İşxan Miroyev
Cevapsız sorular
Rusya ve uluslararası uzmanların görüşüne göre ABD’nin Suriye güçlerine saldırılarının temelinde İran’a karşı yapılacak operasyon hazırlıkları yatmaktadır. Moskova, Washington’la olan ilişkilerinin daha da gerginleşmesini göze alarak kendi ortaklarını savunmak mecburiyetinde kalmaktadır.
Rusya Savunma Bakanı Sergei Soigu,ABD başkanlığındaki uluslararası koalisyon güçlerinin yaptığı provokasyonların terörün Suriye’de güçlenmesine neden olduğunu belirtti. Moskova’nın herkesi uyardığını, Suriye yönetiminden izin almadan hava sahasını ihlal eden tüm hava araçlarının Rusya’nın hedef olacağını söyledi. Ve bu uyarı hedefine ulaşmış gibi görünüyor. Amerikalılar istedikleri her yere uçmayı durdurdular. En azından şimdilik öyle.
Hatırlatalım ki 18 Haziran günü, Rakka’da koalisyon güçleri, Suriye’ye ait SU-22 askeri uçağı düşürdü. Rusya yönetimi bu olayı bağımsız bir devlete karşı yapılan saldırgan tutum olarak değerlendirdiğini ve ABD’yle daha önce yapılan Suriye hava sahasında çatışmaları önleme anlaşmasından çekildiğini açıkladı. 20 Haziran’da ise Suriye’nin güneyinde ABD hava kuvvetlerine ait uçakları İran üretimli Suriye İHA’sını düşürdü.
Ve bu olaylar bir ay içerisinde gerçekleşti. Net olan şudur ki ABD hava kuvvetleri Suriye hava sahasında aktifleşmiş. 28 Haziranda, Suriye’nin deniz kıyılarında ABD’ye ait çok geniş işlevli istihbarat uçağı Boeing P-8A Poseidonun uçtuğu belirlendi. Ayrıca çok gelişmiş olan Amerikan askeri uçaklarının uçtuğu da tespit edildi ki, bu uçaklar radarların sinyal almasını engelleme özeliğine sahip.
Tabi ki bu olanlar ABD’nin Suriye güçlerine karşı bir operasyon hazırlığı içinde olduğunu gösteriyor. Bunların yayında Haziran ayının sonlarına doğru ABD, Şairat havaalanı yakınlarına ve havaalanını vuracak mesafeye askeri gemi ve uçakları sevk etti.
Ama sonradan Washington’un bu operasyon hazırlıklarını geri çektiği açıklandı. Ve tüm bu hareketlenmenin Başar Esad’ın muhaliflere karşı yapmaya düşündüğü kimyasal saldırısını önlemek için olduğu vurgulandı.
Suriye hava sahasındaki saldırının anlamı ne olabilir ve neden Amerikalılar Suriye hükümetine karşı baskıyı yoğunlaştırıyor? Acaba bu saldırının amacı Başar Esad’ın ortağı olan Rusya’yı karşı saldırılara provoke etmek için mi?
Her şeyden önce şu an yürütülen bu mücadeleni doğru anlamak lazım. Rusyalı uzmanlar daha çok ABD ve İran arasındaki gerginliğin artma tehlikesinin bulunduğunu söylüyorlar. Trump, çok net bir şekilde anti-İran pozisyonu aldı. Amerikalılar şu an daha çok İran’ı ve ona yakın olan Hizbullah’ı Suriye’nin güneyinden çıkartmakla meşguller. Bundan dolayı da o bölgede sürekli Amerikan üslerini kuruyorlar ve silahı yığınağını yapıyorlar. Yakın zamana kadar da kimse Et Tanaf’ın güneyi ve Deire Zoren’in özelikle de doğu tarafıyla ilgilenmiyordu. Tüm bu olaylar Washington’un İran karşıtı politikalarıyla bağlantılıdır. Amerikalılar Rusya’nın Suriye’deki bu tür çatışmalardan dolayı dünya savaşını başlatmayacağını iyi biliyorlar. ABD de Suriye’den dolayı Rusya’yla savaşı istemiyor. Şu an onlar için öncelikli olan İran.
Trump, bir kere bu anti-İran yoluna girmiş bulunmaktadır. Suudi Arabistan’ı ziyaret ederek net bir biçimde gelenekçi sünni devletler bloğuna desteğini belirledi. Hatta, Obama döneminde yapılan İran atom programı anlaşmasının iptal edileceği bile konuşuluyor. Bu askeri çatışmaya yol açabilecek bir durumdur. Belki de Washington Tahranı sorumsuzca bir girişim yapması için provoke ediyor ki bunun sonucunda İran’ı vurmak için yeni koalisyon oluşturabilsin. Veya en azında tekrar eski İran karşıtı yaptırımlara dönebilsin. Zaten İran yaptırımlar dönemde epey zor süreçler yaşadı. Ve eğer bu yaptırımlar tekrar başlarsa bu İran içerisinde devlete karşı olumsuz bir tepkiye götürecek.
Tabi ki önemli soru şudur: İran ABD’ye karşı ne yapmış ki?
Tüm bu yaşananların arkasında ABD’deki bazı güçler duruyor, bu güçler Rusya karşıtıları da aynı zamanda ve Moskova’nın hem Tahran’la ve hem Ankara’yla yakınlaşmasını istemiyorlar. Suriye sahasında oluşan bu üçlü cephe Amerikalıları tedirgin etmektedir ve bölgedeki en önemli güç statüsünü kayıp etme korkusu oluşuyor. Amerikalılar her yerde en önemli baş güç olmaya alışmışlar.
Katar’a karşı gelişen Ortadoğu ülkeler bloğu bu durumu daha da kızıştırdı. Bu çatışma Türkiye’yi gelenekçi sünni bloğundan çıkartıp daha çok Rusya ve İran’a yakınlaştırıyor.
Tabi ki bir de bu çatışmayı daha da artıran diğer bir unsur İsrail’in durumudur. ABD başkanı Ortadoğu’da herkesten daha çok İsrail’in desteğini almaya önem veriyor. İsrail için en büyük tehlike İran’dır ve özelikle de İran’ın Suriye’nin güneyinde güçlenmesidir. İran eksenli Hizbullah ise ikinci tehdittir. Bundan dolayı da ABD’nin Suriye’deki sert tutumunun nedenlerinden birisi de İsrail’in güvenliğidir.
Ortadoğu kaynıyor ve nasıl bir geleceği olacağını de kimse fazla kestiremiyor.