Gazinolarda fuhuşa zorlanan kız çocukları

15 yaşında gazinolarda zorla çalıştırılan kız çocuğunun dosyası 6 yıldır ‘daimi arama’da. Olası suçluların yakalanması için hiçbir işlem yapılmadı.

Zehra, 13 yaşına kadar Hakkari’de babası, üvey annesi ve 5 kardeşiyle yaşadı. Babası ile abisinden sürekli gördüğü fiziksel şiddet bir yana, 13 yaşında onu 26 yaşındaki bir adamla evlendirmeye kalktılar. Düğüne bir hafta kala Zehra evden kaçtı. Otobüsle Van’a, oradan da Ankara’ya giderek üç ay bir kadının çocuklarına baktı.

2008 sonunda, Van’a döndü, İran’a gitmek istedi. 14-15 yaşlarındaydı. Planı, reşit olana dek İran’da çalışıp para kazanmaktı.

Van’da tanıştığı R. onu atla sınıra götürdü ve sınıra vardıklarında Zehra’ya ilerideki arabaya koşmasını söyledi. Koşarken ön tarafta mayının patlamasıyla Zehra bayıldı. Gözlerini açtığında İran’da nezarethanedeydi. 3-4 gün burada işkence gördükten sonra Tahran Şahbaz Kadın Cezaevi’ne götürüldü. 3 ay sonra mahkemeye çıkarıldı. Mahkemeden sonra 1.5 ay daha cezaevinde kaldı. 4.5 ayın sonunda Van Sarayköy Jandarma Karakolu’na teslim edildi. Sarayköy Cumhuriyet Savcılığı, hakkında araştırma yaptı ve PKK ile bağı olmadığı anlaşıldı.

Sonrasında ailesine mi, yoksa yurda mı gitmek istediği soruldu. Zehra yurtta kalmak isteyince 2009’da Van Kız Yetiştirme Yurdu’na teslim edildi. Burada 1,5 yıl kaldı. Yurt idaresi, yurtta çıkan bir yangını Zehra ile arkadaşından bilince, 2010’da her ikisi de Antalya’daki Umut Evi Rehabilitasyon Merkezi’ne sürüldüler.   

GAZİNODA ŞİDDET GÖRDÜ

Zehra 2011’de bu merkezde tanıştığı Gözde ile kaçtı. Gözde, "Annemin yanına gideceğiz" diyerek onu Denizli’ye götürdü. Otogarda sabahladılar. Sabah Gizem, S. adlı bir adamı aradı, "Annem gelene kadar S. babanın yanında kalacağız" dedi. Minibüsle Beyağaç’a gittiler, S. onları aldı ve S.’nin Yeri adlı gazinoya götürdü. Akşam Zehra’ya dekolteli kıyafetler, topuklu ayakkabılar giydirip makyaj yaptılar ve konsomatris olarak çalışmaya masalara gönderdiler. Zehra burada 3 gece çalıştı. Kazandığı parayı da alamadı.

Sonrasında, B. ve Ç. isimli iki adam, Selma Anne dedikleri biriyle gelip Zehra’yı Denizli merkeze götürdüler. Selma "Ç.’nin çok parası var" diyerek Zehra’yı Ç.’ye satmaya çalıştı. Zehra, Kocabaş kasabasındaki gazinoya götürüldü. Akşam Ç. geldi, 3 bin TL’lik masa açtı. Zehra bir ay burada çalıştı. Kazandığı parayı Selma aldı. Ç.’nin tacizleri nedeniyle bir ayın sonunda Zehra, Selma’ya birlikte kaldıkları pansiyondan ayrılmak istediğini, izin vermezse polise gideceğini söyledi. Eşyalarını topladı ve gazinoda çalışan diğer kızların kaldığı pansiyona gitti. 7 ay bu gazinoda çalıştı.

Sonra birkaç gazinoda daha çalıştı. Burada şiddet gördü. Müşterilerden hap, hatta eroin alıp kullandı.

6 YIL GEÇTİ, OLASI SUÇLULAR ARAŞTIRILMADI BİLE

2012’de, gazinonun sahibinin yanına gelip giden, ondan birkaç yaş büyük Y.S. ile tanıştı ve görüşmeye başladılar. Onun yardımıyla alkolden ve uyuşturucudan kurtuldu. Y., Zehra’yı ailesiyle tanıştırdı. Ailesi 3 katlı evlerinin bir katını dayayıp döşeyip onlara verdi. Zehra’nın kimliği olmadığı için resmi nikah yapamadılar, kendi aralarında ev düğünü yaptılar.

Sonrasında Zehra Denizli’de sağlık ocağına gittiğinde iki aylık hamile olduğunu öğrendi; doktora yurttan kaçtığını söyledi ve onu idare etmesini istedi.

Y. ise "Antalya’ya gidip bu işi halledelim, kimliğini çıkarıp resmi nikahımızı yapalım" deyince 18 Aralık 2012’de Zehra, Antalya Çocuk Şube’ye teslim oldu.

Sonra ne oldu derseniz...

Aradan 6 yıl geçmesine rağmen kimseye dava açılmadı, soruşturma dosyası Van’a gönderildi ve dosya ‘daimi arama’da. Yani olası suçluların hiçbiri araştırılmıyor ve/veya yakalanmaları için bir işlem yapılmıyor.

Oysa olası sanıkların yargılanması gereken suçlar ağır: "Göçmen kaçakçılığı suçu, çocuğun kaçırılması ve alıkonulması, Sevgi Evi’ni terk eden çocuğu, ailesini ve yetkili makamları durumdan haberdar etmeksizin yanında tutmak, çocukları fuhşa teşvik etmek veya yaptırmak veya aracılık ettirmek..."

ÇOCUKLARI KORUYAMIYORUZ

Peki savcıların bu dosyayla ilgilenmeme nedeni ne olabilir?

Bir kere, savcılar iş yüklerinin fazla olmasından şikâyet ediyorlar. Onlar için en iyi dosya, takipsizlik kararı verilen dosya. Böylece delilleri araştırmakla, şüpheli ifadesi almakla, yazışmayla, iddianame hazırlamakla uğraşmamış oluyorlar.

İkincisi, bu tür dosyaları angarya gibi görüyorlar. "Kızın zaten kimsesi yok, zaten yurtta kalıyor, zaten ‘yolu belli’ niye uğraşalım ki" düşüncesiyle önemsemiyor ve görmezden geliyorlar.

Oysa ortada ciddi bir sorun var!

Kimi Sevgi evlerinde kalan kız çocuklarının gazinolarda fuhşa zorlandığına/zorla çalıştırıldığına dair dosyaların olduğunu CMK müdafilerinin konuşmalarından duyuyoruz. Bu bilgi ne yazık ki şifahen avukatların arasında kalıyor. 

Emine Bakan’ı hatırlayın...

Yüzde 40 zihinsel, yüzde 23 işitsel engelli 17 yaşındaki Emine Bakan, Burdur’un Çavdır İlçesi'nde evlilik vaadiyle kandırılmış, ardından gazinolara çalışmaya götürülmüş ve sonunda ölü bulunmuştu.

Zehra ve Emine gibi çok sayıda kız çocuğunun başına gelenler ve ortadaki cezasızlık, bu ülkede çocukları koruyamadığımızın, çocukların istismara açık olduğunun en bariz kanıtlarından.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Melis Alphan Arşivi