Eser Karakaş
Ekonomi nereye gidiyor?
Çok sıkıntılı bir noktaya doğru gidiyor ekonomi, bu kesin, nasıl durdurulacak, göreceğiz.
6 Şubat’ta yaşanan deprem felaketinden sonra gündem haklı olarak tamamen değişti, ekonomi ikinci plana düştü.
Daha deprem konusu gerektiği gibi tartışılmadan Altılı Masa konusu gündemin önüne geçti, bu konu da bir ölçüde normalleşirken Erdoğan’ın hukuka uygunluğu çok tartışmalı seçim kararı, YSK’nın seçimin yapılabilirliği konusunda bir itirazının olmadığının anlaşılması artık deprem felaketinin de önünde, ekonomiyi hepten unuttuk gibiyiz.
Ancak, ekonomiden gelen haberler çok ama çok can sıkıcı; gelinen korkunç noktadan olumluya, daha normale dönebilmek için hemen seçimler sonrası muhtemelen çok ama çok radikal kararlar gerekecek, bu kararların sertliği çok muhtemelen 24 Ocak’a da, Kemal Derviş dönüşümüne de rahmet okutacak.
BÜTÇE AÇIĞI 670 MİLYAR
Ekonomide neler oluyor, bir bakalım.
Ekonomik sistem çok uzun bir süredir zaten çok kötü gidiyor, AB çıpası yok artık, umarım restorasyon döneminde mutlaka tekrar AB çıpasına dönülür, tek yarı-çıpa kamu maliyesi kalmıştı, artık o da yok, açılacak muazzam kamu harcama paketi ile daha da kötüleşecek (burada bir deprem mazereti de yok değil).
2023 senesi için öngörülen bütçe açığı yaklaşık 670 milyar TL ama sadece senenin ilk iki ayında Hazine açığı, bir biçimde bütçe açığına dönüşecek, 215 milyar TL yani senelik hedefin üçte biri sadece iki ayda, önümüzdeki aylarda daha da kötüleşecek.
Kısacası kamu maliyesi çıpası diye bir şey yok artık.
Bu bilgiler Hazine ve Maliye Bakanlığının internet sitesinden yani sadece resmî istatistikler kullanıyorum.
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası sitesinden de istatistikler kısmından ödemeler dengesi istatistiklerine göz atıyorum.
Ocak 2023 cari açık büyüklüğü yaklaşık 10 milyar dolar; bunlar değil miydi daha geçen sene cari fazla vereceğiz ve TL’yi dolayısıyla değerli kılacağız diyenler?
Önümüzdeki aylarda çıkacak cari açık büyüklüklerinin sistemi yeniden üretilebilir olmaktan çıkarma riski var, kimse bunu unutmasın.
Yine Ocak ayı dış ticaret açığı 12.4 milyar dolar, bu dış ticaret açığının önümüzdeki aylarda artış göstereceğine de kesin gözüyle bakabilirsiniz.
Bu gelişmelere paralel olarak da yine Ocak ayında resmî rezervlerde on milyar dolarlık bir azalma mevcut; tüm bu bilgiler MB kaynaklarından.
Yine Merkez Bankası kaynakları Türkiye’nin kısa vadeli (bir seneye kadar) dış borçlarının 190 milyar dolar olduğunu gösteriyor.
Karşımızda finansmanı sistemi çok zorlayabilecek bir dış açık tehdidi var.
Bu açık Merkez Bankası matbaasına fazla mesai yaptırarak da çözülebilecek bir konu değil çünkü kısm-ı azamı dolar ve avro cinsinden.
Hukuk devleti ortadan kalkınca doğrudan yatırım girişleri de ortadan kaybolmuş gözüküyor yani önemli bir dış kaynaktan da mahrumuz şimdilik.
2023 Ocak ayında ülkeye net doğrudan yabancı yatırım girişi sadece 223 milyon dolar, devede kulak.
BAKALIM KAZANAN HANGİ YOLU TERCİH EDECEK
Bu durum bizi nereye götürebilir, bir düşünelim.
1-Kurların muazzam bir sıçrama yapma ihtimali çok güçlü, bu çözümün enflasyonist etkileri de korkunç olacaktır.
2-Rusya ve Çin gibi ülkelerden çok büyük sistem tavizleri (mesela batıdan, Avrupa Konseyi’nden, NATO’dan kopmak) karşısında kaynak tedarik edilebilir ama bunun maliyeti siyaseten çok korkunç olabilir, üstelik bu kaynağın derde deva olması da zor.
3-IMF programı.
4-Klasik IMF programını biraz sosyal sos ile IMF’ye gitmeden uygulamak ve küresel piyasalardan yatırım çekmeye çalışmak.
Bakalım seçimi kazanan hangi yolu tercih edecek?
Eser Karakaş: Kadıköy Saint Joseph lisesi muzunu. 1978’de Boğaziçi Üniversitesi İİBF’den mezun oldu. Doktorasını 1985 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde yaptı. 1996’dan itibaren İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü’nde profesör olarak ders verdi. Bahçeşehir Üniversitesi İİBF’de Dekanlık yaptı. 2016 yılında 675 sayılı KHK ile ihraç edildi. 2008 yılından itibaren Strasbourg Üniversitesi Science Po’da misafir öğretim görevlisi olarak bulunuyor.