Mehveş Evin
Formatı robota değil kendinize atın
Üç yıl önce doğdu. Şimdiden Gongbei Limanı ve Şenzen Bao’an Uluslararası Havalimanı’nda yolculara hizmet ediyor, güvenlikte çalışıyor. Çin’de artık onbinlercesi hizmet sektöründe kullanılıyor.
Sanbot Elf, robot ve Yapay Zeka teknolojisinin ürünü. Yeni nesil insansı robotu, CCTV gözetleme kameralarının üreticisi Qihan Teknolojileri 2016’da piyasaya tanıttı. O gün bugündür iki kardeşi daha oldu ama konumuz bu değil.
Sanbot’u, Ulaştırma Bakanı’nın azarladığı, sonra kendisinden özür diletilen robot olarak tanıdınız.
Neresinden tutsanız gülünç, ama aynı zamanda acıklı. Hal-i pürmelalimizi daha iyi anlatan ne olabilirdi?
Bir yandan ‘Güvenli İnternet Günü’ denilen bir etkinlikte, son model teknolojiyi nasıl takip ettiğini halka göstermek için sunuculuğu bir robota yaptırıyorsun...
Öte yandan, daha konuşmanın başında "Sonuçta bir robot bizleri yönlendirmeye başladı. Sonumuz hayır olur inşallah" diye bu durumun karşısındaki aczini ifade ediyorsun.
Çünkü bırakın Türkiye’yi yönetenlerin robotikte, teknolojide ilerlemeyi teşvik etmesini; bilimsel düşünceye dair ne varsa silmeye çalışıyor...
Dünyadan habersiz, bilimden, akıldan giderek kopan bir nesil, üretmeyen bir toplum yaratırken, her politikasıyla beyin göçünü tetikliyor. Üstelik yaptığıyla gurur duyuyor, ‘onlar gitsin bizim dindar nesil gelecek’ diye!
Belki başka bir evrende, olur inşallah...
ROBOT ÜZERİNDEN KOMPLEKS KUSMAK
Ya ‘Densiz robot’ başlığı atan, bir robottan itaatkar bir vatandaş gibi davranmasını bekleyen medyaya ne demeli?
Densizin altında ‘Çin malı’ yazarak bir robot üzerinden dahi yabancı düşmanlığı yapmayı becermek nasıl bir şey, anlayan varsa beri gelsin. Çin dünyayı değiştiriyor, sen neden bahsediyorsun?
Hem yaranacağım derken okurun zekasını küçümsüyor. Hem içinde debelendiği ve muhtemelen asla yüzleşmeyeceği cehaletiin ortaya seriyor.
Robot hadisesi, medya yalakalığının sonunun olmadığını, hep bir aşama daha ötesini becerebildiklerini de gösterdi.
Malum, Kanal D, robotu yayına çıkarıp Bakan’dan özür diletmeye kadar vardırdı işi. Bravo! Format atın, tıpkı kendinize attığınız gibi. Zaten daha fazla biat, daha fazla yaranmak amacıyla kimbilir günde kaç kez format atılıyor size...
Hakir gördüğünüz o makineden farkınız ne? Çok mu üstün görüyorsunuz kendinizi?
Oysa Sanbot’la ilk tanışma çok farklı olabilirdi. Programlandığı şeyi, yani mantıklı olanı yaptı diye horlandıysa bile umurunda değil. En azından öyle varsayıyoruz!
Çünkü pek çok beceride, insandan daha üstün olduğunu kanıtladı. İnsan yoruluyor, kızıyor, hata payı yüksek, sabırsız olabiliyor, doğuruyor, istiyor vs vs... Bilirsiniz, sermayenin baş ağrıları işte. Bir de 6 bin dolara satın alınabilen, cep telefonuyla yönetilebilen Sanbot var.
'BEN HERŞEYİ YAPMAYI ÖĞRENEBİLİRİM'
Sanbot’un tanıtım videosu, izlediğim en tuhaf şeylerden. Bir çeşit ‘Black Mirror’ senaryosu. Evet, sevimli tipine rağmen ürkütücü de. Zira Sanbot’un açılış cümlesi şu:
"Ben her şeyi yapmayı öğrenebilirim. Hizmetçiniz, sekreteriniz, bodyguard’ınız, öğretmeniniz olabilirim."
Video, Sanbot’un hizmet sektöründe neler yapabileceğine dair küçük gösterilerle sürüyor. Bir bakıyoruz müze rehberi. Hem bilgi veriyor, hem tarihi esere dokunanı alarm çalarak uyarıyor. Bir bakıyoruz ‘evlilik teklifi hizmeti’ veriyor: Yemeğiyle, müziğiyle, erkeğe ve kadına doğru zamanda uygun davranışları hatırlatarak...
Ama en acayibi ve Sanbot’a dediğine göre, en sevdiği, "ailenin parçası" olmak. Evin herşeyini dört dörtlük takip eden, surat asmayan, çalmayan hizmetçisi demek istiyor yani. Aynı zamanda bir gözetmen: Evin dedesi maç seyrederken çok heyecanlanıp kalp ritmi hızlanınca oğluna haber veriyor. Oğul hemen telefona sarılıyor: Babacığım bir daha sefere maç seyretmene izin vermem! Videoyu seyretmek için tıklayın
Hayallerinizi geniş tutun, 2016’sının modeli bunları yapıyorsa kimbilir beş yıl sonra daha neler yapabilecek... İşçi, asker, cerrah, eş, yazar? Hepsi şu an olmakta zaten.
O zaman, bildiğimiz dünyadan, insanlıktan geriye ne kalacak?
Medya yolunmuş kaza dönmesiydi, robotun ne yapabildiğini, nasıl çalıştığını, dünyada yapay zeka hakkında yapılan tartışmaları belki izleyebilirdik.
Ünvanı ‘Ulaştırma ve Haberleşme’ yazan bakanın, bizzat sahneye çıkardığı robotu azarladığı bir ülkede, ne gerek var değil mi?