Ragıp Duran
Dünyada 2017 model medya?
Yıl sonları bazen de yılbaşında adettir, döküm yapılır, bilanço çıkarılır, alanın/konunun olumlu ve olumsuz yanları sergilenir, geleceğe ilişkin öngörüler yapılır.
Dünyada 2017 yılında medya alanında neler olup bitti sorusuna yanıt ararken, İnternet'e girdiğinizde İngilizce, Fransızca sitelerde ilginç bilgiler ve tahliller var.
Eskiden medya konusundaki yıl sonu yazılarında, BBC, CNN, New York Times, Guardian, Le Monde ya da Frankfurter Allgemeine Zeitung gibi yayın organlarının adı sık geçerdi. Bu durum değişti. Artık medya alanında adından en çok sözettiren aktörler/kahramanlar, Facebook, Google, Twitter ya da İnstagram gibi sosyal (sanal?) medyanın holdingleri. Çünkü bu dev teknoloji şirketleri, gazeteciliğin temel çıktısı olan haberin en büyük, en güçlü dağıtıcısı konumuna geldi. Bu nedenle de artık haberin tanımını, içeriğini, sunumunu, akışını büyük ölçüde bu mahfiller belirlemeye başladı.
Türkiye'de yakın zamana kadar pek bilmediğimiz, dolayısıyla da kullanmadığımız deyimler de, artık yıl sonu medya değerlendirmelerinde yoğun olarak kullanılıyor: Algoritm, yapay zeka (Doğalda sıkıntı olunca özel olarak elzem), robot gazeteci (Bizde eskiden beri hususi bir versiyonu zaten tedavülde), artırılmış gerçeklik (Bizde azaltılmışı bile nadir) ya da 3 boyutlu yazıcı...
Medya gibi bir üstyapı kurumunda, artık içerikten, stilden, yaklaşımdan ve analizden çok işin teknolojik yanı ön plana çıkmaya başladı. Maske olarak...
ABD ve Avrupa'da yapılan bütün kamuoyu araştırmalarında, yurttaşların medyaya olan güveninin giderek azaldığı saptanıyor. Medya, artık sadece siyasi, iktisadi ya da askeri iktidarın değil, teknolojik iktidarın da sıradan bir sözcüsü haline geliyor.
Biz yine de mesleki açıdan tayin edici olan işin içerik kısmına bakalım:
ABD'de Trump'ın iktidara gelmesi, medyada da Yalan Haber'in iktidara gelmesi olarak yorumlandı. Ve buna karşı ilk kez hem ABD'de hem Batı Avrupa'da 2017, Yalan Haber'e karşı mücadele yılı ve haber doğrulama siteleri yılı olarak kayıtlara geçti. ABD'de basın özgürlüğü ilk kez tehdit altında. Washington Post gazetesi ana sloganını bu nedenle olsa gerek, olumsuz bir geleceğe işaret eden, ''Demokrasi, Karanlıkta Ölür'' ibaresiyle yeniledi.
Batı dünyası 2017'de ABD'de ırkçıların, Avrupa'da aşırı sağın ve popülizmin yükselişine sahne olurken, medya da bu iki konuda önemli tartışmalar yaşandı, halen de yaşanıyor.
Habercilik açısından 2 önemli başarı yine ABD'den geldi: Önce Hollywood'un kralı olarak tanınan Harvey Weinstein'in cinsel tacizleri faş edildi ardından da ''MeToo'' kampanyası ile kadınlar maruz kaldıkları cinsel tacizleri teşhir edip, ünlü ve güçlü erkekleri rezil etti. Bu mesele siyasi. Çünkü ünlü ve güçlü erkekler, iktidar konumlarına dayanarak, ellerindeki istihdam gücünü de kullanarak, zorbalıkla, hileyle, tehditle kadınları taciz ediyordu. Trump aleyhinde de taciz iddiaları gündeme geldi. Bir çok kadın, erkek egemen ortamdan çekindiği için ya da işini kaybetme korkusu yüzünden bu tacizlere karşı çıkamıyordu. Sosyal medya bu korkuyu aştı.
İkinci habercilik başarısı Türkiye ile ilgili: New York Times gazetesi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın korumalarının Washington'daki Türk Büyükelçiliği önünde gösteri yapanlara yönelik saldırısını fotoğraf ve video karelerinden ayrıntılı olarak tek tek inceleyip manşetten ayrıntılı bir haber yayınladı. Savcılığın bile oluşturamadığı bu dosya sayesinde, 19 Türk vatandaşı hakkında soruşturma başladı.
2017'nin habercilik açısından bir başka başarısı, önce Panama ardından Paradise Belgeleri olarak bilinen vergi cennetleri konusundaki olağanüstü kollektif gazetecilik çalışması oldu. Türkiye'de de Man Adası vergi kaçakçıları yine böyle toplu ve dayanışmacı bir gazetecilik çalışması sayesinde ortaya çıkarıldı.
Bölgemiz, gazeteciler açısından dünyanın en tehlikeli bölgesi. Çünkü 2017'de en çok gazeteci Suriye ve Irak'ta görev başında iken öldürüldü. Türkiye, halen hapiste en çok gazeteci tutan ülke olarak kayda geçti. Bu sayıların önümüzdeki yıllarda düşmesi bekleniyor. Çünkü medya organları artık savaş alanlarına, çatışmalı bölgelere muhabir göndermekte çekingen. Türkiye'de de henüz dışarıda olan hakiki gazeteci sayısı da giderek azaldığı için, hapse atılacak gazeteci sayısı azalabilir.
2018 için pek umutlu tahminler yok: Teknoloji, içeriği daha fazla baskı altına alacak, Yalan Haber her şeye rağmen gelişip büyüyecek, çatışmalı alanlarda az sayıda da olsa muhabir yine kurşunlara, bombalara hedef olacak, Türkiye, İran, Çin gibi ülkelerde gazeteciler yine hapiste kalacak... görünüyor.
Kolay gelsin...