Koray Düzgören
Demirtaş’a özgürlük mü, Avrupa mı, açık diktatörlük mü?
Ve AİHM’in beklenen, belki de Türkiye için bir dönüm noktası olabilecek ‘Demirtaş’a özgürlük’ kararı açıklandı.
AİHM Büyük Dairesi, Kasım 2016’dan beri rehin alındığı Edirne zindanında tutsak olan Selahattin Demirtaş’ın hukuki değil, siyasi gerekçelerle tutsak edildiğini ve derhal tahliye edilmesi gerektiğini nihai olarak karara bağladı.
Böylece Demirtaş hakkındaki bütün suçlamalar boşa çıktı, Demirtaş’ın 4 yıldır siyasi sebeplerle rehin tutulduğu tescil edildi.
AİHM’in 2018 tarihli ilk kararından sonra iktidar yargısı tarafından ileri sürülen 'karar kesin değil' bahanesi de ortadan kalkmış oldu.
Artık kesin ve bağlayıcı olduğu bilinen bu kararla, Demirtaş’ın derhal serbest bırakılması gerekiyor.
Demirtaş, avukatları aracılığı ile yayınladığı ilk yorumunda, AİHM kararıyla, ‘kendisi ve arkadaşları hakkında altı yıldır yürütülen sözde yargı faaliyetlerinin siyasi amaçlı olduğunun kesinleştiğini açıkladı.
"Bu sonuçla Türkiye’deki hukuk ve adalet sisteminin bizzat hükümet eliyle çökertildiğinin tescil edildiğini" söyledi.
Demirtaş'ın açıklaması özetle şöyle:
"Dört yıldır hukuk dışı bir şekilde siyasi rehine olarak içeride tutulmama rağmen bu karar beni sevindirmemiş, mutlu etmemiştir. Aksine üzgünüm. Bu karardan dolayı gerçekten üzgünüm. Çünkü ortadan kaldırılan demokrasinin, yok edilen hukukun ve adaletin faturasını sadece ben ödemiyorum, 83 milyon yurttaşımız en ağır şekilde ödüyor. (Zevk, sefa, şatafatla yaşamaya devam eden bir milyon kişiyi bilerek saymıyorum.)
(...)Keşke bedeli sadece ben ve arkadaşlarım ödeyebilseydik. Keşke bu ağır faturayı, tüm toplumun geleceğini karartacak şekilde herkese ödetmeselerdi. Kendimden çok halkım için, sizler için üzgünüm.
Ancak üzgün olduğum kadar da umutluyum. Çünkü ben halka güveniyorum. Demokrasi için el ele veren ve her geçen gün sayısı katlanan on milyonların gücüne güveniyorum.
İktidar ve ortaklarının akılalmaz korkunçluktaki nefret dillerine kulaklarını tıkayıp, onlara gözlerini kapayıp barışın, sevginin ve kardeşliğin dilini konuşanların o güzel yüreklerine güveniyorum.
Umutluyum. Çünkü ben, halkı aptal yerine koyanlara büyük bir ders verileceğini, hepsinin tarihin tozlu raflarına kaldırılacağını biliyorum.
Az kaldı. Üzülün, öfkelenin ama çalışın, çabalayın, mücadele de edin ve umudunuzu asla yitirmeyin. Unutmayın, mutlaka kazanacağız!"
ARTIK BAHANESİ KALMAYAN İKTİDAR ŞİMDİ NE YAPACAK?
Saray yönetiminin, daha doğrusu doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın "Artık gereğini yaparız, itiraz ederiz" gibisinden bahaneleri de kalmadı.
AİHM’in 20 Kasım 2018’de Demirtaş hakkında verdiği ilk karar sonrasında Erdoğan, "AİHM'nin verdiği kararlar bizi bağlamaz. Biz karşı hamlemizi yapar, işi bitiririz" demişti.
O zaman ‘karşı hamle’ dedikleri itiraz haklarını kullandılar. Böylece Demirtaş’ın özgürlüğüne kavuşması bir süre daha engellendi.
Erdoğan, geçtiğimiz ayın 22’sinde yaptığı bir konuşmada bir kere daha Demirtaş’ın tutsaklığını sürdüreceklerini dile getirdi.
Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş'ın serbest bırakılması gerektiğini savunan Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi Bülent Arınç'a tepki gösterirken Demirtaş’ı bırakmayacaklarını açıkça ilan etti.
Erdoğan o gün şöyle konuştu:
" (...)Terörle el ele kol kola yürüyenler hiçbir zaman bizimle ne el ele ne de dirsek temasında olduğumuz kişiler olamaz. Bizim yüzlerce, binlerce insanımızın, Yasin Börülerin ölümüne neden olan, Kobani katliamının tarafında olanlar hiçbir zaman Cumhurbaşkanı Erdoğan ve yol arkadaşları tarafından savunulamaz."
Demirtaş’ın siyasi gerekçelerle, yani Erdoğan’ın kişisel hesapları nedeniyle rehin alındığını kanıtlayan buna benzer birçok konuşma, değerlendirme ve açıklama var.
Erdoğan da aslında bu konudaki düşüncesini hiç saklamıyor.
Ama artık yolun sonuna gelindi. Bu son mahkeme kararıyla ilgili nasıl bir adım atılacak?
Çünkü büyük ölçüde askıya alınıp keyfi bir şekilde uygulanıyor olsa da Anayasa’ya göre AİHM kararlarının uygulanma mecburiyeti var. AİHM kararlarını uygulamayan Avrupa Konseyi üyesi ülkelere üyelikten çıkartılma dahil yaptırımlar söz konusu.
AVRUPA GÜZELLEMELERİ YAPILIRKEN ÇIKAN AİHM KARARI
İşte bu noktada merak edilen konulardan biri de Avrupa ile ilişkiler meselesi.
İktidar bir süredir başta Erdoğan olmak üzere değişik sözcülerinin açıklamalarıyla Avrupa güzellemesi yapıyor.
Avrupa’ya, Avrupa Birliği’ne yumuşak mesajlar gönderiyor.
Türkiye’nin yerinin Avrupa olduğunu ifade ediyor.
Sözgelimi, geçtiğimiz ayın 21’inde, ekonomik ve hukuki reformların gerçekleştirileceği açıklamalarının yapıldığı günlerde Erdoğan, "Dostlarımızla ve müttefiklerimizle daha güçlü iş birliği halinde olmak istiyoruz" vurgusuyla Batı'ya ılımlı mesajlar veren bir konuşma yaparken, "Kendimizi başka yerlerde değil, Avrupa'da görüyor, geleceğimizi Avrupa ile birlikte kurmayı tasavvur ediyoruz" şeklinde konuştu.
Erdoğan ve sözcülerinin Avrupa’ya ilişkin benzer açıklamaları devam ediyor. Çünkü ekonomik krizin ve parasal kaynakların tükendiği bu sürecin daha da dibe vuracağını gören iktidar, Avrupa’nın ipine asılarak durumu bir süreliğine de olsa kurtarabileceğini düşünüyor.
Avrupa’ya karşı meşruiyetin sadece seçimlerle sağlanamayacağını artık biliyor. Hukuka ve özellikle de Avrupa hukukuna uymak zorunda.
Şu sırada Avrupa ile çekişmek, karşılıklı gerginliğe yol açmak istemiyor.
Peki, iktidar gücünü, Bahçeli ile paylaşsa da elinde tutan Erdoğan, böylesine kritik bir durumda AİHM’in, "Demirtaş’ı derhal serbest bırakın" kararına uyar mı? Demirtaş’ı serbest bırakır mı?
Ortalık giderek sertleşirken, haber yapmak bile suç sayılıp cezalandırılırken, cezaevlerinden ve karakollardan vahim, insanlık dışı işkence haberleri gelirken, yargı hiçbir suçu olmasa bile Kürtlerin ve muhaliflerin üzerinde giyotin gibi çalışırken Erdoğan’ın nasıl bir karar vermesi beklenir?
Türkiye gerçekten AİHM’in Demirtaş kararı ile yeni bir dönüm noktasında.
Bakalım, iktidar Demirtaş’ı serbest bırakıp Avrupa ile ilişkilerini daha da yumuşatarak ayakta kalmanın yollarını mı arayacak?
Yoksa AİHM kararını tanımayarak, Demirtaş’ı rehin tutmaya devam ederek Türkiye’yi daha da karanlık bir sürece mi sürükleyecek?
AİHM kararı her sorunu çözmüyor. Mücadeleye devam.
Demirtaş’a özgürlük...