Eser Karakaş
Erdoğan’ın çok çirkin tercihi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Özbekistan ziyareti sonrası gazetecilerin sorunlarını yanıtlamış:
“Adamın ekonomiden hiç haberi yok. Mesela geçen bir ifade kullandı. Diyor ki “VARLIK BARIŞI DOKUZ KEZ YENİLENDİ.” 19 kez de yenilenir. Ülkeyi kim yönetiyorsa varlık barışının ömrünü uzatmak veya kısaltmak onun elindedir. Biz şu anda bunu dokuz kez uzattıysak, süre bittikten sonra gene uzatmak gerekirse gene uzatırız. Ama anlamıyor adam; bilmiyor. Akıl hocası kimdir? Malum. Şimdi bu varlık barışından gelen para nereden geldi diye gösteriyor; “Esrar, eroin, uyuşturucu kaçakçılığından” diyor. Hakaret ettiği bakanım çıktı ve kendisine ağır bir ifadeyle “sen bunu ispat edemezsen namertsin” dedi. Hadi çık ispat et. Var mı elinde bir delilin? Neye göre bunu söylüyorsun?”
Bu konuya döneceğim ama geçerken şunu da hatırlatmak isterim doğrusu, Türkiye’de Maliye Bakanlığı binalarının üzerinde hepimizin çok iyi bildiği bir ifade yazar: VERGİLENDİRİLMİŞ KAZANÇ KUTSALDIR.
Erdoğan’ın çok övündüğü, gerekirse 19 kez çıkarırız dediği varlık barışı yasası en son dokuzuncu kez 5 Temmuz 2022 günkü Resmî gazetede yayınlandı (7417 sayılı torba Kanun, Madde 50), yurt dışında bir yerlere park etmiş kökeni belirsiz para, uyuşturucu parası olabilir, kaçakçılık parası olabilir, hatta terör parası olabilir, Türkiye’ye getirilirse kökenine bakılmaksızın yasallaşacak, yıkanmış olacak ve hatta getiriliş vadesine göre yüzde 1’den yüzde 3’e kadar vergilendirilecek.
Peki uyuşturucu, fuhuş, kaçakçılık kökenli olabilecek bu para Türkiye’ye getirilip yıkanır ve vergisi de (devede kulak, yüzde1-3) ödenirse şu meşhur “VERGİLENDİRİLMİŞ KAZANÇ KUTSALDIR” ifadesine göre uyuşturucu parası da kutsal mı oluyor yani?
Güldürmesinler insanı ama itiraf ediyorum, çok komikler hatta grotesk.
Gelelim Erdoğan’ın çok çirkin tercihi konusuna.
Evet, Türkiye ekonomisinin yüksek büyüme oranları yakalayabilmek için kaynağa, dış tasarrufa ihtiyacı var, bu malum.
Önümüzde çok önemli bir seçim var, Erdoğan ve yanındakiler de yüksek büyüme istiyorlar, dış kaynağa muhtaçlar bunun için de.
Kısa ve orta vadede kim ki dış kaynak olmadan da yüksek büyüme olur derse, uyduruyordur, uzun vade ise tanım gereği belirsiz zaten.
Meseleyi basitleştiriyorum Türkiye özelinde, dış kaynağı ya evrensel standartlarda bir hukuk devleti olup doğrudan yabancı yatırımlarla sağlayacaksın ya da Erdoğan’ın yaptığı gibi kara parayı, uyuşturucu parasını dokuz kere Varlık Barışı yasası çıkarıp getireceksin.
Erdoğan maalesef tercihini kara paradan yana koymuştur çünkü hukuk devletinin yerleşmesinden çok korkmaktadır, hukuk devletini yerleştirmek bir yana, olanı da çökertmek için elinden geleni yapmaktadır.
Erdoğan’ın hukuk devleti düşmanlığı maalesef Türkiye’yi bir kara para ülkesi haline getirmiştir.
Birileri çıkıp da “Bunu da nereden uyduruyorsun?” derse, ben de dokuz kez çıkan Varlık Barışı yasalarını (paranı getir, kökenine uyuşturucu parası dahi olsa bakmayacağız yasası) ve OECD’nin Türkiye’yi kara para sıralamasında sondan bir önceki gri listeye koymasını, “Küresel Organize Suçlar Endeksindeki” iyi vatandaşı utandıran sıralamayı gösteririm.
Keşke Erdoğan ve çevresi bu durumlara düşmeyip hukuk devletinden korkmasa idiler.
17-25 Aralık tapelerinin doğruluğunu artık AKP’liler bile kabul ediyor.
Bir Cumhurbaşkanının en yakınları hiç Man adası ile parasal ilişki kurar mı, suç demiyorum ama ayıp denen bir şey var ya.
Türkiye’nin geldiği nokta maalesef Erdoğan’ın çok çirkin tercihlerinin bir neticesidir.