Melis Alphan
Cerattepe’de madene direniş bitmedi, bitmez
Cerattepe, Artvin’de yemyeşil dağların arasında, dünya çapında korumada öncelikli 200 ekolojik bölgeden biri. 60 ağaç ve çalı türüne, 100 bitki çeşidine ve 21 memeli hayvan türüne ev sahipliği yapıyor.
1986’da, MTA raporunda bölgede yeterli rezerv bulunmadığını ve heyelana sebep olabileceğini yazmasına rağmen, Öner Gürses maden arama ruhsatını satın aldı ve sonrasında Kanadalı şirket Cominco’ya devretti.
Artvin halkı neredeyse o gün bugündür direniyor. 25 yıllık, Türkiye’nin en uzun soluklu çevre mücadelesi bu. 25 yılda şirketler değişti ama madene direniş sürdü.
Danıştay 2008’de Kanadalı şirketin ruhsatını iptal etse de, 2010’da çıkan maden kanunuyla Cerattepe yeniden madencilik faaliyetine açıldı.
2012’de 4361 hektarlık alanda madencilik hakkı Özaltın şirketine verildi. Özaltın kısa bir süre sonra bu hakkı, Cengiz Holding’e devretti. Sonrasında yürüyüşler, forumlar, paneller, basın açıklamaları, binlerce kişinin katıldığı mitingler yapıldı; Cerattepe’de madenciliğin doğal kaynaklar üzerindeki etkisine dair raporlar yayımlandı.
2014’te şirket altın çıkarmak amacıyla siyanür kullanmak için açık işletme iznine başvurdu. ÇED raporunda, yerin yanlış seçildiği, sulardaki kirlenmenin kaçınılmaz ve önlenemez olduğu, alınacak önlemlerle bunu gidermenin mümkün olmadığı belirtildi.
Haziran 2015’te Orman Bölge Müdürü’nün Bakanlığa vermeyip beklettiğini söylediği formu el altından şirkete ulaştırdığı anlaşılınca Orman Bölge Müdürlüğü’nün kapısında basın açıklaması yapan halka polis müdahale etti. Şirket Cerattepe’ye çıkmaya çalışınca, 245 günlük nöbet başladı.
MADENE KARŞI DİRENENLERE HAPİS CEZASI
Şirkete 25 Haziran’da maden arama, 8 Temmuz’da ise işletme ruhsatı verildi. 13 Ocak 2016’da Orman Bölge Müdürlüğü arka yollardan dolaşarak yer teslimi yapmaya çalışınca halk tarafından engellendi. İki gün sonra 7 ilden özel tim getirildiği öğrenilince, tüm STK ve siyasi bileşenlerle birlikte Atmaca mevkiinde yol kesme kararı alındı. Şirketin kamyonları geldiğinde, yasal sürecin devam ettiği vurgulandı.
Şirketin özel timler eşliğinde yukarı çıkmaya çalışması üzerine direniş başladı. Polis direnişçilere biber gazı ve plastik mermiyle sert şekilde müdahale edince, esnaf işyerlerini kapattı. Bir süre sonra jandarma da devreye girdi; ilk gözaltılar başladı. Ve şirket halkı yararak yukarı çıktı.
O gün Cerattepe’nin talanına direnen ve hakkında soruşturma açılanlara, geçtiğimiz hafta görülen karar duruşmasında toplam 4 yıl 7 ay ceza verildi. 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmekten Nur Neşe Karahan, Dursun Ali Koyuncu, Kamil Güven, Kenan Balcı, Osman Okur ve Bahattin Altuntaş 5 ay; Taylan Kaya ve Yavuz Yenigül ise 2 yıl 1 ay hapis cezası aldı. Özetle, doğayı savunanlar yargılanıp bir de üstüne ceza aldı!
CERATTEPE’NİN DUYARLI ESNAFI
Mekânda Adalet Derneği’nin (MAD) Mekanda Adalet İçin Yurttaş Davaları kitap serisi kapsamında geçtiğimiz eylül ayında yayımladığı ilk kitap ‘Cerattepe’ oldu. Yeşil Artvin Derneği işbirliğiyle hazırlanan kitapta Cerrattepe’deki maden karşıtı hareketin kapsamlı tarihi, dava belgeleri, haritalar, fotoğraflar ve röportajlar ile anlatılıyor.
Ekmeğini, geçimini kaybetme endişesiyle toplumsal olaylarda esnafın tavır alması pek alışıldık olmasa da Artvin’deki esnaf, maden karşıtı tavrıyla biliniyor. Maden karşıtı gösteride halka sert müdahale olduğunda esnafın üç gün kepenk indirmesinin nedeni sadece madenin ekonomik getirisinin olmayacağına dair farkındalığı değil… Esnaf, verilen yaşam mücadelesinin bizzat tanığı.
‘Cerattepe’ kitabında, Artvin Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı Demirhan Elçin ile bir röportaja da yer verilmiş. Elçin, öncesinde zaten her esnafın gönüllü olarak "Cerattepe’ye müdahale edildiği anda bu işyeri kapatılacaktır" ilanlarını astığını, bu davaya inandıklarını anlatıyor.
"Bizim yerimizde olsanız siz ne yapardınız, daha ne yapılabilirdi? Sözün bittiği yerde miyiz, yoksa daha yapılacak şeyler var mı?" diye soruyor.
Ve sonra sorusunun yanıtını yine kendi veriyor: "Mücadele bitmedi. Mahkemeyi değiştirdiler, hâkimi değiştirdiler. Bize en son dediler ki, ‘Biz gol atınca maç biter.’ Gol attılar, onlara göre maç bitti. Bize göre maç bitmedi."