Bu defa Süleyman Soylu haklı. "Çıkmışlar ikide bir ‘İsraf ediyorlar’ diyorlar. Biz neyin israfını yapmışız?"
Doğru, İBB’deki ve genel anlamda siyasetteki usulsüzlük ve yolsuzlukları ‘israf’ diye adlandırmak, yalana ‘gerçek ötesi’ demeye benziyor.
Devamında "Gezi ruhunu 23 Haziran’da İstanbul’da iktidar yapmak istiyorlar. Buna teslim olacak mıyız, olmayacak mıyız?" diyor.
Tabii ki parkı, doğayı korumak, kent ve yurttaşlık haklarına sahip çıkmak, tüm farklı kimliklerin bölünmeden bir araya gelip kolektif hareket etmesi, iktidar ve temsilcileri için bir kabus.
Ancak, 23 Haziran’a doğru AK troller ve yetkili ağızların Gezi’yi devamlı hatırlatmasının, yalan yanlış bilgilerle kullanmasının ve İmamoğlu ile bağlantılandırmasının ardında şunlar da var:
1- Ellerindeki ‘terörö’ cephanesini tükettikleri ve artık kendi seçmenine bile inandırıcı gelen suçlamalar yapamamaları...
2- Seçimin hemen ertesi günü, 24 Haziran’da başlayacak Gezi davasının skandal iddianamesinin Gülencilikle suçlanan savcı ve polisin hazırladığını unutturmak. Davanın seyrini etkilemek, dayanışmayı zayıflatmak...
3- Ekonomik krizin etkilerini her geçen gün daha acı biçimde tadan toplumu, sanki arada hiçbir şey yaşanmamış gibi, altı yıl önceki eylemleri sorumlu tutmak.
YENİ HAVALİMANININ ZARARINI KİM ÖDEYECEK?
Bunların hiçbiri tesadüf değil. Dün Binali Yıldırım, Gezi direnişinin Yeni Havalimanı ihalesi yapıldıktan 15 gün sonra çıktığına dikkat çekti:
"Gezi olaylarındaki sloganların başında, 'Havalimanı istemiyoruz, köprüleri istemiyoruz.' geliyordu. Bunun masum bir şey olduğunu mu düşünüyorsunuz? Biz bir çukuru verdik. Bu çukur ihya edildi."
Çukurun nasıl ihya edildiğini, daha doğrusu Kuzey Ormanları'nın nasıl katledildiği konusunu şimdilik bir kenara ayıralım.
Bırakın Gezi’yi de şu soruya cevap verin, tabii sevgili İsmail sorabilirse:
Yeni Havalimanı’nın daha açılmadan 6 MİLYAR YURO borca battığı, devam eden inşaat için 4 MİLYAR YURO daha borçlanıldığı üstelik hepsini kamunun, yani halkın ödeyeceği doğru mu? Değilse, kim ödeyecek?
Havalimanı ne zaman zarardan çıkabilecek? En iyi ihtimalle bu tarih 2043 mü? (Bahadır Özgür’ün konuya dair yazısını mutlaka okuyun)
AKP, tabii ki Yeni Havalimanı’nın (halkın) ne kadar ve nasıl zarar ettiğini, ekonominin nasıl battığını anlatmayacak. Bunun yerine, muhteşem yaratıcı trolcüklerini, pelikanlarını kullanarak ‘algı yapacak’.
EKONOMİK ÇÖKÜŞ GEZİ YÜZÜNDEN BAŞLAMIŞ!
Twitter’da dün açılan #bizyaparızonlaryakar etiketinde, AKP’nin nasıl memleketi ihya ettiğini anlatmaktan çok, Gezi zamanında çekilmiş bir takım görüntülerin, yalan yanlış bilgilerle servis edilmeye başlandı.
Aslında kaynağı, ‘Ekonomi Gerçekleri’ denen ve Türkiye ekonomisinin ne kadar muhteşem gittiğini (!) yaymaya gayret eden bir Pelikan hesabı.
Hürriyet bile ekonomiyi böyle pembe gösteremez, o kadar yani...
5 Haziran’da koydukları bir videoda, Gezi’ye kadar Türkiye ekonomisinin nasıl da şahlandığı, ancak nasıl oluyorsa bir parkı korumak için başlayan hareketin ekonomiye BÜYÜK zarar verdiği anlatılıyor.
Türkiye IMF’ye borcunu kapattıktan sonra Gezi olayları çıkmış.
Borsa İstanbul, olaylar sonrasında yüzde 30 değer kaybetmiş.
Gezi’den sonra 1 ayda 8 milyar dolar sermaye gitmiş.
Ekonomist Ümit Akçay’a, bu rakamlarda doğruluk payı olup olmadığını sordum. 22 Mayıs’ta Amerikan Merkez Bankası FED’in yaptığı açıklamanın, 2008 krizi sonrası en önemli değişiklik olduğunu... Bu nedenle Türkiye gibi ülkelerden sermayenin çıktığını söyledi... Yani ekonomi yönetimi, işine geldiği için zamanlama olarak 22 Mayıs 2013’ü değil Gezi’yi seçerek buraya bağlamaya çalışıyor.
Kaynak ne derseniz, üşenmeyip Ali Rıza Güngen&Ümit Akçay’ın yazılarını ve kitabını okuyun: ‘Finansallaşma, Borç Krizi ve Çöküş, Notabene Yayınları.
Hatırlarsanız Berat Albayrak, 2018 Kasım’ında ‘Her şey Gezi ile başladı’ deyip, ekonomiye yönelik ilk ‘iç şok’un Gezi olduğunu söylemişti...
İstanbul seçiminin tekrarında da bu bilgi manipülasyonu tekrar devrede.
Sonraki yazıda Gezi’ye dair tedavüle sokulan ‘Toplam 139 Milyon Lira zarara uğrattılar’ palavralarını da açıklayacağım.
