milli gelirin yüzde 30.9’unu alıyor…

2022 de ise aynı kesim milli gelirin yüzde 32.7’sini almakta…

En zengin yüzde 10’un payında artış var…

xxxxxxx

2004 yılından 2023’e…

Hep kaybeden birileri var, en fakirler…

Kazanan ise hep zenginler olmuş…

xxxxxxx

Yıllar içinde birçok şey değişiyor ama gelir dağılımı açısından bakılınca kaybeden hep kaybediyor, kazançlı çıkan ise hep aynı…

Belki de Pazar günü cehennemin kapılarını kapattıktan sonra bu değişmeyen kaderi değiştirmeye yoğunlaşmak gerekiyor…

Her şey değişiyor da neden fakirlerin kaderi hiç değişmiyor?

Neden?


Mehmet Altan: İlk imzası 15 yaşında yayınlandı. 20 yıl Sabah,6 yılda Star gazetelerinde baş yazarlık ve yazarlık, televizyon programcılığı ve yorumculuk yaptı. 30 yıl boyunca İstanbul Üniversitesi'nde hocalık yaptı.1993 yılından beri profesör. Yayınlanmış 40 civarında kitabı var.15 Temmuz sonrası Anayasa'nın 19.,26. ve 28. maddeleri yok sayılarak tutuklandı.21 ay cezaevinde kaldı. AYM,AİHM ve Yargıtay kararları ile hak ihlaline uğradığı saptandı. 29 Ekim 2016 tarihinden beri KHK'lı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Altan Arşivi